Yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmak için zamana ihtiyaç duyduğu ve doğru miktarda dikkat dağınıklığının inovasyonun anahtarı olabileceğine dair güçlü kanıtlar bulunmakta.
Yaratıcılık tarihinin bize öğrettiği bir şey varsa o da büyük fikirlerin çoğu zaman onları en az beklediğimiz an da ortaya çıkmasıdır. Bir restoranda yemek yerken, yemekten sonra yürürken veya geceleri uyumaya hazırlanırken yeni melodilerin aklına nasıl geldiğini anlatan Wolfgang Amadeus Mozart'ı düşünün. Mozart yaratıcı fikirler hakkındaki görüşünü şu şekilde dile getirmiştir: “Bana nereden ve nasıl geldiklerini söylemek imkansız geliyor; kesin olan şey, onları dilediğim zaman getiremeyeceğim."
Bu düşünceleri hisseden sadece Mozart değildir; Fransız matematikçi Poincare, otobüste seyahat ederken veya deniz kenarında yürürken atılımlarının nasıl gerçekleştiğini anlatırken, Agatha Christie suç hikayeleri için fikirlerin genellikle yıkanırken veya banyo yaparken geldiğini bildirmiştir. Otobiyografisinde "Zorunluluğun icatların anası olduğunu sanmıyorum" diye yazan ve "Bence buluş, doğrudan tembellikten, muhtemelen de tembellikten kaynaklanıyor." diyerek aslında tembelliğin de bir başarı nedeni olduğunu anlatmak istemiştir.
Psikologlar, yaratıcı fikirlerin bir "kuluçka" döneminden sonra ortaya çıkma ihtimalinin çok daha yüksek olduğuna dair güçlü kanıtlarda hemfikir gibi görünüyorlar. Burada bahsedilen kuluçka dönemi aslında siz elinizdeki işten tamamen farklı bir şeye odaklanırken veya beyniniz perde arkasında çalışırken olduğu bir süreç. Bu süreç; yürüyüş yapmayı, ev işlerini yapmayı veya duş almayı içerebilir. Çalışırken yapılabilecek ölçülü ertelemeler problemleri çözmenize yardımcı olabilir.
Özgür Düşünme
Bir kuluçka döneminin yeni ve yaratıcı anlayışlara yol açmasının birçok nedeni vardır. Önde gelen teorilerden birine göre, bu durum bilinçsiz zihnin gücüne bağlıdır: Görevimizi bıraktığımızda, beyin bir çözüm ortaya çıkarana kadar farkındalığın altında çözümler aramaya devam eder.
En önemlisi bir kuluçka dönemi görevimizden uzaklaşarak biraz da olsa psikolojik mesafe kazanmamızı sağlar. Tek bir soruna odaklanmak için uzun zaman harcadığınızda belirli bariz çözümlere odaklanmış olabilirsiniz. Bir kuluçka dönemi, zihinsel odağınızı genişletmenize yardımcı olurken böylece farklı bağlantılar kurabilir ve yeni bir bakış açısıyla soruna geri dönebilirsiniz. Şaşırtıcı bir şekilde, kuluçka dönemi en iyi şekilde zihninizin dikkatini çeken ancak nispeten kolay bir görevle dağıldığında işe yarayabilir, böylece ona özgürce dolaşması için yeterli alan verilir.
Üretken Erteleme
Üretken erteleme, işlerini erteleyenler için iyi bir haber çünkü "zaman kaybettiren" faaliyetlerimizin çoğu daha fazla yaratıcılık için en uygun dikkat dağıtma seviyesini sunabilir. Amerikalı yönetim profesörleri Jihae Shin ve Adam Grant'in yaptığı yepyeni bir çalışmada kanıtlandığı gibi anahtar nokta, ılımlılık içinde dikkat dağıtıcı yöntemler kullanmaktır.
Araştırmacılar ilk olarak katılımcılardan bir öğrenci girişimcinin yeni bir şirket kurmak için 10.000 $ harcayabileceği en iyi yolları beyin fırtınası yaparak düşünmelerini istedi ve daha sonra bunu bir iş teklifi olarak yazmaları gerekti. Ertelemeyi kışkırtmak için katılımcılara egzersiz sırasında kolayca erişebilecekleri Jimmy Kimmel Live'dan komik YouTube videolarının bağlantıları da verildi. Araştırmacılar daha sonra tekliflerinin orijinalliği ile ne kadar ertelediklerini karşılaştırdılar. Klipleri izlemek için birkaç kısa ara veren insanlar, hem düşük hem de yüksek erteleyenlerden çok daha yaratıcı fikirler üretme eğilimindeydiler - ılımlı seviyelerde dikkat dağınıklığının yenilikçi düşünceyi serbest bırakabileceği fikrini destekliyorlardı.
Yaratıcı Bir Şekilde Zaman Nasıl Boşa Harcanır?
İster gelişmekte olan bir yazar, ister reklamcı, bir stratejist veya daha orijinal ders planları bulmayı uman bir öğretmen olun; bu sonuçlar akılda tutmaya değer. Yaklaşan bir son tarihle karşı karşıya kaldığımızda elimizdeki görevden herhangi bir zaman uzaklaşmaktan korkabiliriz. Ancak bu ters etki yaratacaktır ve bir çözümün yüzeye çıkmasına izin verirken birkaç dakikayı keyifli bir şekilde geçirmekten veya görevi tamamen bırakmaktan suçluluk duyulmamalıdır.
İşte tam da bu kısımda liderler de not alabilir. Çalışanlara, çalışma günü dışında zaman ayırmaları için uyarıda bulunmak yerine bunu aktif olarak teşvik etmelidirler. Bunu yapmanın birçok yolu var. Örneğin, Stanford araştırmacıları Marily Oppezzo ve Daniel Schwartz, yürüyüşün farklı düşünmeyi güçlendirdiğini ve kişinin zihnini meşgul eden konular hakkında yeni perspektifler sağladığını keşfettiler. İlginç bir şekilde yürüyüşün yaratıcılığı tetikleyen etkileri, ister içeride ister dışarıda gerçekleşsin benzerdir. Bu nedenle liderler, çalışanları daha fazla yürüyüş yapmaya teşvik eden bir işyeri alanı tasarlayabilirler.
Giderek daha rekabetçi hale gelen iş ortamında yenilikçi düşünceye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var ama bu ancak bilinçli zihnin zaman zaman oyalanma bulmasına ve özgürce dolaşmasına izin verilirse mümkün olacaktır.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir:
Zamanınız Boşa Gitmesin: Akış Alanı Teorisi Nedir?
Öğrenciler için Zamanı Yönetme İpuçları
Zamanınızı Daha Verimli Kullanmanıza Yarayacak 5 Google Eklentisi
"Erteleme"nin Ardındaki 3 Neden
Çağımızın Büyük Sorunu: Erteleme
Hayatı Ertelemeden Yaşamak: Carpe Diem
0 Yorum
Yorum Yap