Her şeyin akıl almaz bir hızla değiştiği günümüzde, iletişim alanında da fark edilebilir ilerlemeler yaşanıyor. Bir iletişimci olarak bu değişimin bir parçası olmak isteyenler için bu hafta 7 kitap önerisiyle geldik.
Gelin bu kitaplara bir göz atalım.
1. 1984 – George Orwell (1948)
Orwell 1984’te toplumun bağımsız hareket edemediği, düşüncelerinin bile denetlendiği kısacası her şeyin devletin kontrolünde ilerlediği bir dünyayı anlatır. Romanda toplum sınıflara ayrılmıştır ve dünya üç totaliter polis devleti tarafından yönetilir. Özgür düşüncenin kısıtlandığı, zihinlerin “Big Brother” tarafından yönetildiği diktatör bir rejimi anlatan 1984, insanların tele ekran adlı aygıtlar aracılığıyla sürekli izlendiği gözetim toplumundan bahsederek aslında hayali bir geleceği anlatır. Yazıldığı dönemden itibaren ilgiyle okunan kitap popülerliğini hâlâ kaybetmemiştir.
2. Görme Biçimleri – John Berger (1974)
Yazar ve sanat eleştirmen olan Berger kitabında, geçmişten günümüze birbirinden farklı görsel temsillerin analizini yaparak, görseller arasındaki farkları anlatıyor. Yalnızca popüler eserleri değil, reklamlardaki görsellerin ve simgelerin kullanılma amacı hakkında hem bilgiler veriyor hem de bizlerin sorgulamasını sağlıyor. John Berger’e göre düşüncelerimiz ve inandığımız şeyler, görme biçimimizi etkiler. Çünkü her birimiz etrafımıza tarafsız bir gözle bakmıyoruz. Gördüğümüz şeyler aslında kişisel düşüncelerimizin ürünleri oluyor. Görmek bir tercihle gerçekleşiyor ve seçimlerimiz düşünce biçimimizi ortaya koyuyor. Yani kişisellik içermeyen bir görme biçimi yoktur.
3. Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley (1931)
Aldous Huxley romanda, anlattığı dünyayı ironik bir ütopya olarak ele alır. Toplumda teknoloji ve sağlık alanları gelişmiş, yoksulluk ve savaş gibi sorunlar yok edilmiştir. Bütün ırkların eşit görüldüğü ve herkesin daima mutlu hissedeceği bir dünya vardır. Ancak bu ilerlemelerin sebebi, birey ve toplum açısından önemli değerlerin (edebiyat, sanat, kültür, kültürel çeşitlilik vb.) yok sayılmasıyla meydana gelmiştir.
4. Mülksüzler- Ursula K. Le Guin (1974)
Roman, “Urras” ve “Anarres” adı verilen ikili dünya sistemini anlatır. Urras, kapitalist ve devlet yanlısı olanların, Anarres ise Odo’cu anarşistlerin dünyasıdır. Ursula K. Le Guin bu romanda kapitalist dünyanın bir eleştirisini yapmış, aynı zamanda anarşizmin doğru ve yanlışları bakımından analizini yapmıştır. Ütopik bir eser olarak değerlendirilse de roman aslında, günümüzde kullanılan çok sayıda kavramı kullanmıştır. Bu nedenle tür olarak bilim-kurgu ve siyasi romanları okumayı sevenler için harika bir eserdir.
5. Fahrenheit 451- Ray Bradbury (1953)
Ray Bradbury yazdığı bu kitabı, geleceğin kötü bir senaryosu olarak ele alır. Bradbury itfaiyecileri farklı bir bakış açısıyla anlatır. İtfaiyecilerin görevi ateşi söndürmek değil, tam aksine yangın çıkartmaktır. Yakılan şeyler ev, araba gibi maddi değere sahip olan şeyler değil, daha manevi olan ruhumuzun beslenmesini sağlayan kitaplardır. Ülkede yasak olan kitaplar sorgulanmadan yakılır ve kimse bu durum için fikir yürütmez. Toplum kapsüller ve çeşitli teknolojik aletlerin içinde bir hayata hapsolmuştur. Bireylerin yaşam özgürlüklerin kısıtlandığı totaliter rejimlere, sansüre ve kültür endüstrisi kavramlarına değinen ve günümüzde de güncelliğini kaybetmemiş olan kitap, ilk bilim kurgu romanıdır.
6. Çavdar Tarlasında Çocuklar- J. D. Salinger (1951)
Salinger romanda, ergenliğe geçiş döneminde olan Holden‘nin iç dünyasında yaşadıklarını anlatır. Dersleri kötü olduğu için Holden, ailesinden uzaklaşmak ister. Etrafındaki herkesi sahtekar olarak gördüğü için yalnız kalır. Aslında kitapta Holden’nın ergenliğe girişi üzerinden, topluma uyum sağlamakta güçlük çeken bireylerin dışlanması ve bunun psikolojik bir rahatsızlık olarak değerlendirildiğine dair göndermeler vardır.
7. Çanlar Kimin İçin Çalıyor- Ernest Hemingway (1940)
Hemingway’in başyapıtı olan eser, İspanya İç Savaşı’nın dramatik hikâyesini anlatır. Yenilginin aşikâr olduğu bir savaşta, umudunu yitirmeyen bireylerin öyküsünü içtenlikle ele alır. Savaş atmosferi içindeki insanların, idealleri uğruna ölümü göze alması, kahramanlıkları ve duyguları romantik unsurlarla anlatılır. Roman temelde savaş temasında olsa da sevinç, aşk, korku ve ölüm gibi duyguları başarılı bir şekilde yansıtmıştır.
Bu yazılarımıza da bakabilirsiniz:
Fransız Edebiyatı Dünyasından 4 Kitap Önerisi
Dünya Klasiklerinden 9 Muhteşem Kitap Önerisi
Sayfa Sayısına Rağmen Çok Akıcı 4 Kitap Önerisi