Dile kolay tam 10 aydır hepimiz evlerimizdeyiz. Mart 2020 Karantinası bizleri başta çok zorlasa da sonradan alıştık diyebiliriz. Evde ekmek yaptık, aşçılığımızı geliştirdik, spor yaptık, birbirimize meydan okuduk.. Sonra oh biraz rahatladık, tatil yapalım dediysek de Eylül’de ikinci dalga, ikinci karantina ile karşı karşıya geldik. Durum bu şekilde olunca da maalesef çoğumuz “Ya ben sanırım tükendim! Her gün bir önceki günün aynısı! Çok sıkıldım!” cümlelerini birbirimize söylemeye başladık. Peki bu cümleleri neye bakarak söyledik? Neleri örnek aldık? Çözümü nedir?

1. “Uyku düzenim berbat!”

uyku

Home Office çalışanlar ve eğitimini evden almak zorunda kalan biz öğrencilerden sık sık duyduğum bir cümle haline geldi diyebilirim. Gece geç yatmalar, derse son 5 dakika kala uyanmalardan bahsetmiyorum bile.. Aslında bu olay bizi tembelliğe, vurdumduymazlığa itti ve itmeye de devam ediyor.  Normal düzene elbet bir gün döneceğiz. İşte o döndüğümüz zaman bizler için asıl sıkıntı başlayacak. Şimdi ya zaten evdeyiz neden erken uyanalım ya da neden geç saatlere kadar oturmayalım diyebilirsiniz. Haklısınız da. Fakat bunları yaparken bir sonraki gününüzün verimini azalttığını, beden olarak sizleri yorgun hissettirdiğini de bilseydiniz yine de yapar mıydınız?

2.“Küçük şeyler için bile motive olamıyorum.”

motivasyon

Kendimize aldığımız en ufak hediyeler bile bizleri mutlu edemez hale geldi. Yaptığımız hiçbir şeyin verimini alamadığımızı hissediyoruz. Oysa olaylara bardağın dolu tarafından bakarsak her şey değişebilir. Örneğin, üniversite öğrencisisiniz. Online olarak katılabileceğiniz binlerce etkinlik, bedava yararlanabileceğiniz kurslar, fikir alabileceğiniz sayısızca alanlar.. Dijitalleşme ile bizlere büyük katkı sağlayan bu durumlardan nasıl motive olmayalım ki? Kariyerimizi geliştirmek bizleri nasıl mutlu etmesin?  Farklı bir örnek verecek olursam da evdesiniz ve düzenli spora başlamaya karar verdiniz. Tam 2 ay sonra büyük bir değişim ile insanları şaşırtabilirsiniz ve her aynaya baktığınız da motive olacağınız görüntüyü görebilirsiniz. Tek yapmanız gereken olaylara size faydalı gelecek taraftan bakmak:) hepsi bu kadar basit.

3.“Duygusal olarak aşırı bunalmış durumdayım.”

bunalmış
 

2020 hepimiz için çok zordu. Eşlerimiz, arkadaşlarımız, sevgililerimiz ile sınandığımız koca bir yıl. Ayrılıklar, ölümler bizleri mental olarak çok yıprattı. Bunun yanında içinde bulunduğumuz eğitim hayatımız, gelecek kaygımız da üstüne eklendi.  Fakat bu durumu çözmek yine bizim elimizde.  Bu yaşadıklarımızdan ders çıkarıp, geçmişi unutup geleceğe odaklanırsak en azından umudumuz yeniden yeşerebilir ve biraz da olsa iyi hissedebiliriz.

4.“Her zaman yorgun hissediyorum”

yorgun

En büyük nedeni kötü uyku düzeni olarak görünse de vücudumuz hareketsizlikten, beynimiz çalışmamaktan kendimizi her zaman yorgun hissediyoruz. Fakat gerçekten kendimize uğraşacağımız yeni hobiler, okuyacak yeni kitaplar bulursak öncelikli olarak kafa yorgunluğumuzdan uzaklaşırız. Bunun yanında evde düzenli spor yapabilir, belirli günlerde doğa yürüyüşlerine çıkarsak da vücut yorgunluğumuzu üzerimizden atabiliriz.

5.“Hiçbir şeyi yetiştiremeyecekmişim gibi hissediyorum.”

kaygı

Ödevler, sunumlar, sınavlar.. “Evdesiniz zaten bu da fazladan ödeviniz! Yarın sınav yapacağım hazırlanın arkadaşlar! “söylemleri günümüz gençlerinin en çok duyduğu cümleler haline geldi diyebilirim. Bu kadar fazla ödev, yetişmesi gereken konular olunca zamanın yetmediğini hatta bazen 24 saati 25 saat yapmaya çalıştığımızı görüyorum. Odaklanamama problemi de yanında cabası. Bence bu tarz sorunlar yaşayan insanların başlıca yapmaları gereken ilk şey, bir ajanda almak. Kendilerine bir düzen koyarlarsa bu cümleleri söylemek, bu tarz hissetmek yerine çözüme ulaşabilirler.

6.“İçimde bitip tükenmeyen bir kaygı var.”

kaygı

Ne zaman rahatça nefes alacağımız, maske takmadan dışarı çıkacağımız günler gelecek hepimizin aklında olan ve asla cevabını kestiremediğimiz sorular haline geldiler. Yeni mezunlar nasıl iş bulacağım, okuyan öğrenciler nasıl verim alacağım, işten çıkarılanlar nasıl iş bulacağım diye düşünürken, ailemizden biri virüs kapacak korkusu içimizi yiyip bitirmektedir. Evet, gerçekten bakıldığında bu kaygıdan nasıl kurtulacağız bilmiyorum. Ama kaygılanmaya devam etmenin bize yararı nedir? Çözüm aramadan çözüme nasıl ulaşabiliriz ki? Biraz bunları düşünmemiz gerekir sanırım.

 

Şimdi gelelim çözüme. Aslında yukarıda biraz bahsetmeye çalışsam da buradan asıl çıkarılacak sonuç çözümün kendimizde olduğudur. Öncelikle bir daha kırılmamak için güvenli bir şekilde ‘HAYIR’ demeyi öğrenmeliyiz. Kendimize fazla gelecek sorumluluklar almadan doğru olanı seçmeye odaklanmalıyız. Zamanı yönetmeyi öğrenmeliyiz.  Rahatlamayı ve kendimizle baş başa kaldığımız bu dönemde kendi kendimizin ilacı olmayı öğrenmeliyiz. Bununla yaşamayı kabul edip, kendimize ‘en faydalı nasıl çıkarım bu durumdan’ diyerek çözümler aramalıyız.

Tükenmişliğin sorununu ancak kendi içimizde çözebiliriz. Umudumuzu kaybetmemeli, kendimize değer vermeyi öğrenmeliyiz.

rahatlık, farkındalık

İlginizi çekebilecek diğer içerikler:

10 Maddede Kronik Mutsuz Olup Olmadığınızı Açıklıyoruz

Son Kriz Bükücü Olmak: 5 Maddede Kriz Çözün

Top Selling Multipurpose WP Theme

Yorum Bırakın

Instagram İçeriklerimiz

Reklam Engelleyici Tespit Edildi

Please support us by disabling your AdBlocker extension from your browsers for our website.