banner

Bu yazımızda, bu zamana kadar yapılan en ilginç 5 psikolojik deneyi sizlerle paylaşacağız.

 

1. Pratfall Etkisi

 

Eğer mükemmel değilseniz, insanlar sizi daha çok sevecek.

Yapılan psikolojik araştırmalara göre, bir başkasının önünde hata yapmanız sizi o kişiye karşı daha çok sevdiriyor ve o kişide samimi izlenim bırakıyor.

Psikolog Elliott Aronson’ın bu konu hakkında yaptığı bir deney ise şu şekilde: Bir gruba, sınav sorusu yanıtlayan öğrencileri dinletiyor ve bazı öğrenciler, bu esnada bir fincan kahveyi döküyorlar. Deney sonunda, dinleyicilere hangi kişileri daha çok sevildikleri sorulunca bir fincan kahveyi dökenlerin daha çok sevildiği ortaya çıkıyor.

Başka bir örnek vermek gerekirse; Jennifer Lawrence’ın Oscar töreninde milyonların gözü önünde düşmesi, insanların ona karşı daha fazla sempati duymasını sağlamıştı.

 

2. Pygmalion Etkisi

 

 Başarınız, çevrenizdekilerin sizinle ilgili ne düşündüğüne göre değişebilir.

Psikolog Robert Rosenthal’ın bu konuyla ilgili yaptığı deneyi ele alalım.

Psikolog, birinci ve ikinci sınıf öğrencilerinin bulunduğu sınıfta öğrencilere bir zeka testi uygulamak istiyor. Fakat bu zekâ testi sonuçlarını dikkate almaksızın, kendisi öğrencilerden rastgele seçiyor ve öğretmene hangi öğrencilerin başarılı olacağını söylüyor.

Sene sonunda; sınıfın en başarılı öğrencileri zekâ testinde yüksek puan alanlar değil, psikoloğun başarılı olacağını söylediği öğrenciler çıkınca sonuç herkesi şaşırtıyor. Psikoloğun gözlemlerine göre, öğretmenler başarılı olacağı söylenen öğrencilere daha fazla ilgi göstermiş ve daha fazla üstlerine düşmüştür. Bu deney aslında beklentilerin insan üzerindeki etkisini bizlere gösteriyor.

 

3. Bystander Etkisi

 

Ne kadar çok kişi bir kişinin yardıma ihtiyacını görürse, o kişinin yardım alma şansı o kadar azalır.

Yapılan gözlemlere göre; sokakta birinin yardıma ihtiyacı varsa ve etrafında kalabalık bir grup varsa, bu insana yardım edilme olasılığı çok düşüktür. Fakat tam tersi eğer etrafında bir veya iki kişi varsa yardım alma ihtimali daha yüksektir. İnsanlar, yardıma ihtiyacı olan birinin etrafını kalabalık gördüğünde, zaten yardım eden birileri olur düşüncesiyle karşıdaki kişinin yardım ihtiyacını görmezden geliyor. Psikologlar bu durumu, “Sorumluluk konusunda şaşkınlık” olarak tanımlıyor.

 

Bystander Etkisi’ni sosyal psikologlar Bibb Latane ve John Darley şu şekilde ölçüyorlar:

Bir üniversite kampüsünün kütüphanesinde bir sırada sanki bir öğrenci boğuluyormuş gibi bir arbede yaratılıyor. Eğer bu olay sadece bir öğrencinin önünde gerçekleşirse, bu öğrencilerden %85’i yardıma koşuyor. Eğer bir kişi daha varsa, %65’i yardıma koşuyor. Eğer öğrenciler çevrede iki kişiden fazla olduklarını düşünüyorlarsa yardım oranı %31’e düşüyor.

4. Spotlight Etkisi

 

Hatalarınız zannettiğiniz kadar başkalarının gözüne batmıyor.

Özellikle sosyal medyanın etkisiyle günümüz insanları, kendisinin sürekli gözlendiği ve hareketlerinin dikkat çektiği hissine kapılıyor. Bu durum, kişinin dış görünüşü hakkında paranoyaya kapılmasına bile neden olabiliyor. Psikolojik araştırmalara göre ise, kusurlarımız aslında diğer insanların gözüne bizim zannettiğimiz kadar batmıyor.

Bu konuyla ilgili yapılan deneyde; Cornell Üniversitesi’ndeki bir grup psikolog, katılımcılara üstünde utanç verici resim olan tişört giymelerini ve bu tişörtü kaç kişinin fark edeceğini öğrenmek ister. Deneyin sonuçlarına göre, deneye katılanlar kendilerini normale göre 2 kat daha fazla kişinin fark edeceğini sanmışlardır ancak durum sandıklarından daha farklıdır, aslında sandığımızdan daha az fark ediliyoruz.

 5. Odak Etkisi

 

İnsanlar bir durumun veya olayın tek bir yönüne çok fazla odaklanıp, diğer faktörün etkisini unutmaya meyilliler.

Yüksek geliri olan biriyle düşük geliri olan birini ele alalım. Bu iki kişinin duygu durumları arasında çok büyük fark olduğunu ve zenginlerin varlıklarından dolayı daha mutlu olduğunu sanıyoruz fakat durum sandığımız gibi değil. Asıl durum, tahmin ettiğimizden çok daha az bir oranı gözler önüne seriyor.

Odak etkisine aslında hayatımızın her alanında rastlıyoruz. Örneğin; reklamcılar bir ürünü bize tanıtırken onu almamız için çeşitli vaatler vererek bizi ikna etmeye çalışıyorlar. Politikacılar da aynı şekilde, onların iktidarı giderse mutsuz olacağımızı ve ülkenin gidişatının kötüye gideceğini söylüyor.

Bu deneyin sonucunda, herkesin vaatlerine inanmamamız gerektiğini ve mutluluğumuzu tek bir sebebe bağlamamamız gerektiğini anlıyoruz.

Bu içeriklerimiz de ilginizi çekebilir:

Psikolojik Deneyler: Asch Deneyi

Psikolojik Deneyler: Seligman Deneyi

Psikolojik Deneyler #3: Bölünmüş Sınıf Deneyi ve Efsane Bir Eğitmen

 

 

Özgün İçerik

banner
Top Selling Multipurpose WP Theme
banner

Yorum Bırakın

Instagram İçeriklerimiz

Adblock Detected

Please support us by disabling your AdBlocker extension from your browsers for our website.