Yapay Zeka Konulu Sıradışı Romanlar!

Yapay zeka günümüzde gündemden düşmüyor. Hayatımızın her alanına girmeyi başaran yapay zeka teknolojisi sanat dünyasında da yer edindi. Yapay zeka konulu birçok film çekildi ve kitap yazıldı.

Meraklıları için yapay zeka konulu en sıradışı romanları sıraladık!

Yapay Zeka Konulu Sıradışı Romanlar!

1. Başlangıç - Dan Brown

Dünyaca ünlü yazar Dan Brown'un 2017 yılında yayınladığı bu roman insanlık tarihiyle ilgili verilerin yüklendiği Winston isimli gelişmiş bir yapay zeka etrafında geçen heyecan verici olayları konu alıyor. Teknolojik gelişmelerin beklenmedik sonuçlarına dair sıradışı bir kurgunun gözeçarptığı roman, Dan Brown'un en çok ilgi gören eserlerinden biridir.

2. Klara ile Güneş - Kazuo Ishiguro

2017 Nobet Edebiyat Ödülü sahibi olan Japon Kazuo Ishiguro, duygusal yönü ile öne çıkan bir yazar. Yapay zekanın insanlarla arkadaş olduğu uzak bir gelecekte geçen roman yazarın ödülden sonra yayınladığı ilk eseridir. İnsanlar ile makineler arasındaki karmaşık ilişkiyi dokunaklı ve düşündürücü bir şekilde ele alan Ishiguro, yapay zekanın geleceğine farklı bir ayna tutuyor.

3. Ben Robot - Isaac Asimov

Bilim-kurgunun üç büyük ustasından biri olarak kabul edilen Isaac Asimov'un bu eseri aslında 9 öyküden oluşuyor. İlk olarak 1950 yılında yayınlanan kitapta Asimov kendi tasarladığı "3 Robot Yasası" üzerinden robotlarla insanlar arasındaki ilişkileri farklı açılardan ele alıyor. Eserde bugün yapay zeka ile ilgili yaşanan bazı tartışmaları Asimov'un o yıllarda konu edindiğini görüyoruz.

4. Konuş – Louisa Hall

Konuş, 17. yüzyılda Atlantik Okyanusu'ndan yakın gelecekte Teksas'taki bir ıslahevine uzanan geniş bir coğrafya ve zaman yelpazesinde beş farklı karakterin ağzından anlatılıyor. İnsan olmanın ve hayatı gerçek anlamda yaşayamamanın insanda yarattığı hisler üzerinde duruyor.

Genç bir kadın, istemeyerek evlendiği kocasıyla Yeni Dünya'ya doğru yola çıkıyor. Ünlü matematikçi Alan Turing, en yakın dostunun annesine mektuplar yazıyor. Yahudi bilgisayar profesörü, asosyal karısıyla iletişim kurmanın yollarını arıyor. Yalnız ve travmatik bir genç kız, bir yazılım programıyla mesajlaşıyor. Eski bir Silikon Vadisi dâhisi, kanunlara aykırı bir şekilde insana çok benzeyen oyuncak robotlar yaptığı için hapishanede...
Bu beş karakter de kendilerinden eşleriyle,  arkadaşlarıyla, gelecekteki okuyucularıyla ya da kendilerini anlayacağı yapay zekalarla iletişim kurmaya çalışıyor. 

Louisa Hall heyecan verici ve kendine has anlatımıyla insanlarla bilgisayarlar arasındaki uçurumları gözler önüneseriyor. Günümüzün teknolojik gelişmeleriyle giderek önemsizleşen insanlar arasında yaygınlaşan iletişim problemlerini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.

5. Benim Gibi Makineler – Ian McEwan

Teknolojik gelişmeler ve toplumsal huzursuzluklarla dolu alternatif bir 1980’ler Londrası’nda, yalnız ve amacı olmayan Charlie Friend ailesinden kalan parayı üretilen ilk insansı robotlardan Ademler ve Havvalar’dan birini almak için kullanır. Aşık olduğu komşusu Miranda’ya, kendi Âdem’inin kişiliğini beraber oluşturmayı teklif eder. Fakat başlangıçta zekası ve uyumluluğuyla ikisini de etkileyen Adem zamanla kendi olmayı keşfedecek, Charlie ve Miranda’yı içinden çıkılması zor yollara sokacaktır.

6. Ana Şifre - Carole Stivers

Yıl 2049…Ölümcül bir taşıyıcı madde kontrolden çıktığında bilim insanları, insan ırkının hayatta kalmasını sağlamaya çalışır. Son çare olarak genetikleriyle oynanmış çocukları robot annelerin yetiştirmesine karar verirler. 

Amerika’nın güneybatısındaki çölde doğan Kai’nin tek arkadaşı robot annesi Rho-Z’dir. Bir insan annede olması gereken tüm özellikelere sahip olan Rho-Z, Kai’yi yetiştirir ve ona nasıl hayatta kalacağını öğretir. Ancak Kai ve onun gibi diğer çocuklar büyüdükçe anneleri de tasarlayanların öngöremedikleri şekillerde dönüşür. Yönetim annelerin yok edilmesi gerektiğine karar verdiğinde, Kai bir seçim yapmak zorunda kalır. Rho-Z’den vazgeçecek mi yoksa tanıdığı tek ebeveyni kurtarmak için savaşacak mıdır?

7. Gece Oturumları - Ken Macleod

Nükleer teknolojilerin kullanıldığı, Üçüncü Dünya Savaşı olarak adlandırılabilecek "İman Savaşları" beklenmedik bir sonuca neden olur. Din ve tüm dinî kurumlar dünyada gücünü kaybetmeye başlar.

Teknoloji dünya ve insan yararına kullanılmaya çalışılıyor. İklim değişikliğini engellemek üzere uzaya, günün belli saatlerinde yapay tutulmalar sağlayarak güneşin etkisini azaltacak "Yamalar" yerleştirilmiş. Çoğu İman Savaşı gazisi olan robotlar, gerçek bir özbenlik bilinci kazanmış.

Yaşam kendi halinde ilerlerken, İskoçya'nın başkenti Edinburgh'da bir papaz öldürülüyor. Bulgular, bu olayın bir terörist eylem olduğuna işaret ediyor. Akabinde, bir piskoposun öldürülmesiyle şu soru ortaya çıkıyor: Artık neredeyse hiç etkisi kalmamış din adamların neden ve kimler tarafından öldürülmektedir?