Pandemiden dolayı tiyatroya gidemez hale geldik. Tiyatroya gitmeyi iple çektiğimiz bu günlerde, aslında hepimizin yaşadığı olaylardan bahsetmek istiyorum. Hadi o anlarımızı hatırlayalım ve yüzümüz gülsün. En yakında zamanda tiyatro salonlarında yerimizi alabileceğimiz, sağlıklı günlere kavuşma dileklerimle maddelerime başlıyorum.
1. Oyun için bilet bulmaya çalışırken ter dökmek.
Aslında böyle bir madde ekleyebiliyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum ve tiyatroya giden insan sayısının çok daha fazla artmasını temenni ediyorum. O çok gitmek istediğiniz tiyatronun biletleri satışa çıktığında, bitmesin diye bilgisayar başında beklemelerimizi ve alamazsak diye nasıl ter döktüğümüzü hatırlıyor musunuz? Nasıl güzel bir heyecandı…
2. Yerine önceden oturanların arasından yerine geçme telaşı.
Öyle bir yerde oturuyorsunuzdur ki, her halükârda insanların önünden geçmek zorundasınızdır. İnsanların önünden rahatsız ettiğinizi bilerek, özür dileye dileye yerinize ulaşmaya çalıştığınız o anı hatırladınız mı? Peki o yerinize oturduktan sonra, işte başardım gururu. Üstünüzden büyük bir yük kalkar ve sanki oyunu başarıyla sonlandıran oyuncu edasıyla, seyirciyi selamlar gibi yanınızdakine gülümsersiniz.
2. Oyun sırasında flaşını gözünüze sokarak video ve fotoğraf çekenlere sinirlenmek.
Hepimiz rastlamışızdır oyunun yarısında kamerasını açık hem seyircinin hem de oyuncunun dikkatini dağıtarak fotoğraf çekmeye çalışan o tipe. Her gördüğümde hayretle hatta öfkeyle bakanlardan biri de benim. Ben tiyatroya geldim diye paylaşılmak ve kendini kanıtlamak adına çekilen o fotoğraflar ve videolar sadece komik duruyor. Sosyal medyanın hayatımızın merkezine konumlandığının farkındayım fakat tiyatroya geldiğinizi sergileyeceğiniz fotoğraf o an çekilememelidir. Flaşınızla oyuncuların ve seyircilerin dikkatini dağıtırken, kendinizi kültürlü gibi göstermeye çalıştığınız o çerçeveden çok uzaklaşıyorsunuz. Pandemiden sonra böyle insanlara hiçbirimizin rastlamamasını temenni ediyorum.
4. Oyun bitiminde oyunun etkisinde, hayranlıkla oyuncuları alkışlamak.
Gittiğiniz oyun sizi öyle tesiri altına almıştır ki, belki bittiğini bile fark etmemişsinizdir. Herkes alkışlamaya başlayınca, şaşkınlıkla ve hayranlıkla ayağa fırlayıp sizde alkışlayanların arasına katılırsınız. Gelmiş olmanın mutluluğu ve bitmiş olmasının hüznü birbirine karışır. Bazen göz yaşları, bazense kahkahalar eşliğinde var gücünüzle alkışlarsınız. Bunu hatırlamak hepinizi o en beğendiğiniz tiyatronun, alkışladığınız anına götürdü biliyorum.
5. Onlarca tiyatro biletinin arasına yeni bileti de ekleyip gülümsemek.
Herkes gittiği oyun biletini saklamıyor elbette ama saklayan da bir sürü insan olduğunu düşünüyorum. Ben de o biriktirenler ve bundan büyük keyif alanların arasında yer alıyorum. Oyun sonunda bambaşka bir bakış açısıyla çıkarsınız o salondan. Her gittiğiniz tiyatroyu beğenmeyebilirsiniz fakat tiyatroya gitmek kitap okumak gibidir bence. Her gittiğiniz tiyatro farklı bir eksiğinizi giderir. Bakış açınızı, vizyonunuzu, davranışlarınızı etkiler. Her biri farklı bir noktaya dokunur ve bu yüzden gittiğiniz hiçbir tiyatrodan pişmanlık duymazsınız. Bu yüzden de gülümseyerek, diğer biletlerin yanına yenisini iliştirirsiniz.
Yazımı burada noktalıyorum. Sizin tiyatroya gittiğinizde yaşadığınız olaylar nelerdir ve en beğendiğiniz tiyatro hangisiydi? Haydi yorumlarda buluşalım!
0 Yorum
Yorum Yap