Pınar Akdemir
Kadınlarda ilk takım elbise, siyah mini elbise ve diğer birçok devrimsel başarıyla tarihe adını yazdıran moda tasarımcısı Coco Chanel, her zaman giyilebilecek ve günümüzde hala popülerliğini koruyan tasarımlara imza atmıştır.
Gabrielle Bonheur Chanel, 19 Ağustos 1883 tarihinde Saumur, Fransa’da, sokak satıcısı Albert Chanel ve kız arkadaşı Eugénie Jeanne Devolle’nin çocukları olarak dünyaya gelir. Fakat Eugéine 31 yaşında bronşitten hayatını kaybeder ve Albert henüz 12 yaşındayken Gabrielle’i yetimhaneye bırakır.
Aubazine yetimhanesinde kaldığı 6 sene içinde dikiş dikmeyi öğrenen Gabrielle, terzi olarak iş bulur ve ara ara La Rotonde kabaresinde şarkıcılık yapar. Takma ismi ‘Coco’yu da söylediği şarkılardan biri olan 'Qui Qu’a Vu Coco?’dan alır.
Giyimde her zaman konforu öncelik olarak baz alan Chanel 1910’larda ilk mağazasını açar ve kadın şapkaları satışıyla işe başlar. Rüyalardaki şapkaları tasarlayan bu kadın, bir süre sonra artık kendi kadın kıyafeti koleksiyonunu geliştirmek ister. Kıyafet tasarımcısı lisansı olmadığı için yasadışı bir durumla karşılaşma tehlikesine karşı Coco’nun aklına bir fikir gelir; kıyafetleri, o dönemde sadece erkek iç çamaşırları için kullanılan jarse kumaşla tasarlar. Böylece moda tarihi kendi devrimcisi ile tanışır.
Rüzgarlı bir günde bir formadan ilham alarak tasarladığı elbisenin moda takipçileri tarafından ilgi çekmesi üzerine Chanel moda sektöründeki ilk başarısını yakalamıştır. Elbisesini nereden aldığını soranlara, onlara da bir tane dikebileceğini söyleyerek basit bir satış stratejisi uygulamıştır. Kendisiyle yapılan bir röportajda “Benim şöhretimin temelleri aslında bir gün Deauville’de hava soğuk diye üzerime geçirdiğim eski bir formaya dayanır” demiştir.
Feminenliği ve kısıtlamaları bir kenara bırakıp erkek giyiminin terziliğine ve rahatlığına odaklanan Coco, efsanevi yakasız ceketini ve vücuda oturan etek tasarımını tanıtır. Devrim niteliğindeki asıl model ise kadın pantolonudur.
Coco’nun erkeklerden devşirdiği tek şey kıyafetler değildir; bakımı kolay olduğu için saçlarını keser ve dünyanın önüne gururla kısa saçları ile çıkar. O zamana kadar kadınlar uzun saçlı olmalıdır ve onun bu hareketi tüm kuralları yıkar.
1919’da sevgilisi Arthur’un otomobil kazasında hayatını kaybetmesiyle yasını siyah renkle tutmaya karar verir ve bu rengi günlük hayatın içine zarafetle dahil ederek küçük siyah elbiseye imza atar.
1920’li yıllarda işleri büyütmek adına farklı adımlar atan Channel, hepimizin bildiği adını taşıyan ilk parfümü Chanel No.5’i satışa çıkarır. Büyük yankı uyandıran parfümünü “Daha önce görülmemiş, unutulamayacak, modanın en gözde aksesuarı” olarak tanımlamıştır. Doğal esanslarla değil sentetik bileşenlerle hazırlanan ilk parfüm olma özelliği taşıyan No. 5, hala dünyanın en çok satan parfümlerinden biridir.
1925’te ise bugünlerde bile etkisi hala devam eden Chanel takım elbisesini satışa çıkarmıştır. O dönemde oldukça devrimsel olan bu tasarım kolsuz bir ceket ve üste tam oturan bir etekten oluşmaktadır. Channel sayesinde dönemin kadınları rahat nefes almalarını engelleyen korselere ve içinde rahat hareket edemedikleri jartiyerlere veda etmişlerdir.
Birçok moda devrimi yapan ve büyük başarılar elde eden Coco Chanel ülkemizde ise Atatürk’ün isteğiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üniformalarını tasarlamıştır ve Türk ordusu 1980’li yıllara kadar Chanel imzası taşıyan üniformaları giymiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en son tasarımlarını yapan Arzu Kaprol üniformalarda beğendiği ve tasarımlarını değiştirmek istemediği kısımların Coco Chanel tarafından tasarlanan kısımlar olduğunu söylemiştir.
Dolu dolu ve birçok başarıyla geçen hayatından sonra Coco Chanel, hasta ve yorgun olan haline aldırış göstermeden son tasarımını oluşturmuş ve 10 Ocak 1983' te, bir pazar sabahında hayata gözlerini yummuştur.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir:
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap