Karşınızda biz Türklerin pandemi sebebiyle evde kaldığı dönemde değişen hobileri. 11 ay boyunca eve tıkıldık desek yeridir. Bundan neredeyse 1 yıl önce böyle bir şeyin başımıza geleceğini bilseydik nasıl hazırlanırdık ve neler yapardık bilinmez ama karantina süreci ortalama işte bu tablodaki gibi geçti –en azından eğlence sektörü için böyleydi- kimileri işinden çıktı, kimileri evlendi, kimileri yeni iş kurdu. Bunların hepsi bir yana çoğunlukla evdeydik. Evde olmaya alışkın olmayan çoğunluk kendini boş ve hiçbir şey yapmazken buldu.
Eğer aşağıda yer verdiğimiz tabloyu inceleyecek olursak konser, tiyatro, sinema gibi toplu yapılan etkinliklere bakanlıkların getirdiği kararla yasak konuldu ve insanlar toplu bir yerler de buluşmasına engel olundu. Bu durumun pek çok sektöre eksi yönde çok etkisi olduğu açıkça ortada. Talep azalan sektörler listesinin başını -%78 oranda konserler çekiyor. En az etkilenen sektör ise -%9 ile toplu çizim atölyeleri oldu.
Herkesin işe veya okula giderken evde kalsam şunları şöyle yaparım dediği bir an vardır. İşte o an geldi ve aylarca evde kaldık. En iyi yatırım kendine yatırımdır mantığıyla insanlarımız en çok evde egzersize ilgi duymuş. Evde spor yapmak online oyunları bile geçmiş ve bunun sebebi yemek yemeyi ve yapmayı seven bir ülke olmamız olsa gerek çünkü yediğiniz şeyleri rutin hayattan kopuk miskin bir hayat tarzında bir şekilde yakmanız gerekir değil mi?
Bilgisayar oyunları, kart oyunları gibi alanlardaki artış da gayet normal karşılanacak cinsten ancak aşçılık şeklinde yerini alan yemek meziyeti sadece %6 artış göstermiş. Bunun sebebini şöyle açıklayabiliriz; ülkemizde yerleşik aile hayatını baz alarak konuşursak düzenli olarak sıcak yemek pişen evlerimizin dışında fast food kültürüne yenik düşmüş kesim artık yemek yapmaya başladı çünkü yemek yapmak için yeterli zamanı ve enerjisi oldu.
Bazı önemli olaylar yaşandığı sırada yaratacağı uzun dönemler etkiler, olayların yaşandığı sırada anlaşılmayabilir. Örneğin Bolşevik devriminin olduğu 17 Ekim 1917’de Moskova’da yaşayanların sadece yüzde beşi, olan bitenden haberdardı. Oysa bu devrim bütün 20.yüzyıla damga vurdu. Covid-19’un yarattığı zorunluluklar sonucu doğan yeni eğilim ve alışkanlıklar önümüzdeki yirmi yılın geride kalan yirmi yıl gibi olmayacağının açık kanıtlarıdır. O nedenle bütün okuyuculara bu değişimi hayranlıkla izlemelerini ve bunun içinde kendilerine uygun bir yer almak için hazır olmalarını öneririm.
ÖZGÜN İÇERİK
0 Yorum
Yorum Yap