Öğrenci Kariyeri Banner

İnsanlık Tarihini Değiştiren 6 Deney

İnsanlık Tarihini Değiştiren 6 Deney

Yaşam başladığından beri insanlık hep yeni şeylerin peşinde olmuştur. Farklı amaçlar doğrultusunda hep daha ileriye gitmek için çalışmışlardır. Bazıları hastalıklardan kurtulmak için, bazıları var olan şeyleri anlamak için, bazıları hayatı kolaylaştırmak için… Amaçlar farklı olsa da vizyon hiç değişmemiş: İnsanlık için!

deneysel içerik

Geçmişten günümüze fark yaratanlar çoğunlukla deneme-yanılma yolunu kullanmışlardır. Hatta bu deneyler sayesinde medeniyetin ilk temelleri atılmıştır. Her alanda kullanılabilecek bu yöntemi biraz araştırdık ve sizin için en önemli olanları derledik. İşte dünyayı değiştiren 6 deney ve kahramanları…

1.Dünyanın Çevresinin Hesaplanması – Eratosthenes

dünyanın çevresi

M.Ö 3. Yüzyılın sonunda yapılan bu deney tarihte coğrafyanın babası olarak geçen Eratosthenes tarafından yapıldı. Eratosthenes tarafından hesaplanan şaşırtıcı derecede doğru olan değer, yüzyıllar boyunca yankı uyandırdı.

Bilginliği sayesinde Mısır’a, ünlü İskenderiye kütüphanesinde baş kütüphaneci olarak göreve başladı. Deneyine orada devam etti.

Güneydeki Nil Nehri şehri Syene’de (günümüz Aswan), Kuzey Yarım Küre’nin yaz gündönümü tarihinde öğle güneşinin doğruca aşağıya parladığı, gölgesi oluşmayan bir kuyu olduğunu biliyordu. Kafası biraz karışmış olan Eratosthenes, aynı gün ve saatte İskenderiye’de dikey bir çubukla gölge tipini ölçtü. Oradaki güneş ışığının açısını 7,2 derece veya 360 derecelik bir çemberin 1 / 50’si olarak belirledi.

Dünya’nın küresel olduğunu düşünen Eratosthenes, iki şehir arasındaki mesafeyi hesaplayınca bu rakamı 50 ile çarpabileceğini ve Dünya’nın eğrilik derecesini hesaplayabileceğini anlamıştı. Böylelikle Dünyanın çevresini ölçebileceğinin farkındaydı.

Bu bilgileri sağlayan Eratosthenes Dünya’nın çevresinin, yaklaşık 600 fite eşit, Hellenistik bir uzunluk birimi olan 250.000 stad olduğu sonucunu çıkardı. Mesafe yaklaşık 24.500 mile eşitti, yani basketbol sahası olarak ölçüldüğünde ise doğru rakam 28.500 mil kadardır.

2.İlk Aşının Yapılması – Edward Jenner

edward jenner

Çiçek hastalığı 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıktı ve sona erinceye kadar insan sağlığını kötü etkiledi. Variola virüsünün neden olduğu bu hastalık doğan on çocuktan birinin ölüm sebebi idi.

Doktor Edward Jenner, çiçek hastalığının tedavisini geliştirmek üzere çalışmalarına başladı. Yaşadığı kasabadaki mandıra işçilerinin, sığırlardan bulaşan çiçek hastalığına yakalandıkları gözlemi oluşturdu. Bu gözlem çiçek aşısını bulması sağladı.

Bu hastalığa yakalananların çiçek hastalığına karşı bağışıklık geliştirdiğine dair düşünceler oluştu kafasında, ki haklıydı da. Jenner sığırlardan geçen çiçek mikrobunu kasten bulaştırarak çiçeğe karşı ilk aşıyı 24 Mayıs 1796’da buldu.

3.Darwin ve Çiçekler – Charles Darwin

Darwin çiçekler üzerine hatta orkide üzerine çalışmalar yürütmüştür. Bu çalışmalarla ekosistem üzerine önemli incelemelerde bulundu. Yerel orkide türleri üzerinde çalışması bulunan Darwin, karmaşık yapılı orkidelerin çevredeki çiçeklere polen taşıyacak böcekleri çekmeye uygun görüntüleri ve biçimleri olduğunu fark etti. Her bir böcek yalnızca tek tip orkideyi tozlamak üzere özelleşmiş mükemmel bir tasarım ve şekle sahiptir.

Darwin, üzerinde çalıştığı orkidelerle ve onları tozlayan böceklerle ilgili topladığı bulguları doğal seçilim kuramını açıklamak için kullandı. Çapraz tozlanmayla üreyen orkidelerin kendi kendini üreyen orkidelere göre çevreye daha uyumlu ve hayatta kalma şanslarının da daha yüksek olduğunu savundu.  Tür içi döllenme genetik çeşitliliği azalttığı için türlerin çevreye uyum sağlama şansı da azalıyordu. Darwin” Türlerin Kökeni” adlı eserinde doğal seçilimi ilk kez açıkladı ve üç yıl sonra evrimin modern çerçevesini birkaç çiçek deneyiyle destekledi.

4.Radyasyonun Keşfi – Marie Curie

mariecurie

1897’de Marie Curie, Becquerel tarafından tanımlanan” uranyum ışınları” üzerinde çalışmaya karar verdi. Marie Curie bu gizemli ışınlar üzerinde çalışmaya ve başka maddelerin de benzer ışınlar yayıp yaymadıklarını araştırmaya başladı. Curie, daha önceki çalışmalar sayesinde toryumun da uranyumla aynı ışınları yaydığını öğrenmişti. Bu elementleri” radyoaktif” olarak tanımlamıştı. Çeşitli uranyum ve toryum bileşiklerinden kaynaklanan radyasyonun gücünün uranyum ve toryum miktarına bağlı olduğunu da çok az bir zamanda keşfetti. Çalışmalarının sonucunda yeni bir element buldu. Currie bu elemente polonium adını verdi. Polonium ismi de Marie Curie’nin Polonyalı olmasından gelir. 1903 Nobel Fizik ödülü, 1911 Nobel Kimya ödülü sahibidir.

5.X Işını Kristalografisi - Dorothy Mary Crowfoot Hodgkin

dorothy mary hodgkin

Dorothy Crowfoot Hodgkin 1945’te en önemli kimyasallardan biri olan penisilinin yapısını ortaya çıkartmıştı.

Hodgkin’in çalışması” X-ışını kristalografisi” olarak geçiyor. O tarihlerde kimyacılar, çözümlemek istedikleri bileşikleri önce kristalize etmek zorundaydılar. Hodgkin penisilin kristallerinden geçirdiği X-ışınlarını bir fotoğraf levhası üzerine düşürdüğünde elektronlar etkileşip hafifçe dağıldı. Hodgkin, penisilin molekülündeki atomların dizilişini ve yapısını kesin biçimde belirledi. Hodgkin, yine aynı teknikle birkaç yıl sonra B12 vitamininin yapısını çözerek büyük bir araştırmayı sonuçlandırdı. 1964 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülmüştür.

6.DNA’nın Şifresi- Alfred Hershey ve Martha Chase

martha and alfred

İnsanların merakı sadece maddesel düzeyde değildi. Vücutlarını da keşfetmek adına bir sürü deney yaptılar. En çok merak edilenlerden bir tanesi de şüphesiz DNA’ydı. DNA’nın şifresini James Watson’ın çözdüğü biliniyor. Fakat onun bu keşfi büyük ölçüde, Alfred Hershey ve Martha Chase gibi bilim adamlarının DNA’yı kalıtımdan sorumlu molekül olarak tanımladıkları deneylere dayanır. Hershey ve Chase, bakteriyofaj olarak bilinen bir çeşit virüs üzerinde çalıştılar. DNA sarmalını çevreleyen protein tabakasından oluşan bu virüsü bir bakteri hücresine enjekte ederek onu daha fazla virüs üretmeye programladılar. Yeni oluşan virüslerin serbest kalabilmesi için hücreyi öldürdüğünü gördüler. Fakat hangi bileşenin bunu yaptığını veya sorumlu olduğunu anlayamamışlardı. Daha sonra “blender” deneyini gerçekleştirdiler ve bu deney onların DNA’yı çözmesine yardımcı oldu.


Alize Kara

Öğrenci Kariyeri yazarlarından Alize Kara..

0 Yorum

Yorum Yap

😄

Bültenimize kayıt olun!

Güncel haberleri takip etmek için bültenimize kayıt olun, böylece daima güncel bilgilerle donanmanıza yardımcı olabilelim.