Hani gece uyumaya çalışırken gün içinde yaşadığımız bir diyaloğun daha iyi bir alternatifi gelir ya aklımıza…
Dersiniz ki, keşke o an susmak yerine bunu söyleseydim. Ya da onu demek yerine bunu söyleseydim, o zaman daha güzel bir cevap olurdu… Sonra şarkı girer araya.. Hep sonradan gelir aklım başıma.. Hep sonradan sonradan..
İşte bu olayın Fransızlarda kalıplaşmış bir ismi var:
”Esprit d’Escalier”
Bu deyim gibi kalıplaşmış cümle öbeğininin direkt çevirisi ‘Merdivenin ruhuna sahip olmak’.
Merdiven Ruhu, Merdiven Zekası ya da Merdiven Nüktesi olarak da Türkçeleşiyor.
Böyle bir kalıp neden böyle bir durum için kullanılmış diye soracak olursanız da, elbette bir hikayesi var.
L’esprit d’escalier kavramının çıkmasına sebep olan şey ‘Paradoxe Sur Le Comedien’ adlı kitap. Kitapta karakterimiz, evin içerisinde bir tartışma yaşıyor. Fakat istediği o güzel cevabı tartışma esnasında söyleyemiyor. Kapıdan çıkıp merdivenlere oturduğunda aklına tartışma sırasında gelmesi gereken harika bir cevap geliyor. Keşke bunu olay anında söyleyebilseydim, diye dedirten şey ise merdivenlerin ruhu.
Merdivenlerin ruhuna sahip olduğu için aklına gelen o güzel cevap Fransızlar için kalıplaşıyor ve hala daha kullanılıyor.
Yeterince bilinmeyen bu ‘Merdiven Nüktesi’ bizde çok da yer edinebilmiş değil. Belki de ‘Yastık Nükteleri’ bizim için daha uygundur. Çünkü ‘Keşke öyle demeseydim, neden bunu söylemedim ki’ gibi pişmanlıklar bize genelde geceleri uykuları kaçırmak için uğruyor.
özgün içerik