1.Uyum Sağlayan Liderlik Uygulamaları / RONALD HEIFETZ
Liderlik üzerine söylenmiş tüm sözleri unutun! Bu kitap, size organizasyonunuzu ve dünyayı değiştirmek için araçlar ve taktikler sunacak, gerçek anlamda liderlik etmenin ne olduğunu gösterecek.
2.Stratejik İkna / JAY HEINRICHS
Herkes sürekli olarak bizi bir konuda ikna etmeye çalışıyor: politikacılar, reklamcılar, medya ve en önemlisi de yakın çevremiz. Retorik sanatını doğru öğrendiğiniz takdirde konuşmaların yönünü belirleyebilir, tartışmaları kendi lehinize çevirebilirsiniz. Bu kitapta;
- Manipüle olduğunuzu anlamayı kolaylaştıran yalan dedektörlerini,
- İnsanları onlarla aynı çizgide olduğunuza inandıracak şifreli dili,
- Farklı ikna durumlarında cümlelerin hangi zaman formunda (geçmiş-şimdiki-gelecek) ifade edilmesi gerektiğini ve çok daha fazlasını bulacaksınız.
3.Prens / NICCOLA MACHIAVELLI
‘’İnsanın, tuzakları tanımak için tilki, kurtları korkutmak için de aslan olması gerekir.’’
Niccolò Machiavelli’nin ölümünden beş yıl sonra yayımlanan eseri Prens, o tarihten günümüze kadar devam eden bir tartışmayı başlatmıştır. Prens, devlet yönetiminde amaca ulaşmak için her yolun geçerli olduğunu savunan bir elkitabı mıydı, yoksa devletin ve iktidarın gerçek doğası üstüne felsefi ve siyasal bir başyapıt mı? Prens, kimilerince *şeytanın kitabı* olarak nitelendi, kimilerince de gerçekçi siyaset kuramının bir başyapıtı olarak. Ama kesin olan bir şey var ki, devlet yönetme sanatının en temel kaynaklarından birini oluşturdu. Yapıt, özlü anlatımı, etkileyici imgeleri ve gerek çağdaşları gerek sonraki kuşaklarca harfi harfine yorumlanan kimi özdeyişlerinin pervasızlığıyla çok daha büyük ün kazandı.
4.Ahlaki Duygular Kuramı / ADAM SMITH
Ahlaki Duygular Kuramı, ahlaki sistemlerin temellerini yeniden atar, bu yüzden ahlak ve siyasi düşünce tarihinin ana metinlerinden biridir. Sempati fikrinden hareket eden Smith bilinç, ahlaki yargı ve erdemler üzerine özgün kuramlar ortaya koyar. 1759 yılında yayınlandıktan sonra büyük etki yaratan çalışma Aydınlanma devrinin toplumsal, hukuki ve idari kurumları için rehber bir yapıt haline gelmiştir. Bu bağlamda, modern insanın zihin yapılarını biçimlendiren bu eser sadece uzman araştırmacılar değil konuya ilgili her okur için eşsiz bir başucu kaynağıdır.
5. Anna Karenina / LEV TOLSTOY
Anna Karenina’nın isteyebileceği her şeyi vardır. Güzel, popüler ve zengindir. Bunların yanı sıra iyi bir eşe ve çocuğa sahiptir. Fakat hiçbiri Anna Karenina’nın mutsuz hissetmesini, evliliğinden soğumasını engellemez. Her şey zengin bir ordu subayı olan Kont Vronski ile tanışmasıyla değişir.
Fyodor Dostoveyski’nin, *kusursuz bir sanat eseri* olarak tanımladığı Anna Karenina’da Tolstoy tutku, aşk, ihanet ve mutluluk temalarını işlerken, bir yandan da 19. yüzyıl Rus toplumunu merceği altına alıyor.
6.Doksan Beş Tez / MARTIN LUTHER
Martin Luther (1483-1546): Reform’un temellerini atan Alman ilahiyatçı, besteci, rahip ve keşiş. Orta halli bir ailenin çocuğudur. Önce Magdeburg Latin okulunda, daha sonra Erfurt Üniversitesi’nde eğitim aldı. 1511’de doktora derecesi aldı, ilahiyat ve felsefe dersleri verdi. 1515’te Saksonya ve Türingiya bölgesindeki kiliselerden sorumlu piskopos naibi oldu. 1517 yılında endüljansları eleştiren Doksan Beş Tez’ini Albrecht von Brandenburg’a gönderdi.
Bu tezler kısa sürede önce Almanya’ya, iki ay gibi kısa bir sürede de Avrupa’ya yayıldı. Yazdığı önemli eserlerle kendi kilisesinin ve Protestanlığın temellerini attı. İncil’i Almancaya çevirdi, genel ibadet törenlerini düzenledi.
7.Medeniyetler Çatışması ve Yeni Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması / SAMUEL P. HUNGINTON
Medeniyetler Çatışması, mikrotarihler çağında dünya haritasına bir bütün olarak bakmaya cesaret eden ender çalışmalardan biri, belki de Tonybee’den bu yana dünya tarihini, medeniyetler arasındaki ilişkiler bağlamında anlamaya çalışan ilk büyük kitap.
Huntington, küreselleşmenin dünyayı yorumlamak için anahtar kelime olarak kabul edildiği bir dönemde ve güncel gelişmeler ışığında, tarih sarkacının hala doğu ile batı arasında salındığına dikkat çekiyor. Kitabı çarpıcı kılan bir başka nokta, son bölümde, Spengler’den beri telaffuz edilmeyen *medeniyetlerin geleceği*nden cesurca söz açabilmesi.
Huntington’ın kitabı, Doğu-Batı kırılmasını en şiddetli biçimde yaşayan ülkelerden biri olan ve iki medeniyetin sentezini üstlenmeye çalışan Türkiye’nin, günümüz dünyasındaki yerini anlayabilmek, yorumlayabilmek için ayrı bir önem taşıyor: Olmak ya da olmamak işte bütün mesele…
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
Dünyaca Ünlü CEO'lardan Ufkunuzu Genişletecek 8 Kitap Önerisi
0 Yorum
Yorum Yap