Çanakkale Geçilmez! 106.Yıl Dönümü

Çanakkale içinde Aynalı Çarşı, ana ben gidiyorum düşmana karşı, of gençliğim eyvah, Çanakkale içinde vurdular beni, ölmeden mezara koydular beni, of gençliğim eyvah…
Bu sözleri okurken o günlerin duygusunu bir nebze içimizde hissediyoruzdur… Bugün 18 Mart, Çanakkale’de zafer günü… Sizi bir dakikalık saygı duruşuna ardından İstiklal Marşımızı okuyup şehitlerimizi anmaya davet ediyorum.
I.Dünya Savaşı sırasında İtilaf Devletlerinin Rusya ile yaptığı iş birliği ile planları doğrultusunda Osmanlı Devleti’yle aralarında meydana gelen muharebeler, Osmanlı Devleti’nin zaferi ile sonuçlandı.  Kara ve deniz yoluyla gerçekleşen bu savaş iki tarafta da ağır kayıplara yol açtı. İtilaf Devletlerinin asıl amacı Osmanlı Devleti’nin o dönem başkenti olan İstanbul’u ve Çanakkale boğazlarının bulunduğu Gelibolu Yarımadasının kontrolünü ele geçirmekti.  

Almanya ile ittifak halinde olan Osmanlı devleti ordu komutanı Enver Paşa aslında İngiliz cephesinde savaşına katılmamaya karar verdiyse de İstanbul’a gelen Goeben ve Breslau gemileri sebebiyle I.Dünya Savaşı’na girmiş oldu, bu da Rusların Osmanlı Devleti’ne cephe almasının görünen sebebidir. Ardından İngiliz ordusu 1915 Şubat’ta donanma ile Osmanlı’ya saldırıda bulundu ve en son taarruzu 18 Mart 1915’te denedi ancak başarılı olamadı, tam tersine ağır kayıplarıyla geri çekilmek zorunda kaldı. 
Deniz harekatıyla sonuç elde edemeyeceğini anlayan İngiliz ordusu, bu defa karadan savaşmayı planladı. İngiliz ve Fransız orduları İstanbul’a güneyden Arıburnu Cephesinden ilerlemeye çalıştı ancak yine başarılı olamadılar. En son Mustafa Kemal önderliğinde Birinci Anafartalar ve ardından İkinci Anafartalar Muharebelerinde Türk askerinin vatana duyduğu sevgi ve cesur yüreklilikle düşmanları bozguna uğrattı, düşman aralık ayında anavatandan tahliye edildi.

Savaş sırasında yapılan bombardımanlar sebebiyle halk perişan bir haldeydi, halkın eşyası dükkânı yanmış ve yiyecek, giyecek ihtiyacı olması yanında askeri ihtiyaçlar da önde gelmekteydi. Türk halkı, savaşacak asker dahi bulamayınca kadın piyadeler, keskin nişancılar da savaşa katıldı, erkek-kadın, asker-sivil demeden eli silah tutan tüm halkın birlik beraberlik gücüyle alın teriyle bu savaşın üstesinden geldi.

Seyit Onbaşı (Seyit Ali Çubuk), akıllarda en büyük etkiyi bırakanların başında gelir, halkın son deminde karşılıksız duyduğu vatan sevgisiyle bütün askerlerimize yaptığı hareketle büyük güç vermesi, savaşın akıllara kazınan sihirli anı oldu. Kendisi, bir gazi olarak savaştan sonra demircilik ve kömürcülük yaptığı köyünde hayatına devam etti, Balıkesir’de bulunan köy “Kocaseyit Köyü” olarak anılmaktadır. 

BİR YOLCUYA
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğdugu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Necmettin Halil Onan (1902-1968)

Günün anlam ve önemine uygun izlenmesi gereken filmler:

ÇANAKKALE YOLUN SONU (2013)
ÇANAKKALE 1915 (2012)
GALLIPOLI (Gelibolu) (2005) 

Günün anlam ve önemine uygun okunması gereken kitaplar: 
“Arıburnu 1915” Haluk Oral: Savaş dönemini iliklerinize kadar hissettirip yaşamış hissi verecek olan bu kitabı mutlaka okumalısınız! 
“Kıyamet Koptuğunda” Hasan Cevdet Bey'in Çanakkale ve Doğu Cephesi Günlüğü: Çanakkale Savaşından sonra muharebeye Kafkas Cephesinde devam etmiş ve muharebeyi başından sona kendi deneyim ve yaşadıklarını bizzat kaleme aldığı bu kitap bizlere birinci ağızdan savaşa dair etkileyici bir anlatım içermektedir.

Tarihe Yön Verenler: Mustafa Kemal Atatürk ve En Güzel Hikayemiz: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun başlıklı yazılarımıza da göz atabilirsiniz.

ÖZGÜN İÇERİK