Adolf Hitler: İnsanlık Tarihinin En Yıkıcı Küresel Çatışmasının Ardındaki İsim

Dünya savaşları… evet, evet çok geçmedi 2. Dünya savaşı üzerinden…
Şöyle bir ortalama 60 yıl kadar öncesine dayanır baktığımızda ve insanlık tarihinde belki de akla gelecek en korkunç soykırım girişimi gerçekleştirmiştir. 
Bunu daha iyi anlamak için konunun başında akla ilk gelen ismi tanımalıyız. Bu yazı bir yargıdan çok yanlı olmadan bilgilendirici ve objektif yönüyle öne çıkmasını planlıyoruz. Olayları dinlerken belki içimiz acır; belki duymaya katlanamayacağımız, hayal edemeyeceğimiz şeyler duyarız; yine de yargılamak bize düşmez…
Öncelikle Adolf Hitlerin küçüklüğünden başlayarak hayatına genel bir göz atalım. 
Elleri, İkinci Dünya Savaşı'nın yıkımı ve Holokost'un dehşeti ile lekelendi ancak Hitler bu onun kendi seçimiydi. 

1889, Adolf Hitler, 20 Nisan'da Avusturya-Almanya sınırındaki Yukarı Avusturya'daki küçük Avusturya kasabası doğdu. Babası gümrük memuruydu, annesi ise fakir bir köylü ailesinden geliyordu. Hayat, Hitler ailesi için mali açıdan rahattı ama babası otoriter bir karakterdi, 

İlkokulda Hitler zeki ve popüler bir çocuktu. Ortaokulda, çalışmak yerine Boer Savaşı'ndaki savaşları yeniden canlandırmayı tercih ederek 16 yaşında okulu bıraktı. Hitler, bir sanatçı olarak bir kariyer hayal ediyordu. Babası fikri reddetmişti, ancak babasının vefatının ardından hayalini gerçeğe dönüştürmek için Viyana Güzel Sanatlar Akademisi'ne başvurmasına rağmen eddedildi. 
Kısa bir süre sonra annesi de vefat etti, böylece o da Viyana'ya taşındı ve pansiyonlarda ve kartpostallarda uyuyan tehlikeli bir bohem varoluşunu kazıdı. Burada daha sonra ideolojisini karakterize edecek ve Almanya ile Avusturya'yı birleştirme arzusunu karakterize edecek görüşlerin çoğunu geliştirmeye başladı. Viyana belediye başkanının Yahudi karşıtı siyaseti özellikle etkili oldu. Avusturya’nın o dönemdeki çok etnikli bileşiminden nefret ediyordu.  Hitler, Almanya'ya olan bağlılığını kanıtlamak istiyordu. Dünya, daha önce görülmemiş bir savaşa girdi ve iki kez cesaretle ödüllendirildi, nihayet orduda kendisine bir amaç buldu; bütünüyle özdeşleşebileceği bir neden. Hitler’in yavaş yavaş oluşan yahudiler ve sosyalistler hakkındaki fikirleri onu siyasete girmeye yöneltti.

“Benim Kavgam”
Almanya hükümeti çöküşün eşiğindeydi. Hiperenflasyon ile bir somun ekmeğin fiyatının 250 marktan 200 milyara yükseldiğini gören Hitler ülkede bir devrim yapmaya çalıştı, Münih'teki bir birahanede iş adamları toplantısında konuşma yaptı ve ertesi gün 3.000 adamı sokaklara çıkardı ama polis bekliyordu ve ardından gelen şiddet olaylarında 16 Naziler ve 3 polis öldü. Sonucunda Hitler tutuklandı ve vatana ihanetten beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hitler cezasının sadece dokuz ayını Bavyera'da geçirirken politik vizyonunu tanımlayan “Mein Kampf” isimli yani “Benim Kavgam” anlamına gelen kitabını yazdı. Ona göre devlet ekonomik bir varlık değil ırksal bir varlıktı. O, "parazit" olarak gördüğü Yahudilere özel vitriol ile beyaz Aryan ırkının üstünlüğünü ilan etti. Ortadan kaldırılmaları, "mutlaka kanlı bir süreç olmalı" dedi. Mein Kampf, Nazi kontrolü altındaki bir Almanya'nın temel ilkelerini ana hatlarıyla açıkladı: askeri genişleme, "saf olmayan" ırkların ortadan kaldırılması ve diktatörlük otoriterliği… 
Kurduğu partide sürekli yükselişte iken elde ettiği “Etkinleştirme Yasası” sayesinde diktatörlük yetkileri ile yahudileri ve diğer 'istenmeyenleri' kamusal yaşamın dışında tutmaya çalıştılar ve bunun resmi olarak zorunlu biyolojik ayrışma olarak yeni bir aşamaya geçtiler. Her yıl düzenlenen Nürnberg mitinginde Hitler, Yahudi vatandaşlığını reddeden ve "Alman veya akraba kanından" insanlarla evlilik veya cinsel ilişkiyi yasaklayan yasaları duyurdu. Kendi dini kimliklerinden bağımsız olarak, üç veya daha fazla Yahudi büyükanne ve büyükbabası olan herkes etkilendi.  Hitler bu sırada doğduğu memleketi Avusturya ile Almanya’yı birleştirmeye doğru adım adım ilerliyordu. 

Hitler kurduğu Nazi-İşçi partisiyle yeni yeni cephelerde Batı Avrupa’da İngiltere ve Fransa’ya doğru doğudan ise Rusya’ya açıldı, savaşlar açtı, ancak Amerika da savaşa dahil olunca işler Almanya’nın aleyhinde ilerledi. Her ne kadar Hitler, "Teslim olmak yasak" dediyse de donmakta olan açlıktan ölmek üzere olan Alman kuvvetleri şehri tutamadı.
Savaş artık Hitler’in olduğu Berlin’deki sığınağına kadar ilerleyince, yenilgisinin kaçınılmazlığını kabul etti ve kendi yaşamına kendini başından vurarak son verdi.

Birkaç Kitap ve Film Önerisi:
•    Kitap: Hayvan Çiftliği-George Orwell
•    Film ve Kitap: Çizgili Pijamalı Çocuk
•    Film: Piyanist
 

ÖZGÜN İÇERİK