Verinin Manipülatif Etkisi

Dijitalleşme ile birlikte analog veri, dijital verilere dönüşmüştür. Veri diğer bilgisayarlar tarafından okunabilir hale gelmiştir ve bu veri çok boyutludur. Sosyal medya da bu verinin en kolay toplanabildiği bir yerdir. Verilerimizi farkında olmadan bulunduğumuz ağlara bırakıyoruz ve  böylece, bizim her beğen(like)imiz verinin dönüşmesine katkı sağlıyor. Çünkü sosyal medyada sadece hayatımızdan kesitler veya okuduğumuz kitabın güzel bir resmini paylaşmıyoruz, aynı zamanda verimizi de paylaşıyoruz.  

ABD'de İnternet Kullanımı

2020 yılında, ABD’de internet kullanımı 320.059.368 ile Çin’den sonra ikinci sıradadır. Ama ABD nüfusuna oran ile baktığımızda ise %88,1 ile birinci sıradadır. 2020 yılında, sosyal medya kullanım sayıları ise; Facebook 180.000.000, İnstagram 120.000.000, Twitter 59.350.000 ve Linkedin ise 160.000.000’dur. 
Yukarıdaki sayılara baktığımız zaman ABD’de sosyal medya ve internet kullanımın son derece yaygın olduğunu görüyoruz.

ABD’de sosyal medyanın etkisini hemen hemen her olayda büyüktür. ABD başkanlık seçimlerinin sonuçlarına dahi etki edebilecek düzeydedir. Bu konuya en güzel örnek geçtiğimiz yıllarda yaşanan Cambridge Analytica Skandalı’dır. Sadece anket doldurmak ile başlayan süreç, 50 milyon Facebook kullanıcısının verilerinin çalınması ile sonuçlanmıştır.
 

Başkanlık Seçimi

8 Kasım 2016’da ABD başkanlık seçimleri gerçekleşmiştir. Demokrat Parti’nin adayı Hillary Clinton olurken, Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump olmuştur. Bu seçimi Donald Trump kazanmıştır ve yemin ederek 45.  ABD   başkanı olmuştur.

Verinin Manipülatif Etkisi

Günümüzde, verinin toplanması ve bu verinin çeşitli algoritmalar ile  kullanılır hale  gelmesi, ABD başkanlık seçimlerinde de manipülatif  etkisini ortaya  çıkarmıştır. Bu verinin toplanması masum olmadığı kadar kullanımı da masum değildir. Bu büyük data (big data) kullanıcı profillerinin saklandığı   yerdir ve insan davranış ve seçimlerinde büyük etkisi vardır. Big data her yerdedir; herkesi kapsayan, ister istemez etkisi altında kaldığımız bir gerçektir. ABD başkanlık seçimlerinde de bu büyük iddia yer almıştır: verinin manipülatif  etkisi.  

Çalınan Veriler

Cambridge Analytica’nın 50 milyon Facebook kullanıcının verilerini kullanarak, ABD başkanlık seçimlerinde doğrudan etkisi olduğu ortaya çıkmıştır. Çalınan veriler sayesinde seçmen profilleri oluşturulmuş ve kişiye özel reklam, gönderi vb. etkiler ile insan seçim ve davranışlarında doğrudan etki yapılmıştır.   
Sosyal medya araçlarından  en büyüklerinden  biri olan, hatta bünyesinde Whatsapp, Instagram gibi yan kuruluş sosyal ağları da kendisinde barındıran Facebook, toplanan kullanıcı verilerini çeşitli şirketlere sattığı skandalı da ortaya çıkmıştır.  

Sosyal Medya

Sosyal medya kullanırken yaşadığımız bu ve buna benzer güvenlik ihlalleri bizi sayısal verilere dönüştürerek,  açık pazar haline getirmektedir.  ABD’de sosyal medyanın bu kadar kullanıcı sayısına ulaşması nedeniyle artık çoğu insan orada kendine kişilik kazanmaya çalışmaktadır. Birçok kültürel ve sosyal olayların en büyük  yankısını sosyal medyada görüyoruz. Donald Trump’ın attığı herhangi bir tweet, bir haber içeriğinden daha fazla dikkat çekiyor. İnsanların daha hızlı bir şekilde haberdar olmasını sağlıyor ve en önemlisi daha sansosyonel etkiye sahip oluyor.