Öğrenci Kariyeri Banner

Sözlü Dövüş Sanatı: Tongue Fu

Sözlü Dövüş Sanatı: Tongue Fu

Yaşanan hızlı teknolojik gelişmelerle birlikte, kendimizi çoğu zaman artık hayatımızın bir parçası haline dönüşen sosyal medyada buluyoruz. Dolayısıyla, gün içerisinde herhangi biriyle konuşmuş olmasak dahi sosyal medya aracılığıyla diğer insanlarla sürekli iletişim halindeyiz. Peki nedir bu iletişim? Bir adabı, usulü var mıdır? Stratejik midir, öğrenilebilir mi? İşte tüm bu sorularınıza ve hatta daha fazlasına cevap bulabileceğiniz bir kitapla geldim: Tongue Fu!

tongue fu

Şimdiye kadar etkili iletişim, konuşma teknikleri, akıcı konuşma vb. hakkında aldığınız bütün dersleri, sertifikaları bir rafa kaldırın, çünkü bu kitapla teoriyi değil uygulamayı öğreneceksiniz.

Sam Horn yapıtı olan ve Zülfü Dicleli’nin çevirisini yaptığı Tongue Fu, aile içi iletişiminizden tutun da şirketlerin üst düzey yöneticileriyle kurduğunuz iletişime kadar günlük hayatınızda ihtiyaç duyacağınız altın değerinde bilgiler sunuyor. Kitaba ismini veren Tongue Fu kavramını Sam Horn, insanın iç gelişimini vurgulayan zihinsel bir sanat olarak tanımlıyor ve amacının kimi zaman maruz kaldığımız psikolojik bir saldırı niteliğinde olan sözlü silahları etkisiz hale getirmek ve bunları caydırmak olduğunu belirtiyor. Horn, aynı zamanda bu tanıma hepimizin bildiği bir Çin dövüş sanatı olan Kung Fu benzetmesini yapmayı da ihmal etmiyor. Böylelikle insanlarla iletişim kurarken sözlü saldırılardan nasıl korunabileceğimizi ve gerektiğinde bu sanatın inceliklerini kullanarak kendimizi nasıl savunabileceğimizin yöntemlerini sade ve akıcı diliyle ustaca anlatarak ağzımızdan çıkan her bir kelimenin kontrolünü ele almamızı sağlıyor.

tongue fu

Kitap dört ana bölümden oluşuyor. İlk bölüm, bizlere tıpkı bir dövüş sanatının inceliklerini öğretir gibi ilerliyor ve Tongue Fu hakkında başlangıç uygulamaları sunuyor. Bu uygulama tavsiyeleri ve öğüt niteliğindeki her bir bölüm de kendi içerisinde alt başlıklara ayrılıyor. Ayrıca bölüm başlarında yaptığı özlü söz alıntılarıyla da Horn, okuyucu bağlayabilmeyi oldukça iyi başarıyor.

İkinci bölümde ise, artık savunmayı öğreniyoruz diyebiliriz. İyice ölçüp tarttıktan sonra bir adım attık ve şimdi emeklemeye devam ediyoruz. Önümüze çıkan engelleri usulca kaldırıyor ve yolumuza kendinden emin bir şekilde devam ediyoruz. Daha çok günlük iletişimimizdeki örneklerin hâkim olduğu bu bölümde, emir cümlelerini rica veya önerilere dönüştürmeyi, “ama” kelimesinin göründüğünden çok daha fazla şey ifade ettiğini ve derhal hayatımızdan çıkarıp yerine çok daha ılımlı olan “ve” kelimesini eklemeyi ve daha nicelerini öğreniyoruz. Kısacası, kullandığımız kelimeler aracılığıyla bakış açımızı değiştiriyor ve hayatımıza yeni bir soluk getiriyoruz.

Üçüncü bölümde, zihnimizde karma karışık bir halde bulunan düşünce yığınının içine dalıyoruz. Uzun zamandır kimi sebeplerden ötürü toparlamaya zaman bulamadığımız bu yığınla yüzleşip, fark etmeyi öğreniyoruz. Etrafımızda olup biteni fark ediyor ve kulak veriyoruz. Emeklerken biraz yorulduk, şimdi köşemize çekilip olan biteni gözlemliyor ve artık ilk adımımızı atmak için doğru zamanı kolluyoruz. Bu bölümde her şeyden önce sabırla dinlemeyi öğreniyor, ardından oyunun kurallarını kendiniz koyuyorsunuz.

tongue fu

Oyunun kurallarını koydunuz, peki ya ilk hamleyi kim yapacak? Kitabın dördüncü ve son bölümünde, işte bu soruya cevap buluyorsunuz. Sağduyulu ve mantıklı bir şekilde hamlelerinizi yapıyor, oyunun seyrini lehinize çevirerek galibiyete ilerliyorsunuz. Duygularınıza hükmetmeye, artık bardağın dolu tarafından bakmaya başlıyorsunuz. Biraz felsefe biraz da ikna ile pes etmemeyi ve inandırıcı olabilmeyi öğreniyorsunuz.

Özetle, kitabın arka kapağını kapattığınızda adeta bir Tongue Fu ustası gibi hissedeceğinizin garantisini veriyoruz.

Artık iletişim kurmak daha kolay!

 


Ayşe Nur Akyüz

Araştırır, yazar, çizer, okur

0 Yorum

Yorum Yap

😄

Bültenimize kayıt olun!

Güncel haberleri takip etmek için bültenimize kayıt olun, böylece daima güncel bilgilerle donanmanıza yardımcı olabilelim.