Sizi 60’lı Yıllara Geri Götürecek 5 Albüm

Çünkü bazen ilham için biraz geriye bakmak gerekir.

1. October Country – October Country (1968)

1967 yılında kurulan October Country grubunun, sadece kendi adlarında çıkardıkları tek albümleri var: October Country. Folk ve psikedelik rock tarzlarında müzik yapan grup, albümlerinde bunu fazlasıyla hissettiriyorlar. Her ne kadar gitar soloları ve ritimleriyle klasik bir 60’lar rock grubu gibi dursalarda, October Country’nin tarzı kesinlikle rock denilerek geçilecek gibi değil. Hippi kültürü ve psikedeliye olan bağlılıklarının yanında albümün yayınlanan promosyonel filminde bu gruptakilerin aslında hiç de o zamanların müzisyenleri gibi olmadıklarını görüyoruz: Sıradan olmaktan, sakin yaşamaktan hoşlanan birkaç kişi olduklarını. Ve maalesef, bu 60’larda çok da moda olan bir şey değildi, belki de bu sebeple 1968 yılında yalnızca bir albüm kaydettikten sonra dağılmışlardır. Ama yine de, zaman kapsülü gibi bir albüm bırakmalarıyla hatırlanıyorlar. Özellikle de en bilinen şarkıları olan My Girlfriend Is a Witch ile.

2. Nancy Sinatra & Lee Hazzlewood –  Nancy & Lee (1967)

Eğer söz konusu 60’lı yıllara dönmekse, Nancy Sinatra her listede bulunmak zorundadır. Aslında Nancy’nin kariyeri ilk başta çok da güzel ilerlemiyordu. Ama bu, sonralarda babası Frank Sinatra’nın prodüktör olarak Lee Hazzlewood ile iletişime geçmesiyle değişti. Hazzlewood, hem Nancy’nin imajını hem de müzik tarzını büyük ölçüde etkiledi. Artık daha düşük notadan şarkı söyleyen Sinatra’nın 1966 hiti These Boots Are Made For Walking ve ondan sonra gelen Sugar Town sadece Nancy’nin kariyerini zirveye taşımakla kalmadı, aynı zamanda ona 2 Grammy adaylığı kazandırdı.

1967 yılındaysa, ikilinin düet albümü olan Nancy & Lee piyasaya sürüldü.

Melankolik, tiyatral, eksantrik, sofistike ve adeta bir rüyadan fırlamış melodileriyle, Nancy & Lee unutulmaz bir albüm. Psikedeli akımını da takip eden albüm, güzel bir country-barok pop örneği. Albümün en popüler şarkıları arasında Summer Wine, Jackson ve Some Velvet Morning yer alıyor. Zaten öncesinde de beraber harika işler çıkaran ikiliden öyle enfes bir albüm çıktı ki, 2015 yılında Rolling Stones ikiliyi “Tüm Zamanların En İyi İkilileri” listesinde 9. Sıraya yerleştirdi.

3. Paul Revere & The Raiders – The Spirit of ’67 (1966)

Paul Revere & The Raiders, 1966 ve 1967 yıllarında Terry Melcher prodüktörlüğünde listelerde yerlerini aldı. Müzikleri genel olarak en fazla garaj-psikedelik rock kategorisine giriyordu. Ama bunun yanında grubun en büyük ilham kaynakları The Rolling Stones, The Beatles, The Animals ve The Dark Clark Five gibi British Invasion gruplarıydı. Grup yıllar sonra popülerliğini yitirse de, arkalarında bir sürü hit şarkı bıraktılar. 6. Stüdyo albümleri olan The Spirit of ’67 1966 yılında piyasaya sürüldüğünde ise, en bilinen hitleri hayranlarla buluştu; Good Thing ve Hungry. Albüm boyunca grup tarzını terk etmiyor, hibrit bir psikedelik rock-garaj rock tarzı iç içe devam ediyor. Mesela, Hungry tipik bir garaj rock şarkısıyken, All About Her tam bir psikedelik rock örneği. Bunların yanında dikkat çeken bir diğer şarkıysa, Undecided Man. Bu şarkının dikkatleri çekmesinin sebebiyse, grubun Beatles’tan aldığı ilhamı çok güzel bir şekilde portre etmesi. Undecided Man, kullanılan yaylı çalgılar ve aranjmanıyla tam bir Eleanor Rigby 2.0 olmuş. Her ne kadar grup biraz unutulmuş olsa da, bu müzikteki başarılarını kesinlikle azaltmıyor, özellikle de The Spirit of '67 albümünün günümüzde de hala başarılı sayılmasını düşünürsek.

4. The Velvet Underground – The Velvet Underground & Nico (1967)

The Velvet Underground grubunun ilk albümü olan The Velvet Underground & Nico, çıktığı dönemde maalesef başarı yakalayamamıştı. Satışları kötüydü ve eleştirmenler albüme bakmıyordu bile. Ama zaman ona kesinlikle iyi davrandı, çünkü günümüzde en etkileyici ve deneysel rock albümleri arasında yerini alıyor.

The Velvet Underground & Nico, sanatçı Andy Warhol tarafından desteklenmiştir ve onun sayesinde 1966 yılında kaydedilmiştir. Andy Warhol kısmından anlaşılacağı üzere, albüm deneysel olmasının yanında sanatsal rock kategorisine de giriyor. Albüm için söylenecek binlerce kelime ve yazılacak bir sürü betimleme var, çünkü bu albüm varolan en deneysel rock albümlerinde biri. Narin olduğu kadar kaba, sakin olduğu kadar endişeli, kırılgan olduğu kadar sert. . .

Aynı zamanda 60’larda müzikte oldukça popüler olan bir konudan uzak değil: Uyuşturucu. Albümde uyuşturucu teması yoğun bir şekilde işlenmiş, özellikle I’m Waiting for the Man ve Heroin şarkılarında. The Velvet Underground & Nico, yıllandıkça değerlendi ve bize 1967’den zamansız parçalar bıraktı. Biraz deneysel bir Pazar sabahı modunda olursanız eğer, size Sunday Morning‘i sunalım.

Grubun baş solisti, Lou Reed, 2013 yılının Ekim ayında bir pazar sabahında hayat gözlerini yumdu.

5. Would You Believe – The Hollies (1966)

Would You Believe?, tam bir folk rock albümü. Orijinal olduğu kadar içinde coverlarda bulunduran albüm, İçinde Chuck Berry ve Paul Simon gibi isimlerden coverlarda barındırıyor. Orijinal versiyonunda 12 şarkı barındıran albüm yalnızca 30 dakikalık bir dinleme sunuyor. Grubun en kaba, en sert mizaçlı albümü olan Would You Believe?, her şeye rağmen bir kez daha müzikte British Invasion’un bir yansıması.