Şiir Okumanın Havası Geldi! İşte Sizler İçin Derlediğimiz Beş Şiir

Son zamanlarda tüm dünya olarak zor zamanlardan geçiyoruz ve bu süreçte ruh halimiz çok da iyi sayılmaz. Hava durumu ise insanların modunu etkiliyor. İstanbullular için karın ne kadar değerli ve beklenmedik olduğu konusunda hepimizin hemfikir olduğunu düşünüyoruz. Her yıl İstanbullular olarak “bu yıl acaba kar görecek miyiz?” muhabbetlerimiz eksik olmuyor.

Bu günlerdeyse hem İstanbul hem de neredeyse Türkiye’nin dört yanı kara bulanmış durumdayken, hemen ortamı kurup ellerimizi ısıtacak bir kupa çay/kahve eşliğinde pencere kenarlarına tünememek olur mu? Birkaç satır ruhumuzu okşayacak şiirle de bu anları taçlandırdık mı tamamdır diye düşünüyoruz. İşte sizlerin de beğeneceğini düşünerek derlediğimiz bu beş şiir sizlerle.

5. Yat ve Uyu! / Sabahattin Ali

“Bu karanlık, bu uzun kış gecelerinde... Soğuk, buzdan bir perdeyle süslerken camı, Dolaşırken birçok siyah gölge odamı, Damarımda kurşunlaşıp donarken kanım; Yine seni düşünmekle geçer zamanım... Bu kimsesiz... Bu mahzun kış gecelerinde...

Serpilirken pencereme avuç avuç kar... İçerimde hicranlardan bir nehir akar... Karların da lambam gibi rengi sarıdır... Onlar yırtık bir mektubun parçalarıdır: Rüzgar, sana yazdığımı geri getirdi... Pencereden dondurucu bir nefes girdi...

Rüzgar yaptı her çatıda ayrı bir makam... Yine senin hayalini gördüm bu akşam...”

4. Sitem / Bedri Rahmi Eyüboğlu

“Yar yar!

Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar

Değirmen misali döner başım

Sevda değil bu bir hışım

Gel gör beni darmadağın

Tel tel çözülüp kalmışım.

Yar yar!

Canımın çekirdeğinde diken,

Gözümün bebeğinde sitem var”

3. Lambayı Yakma / Nazım Hikmet Ran

“Lambayı yakma, bırak!

Sarı bir insan başı düşmesin pencereden kara.

Kar yağıyor karanlıklara.

Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum.

Kar...

Üflenen bir mum gibi söndü koskocaman ışıklar…

Ve şehir kör bir insan gibi kaldı altında yağan karın.

Lambayı yakma, bırak! Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların dilsiz olduklarını anlıyorum.

Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum…”

2. Firari / Faruk Nafiz Çamlıbel

"Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin Sana kafir dediler, diş biledim Hakka bile Topladın saçtığı altınları yüzlerce elin Kahpelendin de garez bağladım ahlaka bile.

Sana çirkin demedim ben, kafir demedim Bence dinin gibi küfrün de mukaddesti senin Yaşadın beş sene kalbimde, misafir demedim Bu firar aklına nereden, ne zaman esti senin.

Zülfünün yay gibi kuvvetli çelik tellerine Takılan gönlüm asırlarca peşinden gidecek. Sen bir âhu gibi dağdan dağa kaçsan da yine Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek."

1.Cemal Süreya / Biliyorum Sana Giden

“Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım Ben artık adam olmam bu derde düşeli”

tuğba özdemir yazarından öne çıkanlar

Etkinlikler