Öğrenci Kariyeri Banner

Satın Almadan Beynine Sor!

Satın Almadan Beynine Sor!

Her ürünün kendine has sesi, tadı, kokusu, rengi ve müziği vardır.

Son yıllarda duyusal pazarlama anlayışı ile insanların satın alma davranışlarının analiz edilmesine kadar varan boyutlarda müşteri odağından daha çok müşterinin zihnine odaklanılmaktadır. Duyusal pazarlamada beyin görüntüleme yöntem ve teknikleriyle insan beyninin satın alma ile ilgili karar mekanizmaları ve bu mekanizmaların nasıl harekete geçirilebileceği üzerine çalışmalar sürüyor.

Yapılan bir tanıma göre de duyusal pazarlama şu şekilde ifade ediliyor: "Sanki insan beyninde bir satın alma düğmesi var ve insan satın almak için bu düğmeye basıyor."

Pazarlamaya olan ihtiyacın 1900’lü yılların başında sanayileşme ile ortaya çıktığı bilinmekte. Bu dönemde pazarlamanın ve reklamcılığın öncü isimlerinden biri olarak görülen John Wanamaker’ın meşhur bir sözü vardır. 

“Reklam için harcadığım paranın yarısı boşa gidiyor. Sorun şu ki, hangi yarısının boşa gittiğini bilmiyorum”. 

Bahsettiğimiz bu söz 1900’lü yılların başından günümüze kadar olan dönemde pazar, ürün, müşteri ve iletişim araştırmalarının temelini oluşturan bir söz olarak karşımıza çıktı. Pazarlama uzmanları o günlerden bugüne kadar pazarlama üzerine yaptıkları araştırmalarda hep bu sözün boşa giden diğer yarısını bulmayı gaye edindiler.

Duyusal pazarlama sadece tüketicileri satışa götürmeyi amaçlamaz aynı zamanda tüketicilerin markaların ve reklamların mesajlarına verdiği tepkileri daha iyi çözümlemeyi de hedefler. Bu nedenle günümüzde firmalar müşterilerinin bilinç ve gönül payını kazanmak için giderek artan bir şekilde duyusal pazarlamaya yöneliyor ve duyulara daha derinden temas eden mesajlar geliştirmek için psikologlara ve antropologlara başvuruyorlar. Her ne kadar bu durum geçmişten bu yana süre gelse de günümüzde teknoloji ile beraber duyusal pazarlamanın kullanım alanı daha da yaygınlaşmış durumdadır.

Psikoloji ve antropolojinin pazarlama konusunda iç içe olması bu sebeple çok önemlidir. Özellikle sosyal etki ve algı, ikna edici iletişim, reklamcıların ve reklam araştırmalarının oldukça ilgisini çeker. Zaten reklamların etki sürecinin temelinde sosyal psikoloji araştırmaları yer alıyor. Ayrıca günümüzde birçok reklam ajansı ya da reklamla ilgili kişiler ve kuruluşlar sosyal psikoloji araştırmalarına destek veriyorlar. Özellikle ABD’de kimi reklam ajanslarının ya da büyük firmaların bünyelerinde antropologlara da yer verdikleri biliniyor.

Duyusal pazarlama, marka yönetiminde, konumlandırmada, tüketici ve marka ilişkisini belirleme ve bu ilişkideki psiko-sosyal nedenleri ortaya çıkarma açısından da pazarlamacılar açısından araştırmaya ve uygulamaya kesinlikle değer bir alan olduğunu söyleyebiliriz.

Kaynak için tıklayınız


Simay Kurtçu

Site İçerik Koordinatörü

0 Yorum

Yorum Yap

😄

Bültenimize kayıt olun!

Güncel haberleri takip etmek için bültenimize kayıt olun, böylece daima güncel bilgilerle donanmanıza yardımcı olabilelim.