Öğrenci Kariyeri Banner

Rüyalarımız Biliçaltımızın Oyunu Mu?

Rüyalarımız Biliçaltımızın Oyunu Mu?

Baskılamayı unuttuğunda ya da beceremediğinde işte o “gerçek sen” ortaya çıkıyor. En savunmasız olduğun anlarda.  Uyurken… Doğa dışı bir gücün gece biz uyurken “rüyalarımıza” girip gelecekten haber verdiğini sanıyoruz. Gerçek benliğimizi bastırırken kullandığımız onlarca taktikten birisi. E o zaman biz, bize bir şey mi anlatmaya çalışıyoruz? Neden rüya görüyoruz?

 

Dr. Matthew Walker’ın kitabında ise “Rüyalar gün içinde yaşadığımız travmaların, duygu patlamalarının çözümlenmesini sağlarlar. Ertesi gün uyandığınızda bu travmaların hafiflemesini sağlarlar.” Rüyalar zihnin temizlenmesini sağlar, hatta fiziksel olarak toksik proteinlerin ortadan kaldırılmasına ve tüm olayların daha organize ve açık bir zihinle algılanmasına olanak sağlar diyorlar.

Ekvator ve Peru sınırında uzanan yağmur ormanlarında yaşayan Achuar’lılar yüzlerce yıldır geleneksel yaşam tarzlarını devam ettiren bir topluluk. 1990’larda ise yaşadığı topraklar yapılan araştırmalara göre petrol zengini çıkmış. Ve bu bulgu üzerine Ekvator hükümeti hemen bu insanların yaşadığı topraklardan petrol çıkarılmasına izin veren bir yasa çıkarıp bu toprakları özel şirketlerin insafına bırakmışlar. Ya şirketlerle anlaşıp topraklarını terk edecek ve kendilerine tahsis edilecek evlerde yaşayacaklardır ya da ucunda ölüm dahi olsa topraklarını bırakmayacaklardır. Bu kararı vermek içinse yüzyıllardır yaptıkları şeyi yapmışlar. Uyumuşlar. Achuar’lıların bu tip önemli ve kritik dönemlerde başvurdukları geleneksel bir ritüel bu. Gece uykuya yatan Achuar’lılar sabah şafak sökmeden birkaç saat önce hep birlikte uyanarak Guayusa adı verilen ve çok güçlü bir uyarıcı/uyuşturucu etkisi bulunan bir bitkiyi içerek grup halinde bir tür ayin düzenliyorlar. Bu bitki etkisindeyken herkes elbette farklı şeyler görüyor veya duyuyor. Bitkinin etkisi geçtikten sonra herkes tecrübelerini paylaşıyor ve bu görüntüler ve seslere göre kabile adına ya da bir kişi adına veya hakkında ne karar verilecekse işte bu “içsel rehbere” göre kararlarını veriyorlar. Bunu çevrede bulunan ve aslında düşman oldukları tüm kabilelerle birlikte uygulamaya karar veriyorlar. Binlerce kişiden oluşan onlarca kabile bir gece hep birlikte uyanıp Guayusa içiyor ve elçiler aracılığı ile her grup kararlarını birbirleri ile paylaşıyor. Sonuç… Topraklarını terk etmiyorlar ve petrol araştırmaları da büyük direniş karşısında sona erdiriliyor…

 

“Rüya” denince akla gelen iki isimden de bahsetmeden olmaz. Freud ve Carl Jung. Freud Oedipus kompleksini de ortaya attığı Rüyaların Yorumu kitabında örneklerle ve kendince kanıtlarla rüyaların işlevini “dileklerin gerçekleşmesi” olarak açıklamıştır. İstediğimizin dahi farkında olmadığımız isteklerimizin başka bir kılıkta gerçekleşmesi ve bir bakıma bilincin rahatlatmasıdır. Peki, anlamsız rüyalar ne olacak?  Freud bu saçma rüyaların “bilincimizin” saptırması olduğunu, gerçek isteklerimizin bilincin çarpıtması ile çok saçma bir hal alması anlamına geldiğini söylüyor.

Carl Jung’a gelirsek bundan çok farklı bir şey söylüyor rüyalarla ilgili… Jung’a göre rüyalar “asıl benliğimize açılan pencereler”.  Çünkü Jung’a göre “Bilinçaltınızı gün yüzüne çıkarmadığınız sürece hayatınıza siz yön veremezsiniz ve başınıza gelenlere kader der geçersiniz.” Yani rüyalar öyle yorumlanacak, geleceği anlatan, evrensel anlamları olan şeyler değil. Ancak ve ancak sizin anlayacağınız, size sizi anlatan birer mesaj.

Bunu anlamak için de rüyalarda sürekli tekrar eden sembollere, olay örgülerine odaklanabileceğinizi söylüyor. Çünkü egonuzun bastırmaya çalıştığı bazı mesajları iletmeye, sizi kendinizle buluşturmaya çalışıyor bilinçaltınız Jung’a göre. Çünkü bilinçaltınızın, gerçek kişiliğinizin sizin toplum tarafından şekillendirilmiş ihtiyaçlarınızdan çok daha farklı ihtiyaçları var ve siz bunları anlayana kadar bu mesajları size iletmeye devam edecek. Basit bir örnek vermek gerekirse çok sıkıcı bir işi olan bir insanı düşünün. Bu insanın hayatını idame ettirebilmesi için bu işe ihtiyacı olduğu ona kabul ettirilmiş tüm çevresi tarafından. Ama her gece rüyasında kendisini çok farklı yerlerde, çok farklı bir hayat yaşarken görüyor. Ya da buna benzer olay örgüleri görüyor her gece. Bu insana bilinçaltı “bir şeyler yap, hayatını değiştir yoksa sonu iyi olmayacak” diyor. Ama bilinçaltını dinlemeyen bu insan bir gün durup dururken patronuna küfürler ederek kapıyı çarpıp çıkıyor. Sebebi de çok anlamsız aslında. Herkes “neden böyle davrandı ki” diye soruyor. En ilginci kendisi de soruyor kendine “neden böyle davrandım” diye. Bilinçaltının istediğini aldığı bir hikâye. Hayatın her yerinde bu tip örneklerle karşılaşırız. “Niye böyle davrandım ki şimdi” diye sorduğumuz her sorunun cevabı yine bizde, bilinçaltımızda saklı.  Rüyaların gelecekten haber vermesi olayının açıklaması da budur aslında.

 

Bilinçli yaptığımız her şeyin arkasında bilinçaltında aynı senaryo çok farklı şekillerde işleniyor. Bilinçaltımız bilinçli halimizden çok daha fazla çalışıyor ve bizi biz yapmak için uğraşıyor. Ve hep insanların aslında “bilinçaltına” daha fazla kulak vermesi gerektiğine inanılıyor. Yani burada neden rüya görürüz sorusunun cevabı başka bir soru gibi görünüyor. “Sen kimsin?” “Gerçekten ne istiyorsun?”

 

Kaynak

 


Fahrettin Taha Karabacak

Sakarya Üniversitesi Okulöncesi Öğretmenliği

0 Yorum

Yorum Yap

😄

Bültenimize kayıt olun!

Güncel haberleri takip etmek için bültenimize kayıt olun, böylece daima güncel bilgilerle donanmanıza yardımcı olabilelim.