Paradoks kelimesini günlük hayatta içinden çıkılamaz durumlar karşısında yer yer kullanıyoruz. Türk Dil Kurumuna göre paradoks kelimesi genel olarak; çelişki, aykırı anlamlarına gelmektedir.
Paradoks durumundan bahsetmişken paradoksa zemin hazırlayan bir Sokrates deyişini ele alalım. ‘Bildiğim tek şey var; o da hiçbir şey bilmediğimdir.’ Socrates’in bu cümlesinden asıl anlaşılması gereken belki de her ne kadar bilgiye sahip olduğumuzu düşünüyor olsakta elbet bilmediğimiz bilgiler olacaktır. Aslında cümleyi açıklarken dahi bir miktar paradoks oluşturduk… Paradoks durumunun içerisinden çıkılmaya çalışırken daha da mı paradoksa bulanıyoruz yoksa paradoks bir bataklık mı ?
Peki ya paradoksun bilimsel anlamı nedir veyahut gerçek hayatta paradoksal durumların çıkışı mevcut mudur?
Paradoks yıllardır bilim adamlarının üzerinde tartıştığı hatta çoğunlukla fikir ayrılığına düştüğü bir kavramdır. Paradoks ile ilgili birçok teori, deney ortaya atılmış ve uygulanmıştır. Bu teorilerden ve deneylerden birkaçını sizlerle paylaşıp beyinlerimizde biraz karmaşa biraz da beyin fırtınası oluşturabiliriz.
Sürpriz Sınav Paradoksu ( The Surprise Quiz Paradox) ilk olarak 1948’lerde ortaya atılmış gibi gözüküyor. Bu paradoks o tarihten beri felsefecileri, matematikçileri ve mantıkçıları uğraştırmaya devam ediyor. Paradoksa herkesin hemfikir olduğu ortak bir çözüm de henüz bulunamadı. Peki ya sürpriz sınav paradoksu nedir?
“Bir öğretmen haftanın beş günü derse girdiği bir sınıfta öğrencilerine önlerindeki hafta sürpriz bir sınav olacağı duyurusunu yapar. Ayrıca öğrencilerin sınavdan önce sınavın o gün olacağını asla edemeyeceklerini bu nedenle haftasonu iyi ders çalışmaları gerektiğini söyler. Öğrenciler eve gider ve sınavın ne zaman yapılacağını anlamaya çalışır.
Bir öğrenci “Cuma günü sınav olamaz” sonucuna varır. “Çünkü eğer Cuma günü sınav olursa Perşembe günü olan dersin sonunda sınavın Cuma olacağını anlardık. Bu durumda sürpriz olmazdı. Yani sınav Cuma günü yapılamaz. “. Aynı nedenle Perşembe de yapılamaz der bir başka öğrenci. Çünkü Cuma günü elendiğine göre Perşembe’ye kadar sınav yapılmamışsa öğrenciler sınavın o gün yapılacağına kesin gözüyle bakacaklardır. Bu da Perşembe günü yapılacak sınavın sürpriz olmaması demektir. O halde sınav Perşembe’den önce yapılmalıdır.
“Benzer bir mantıkla, Çarşamba’yı, ardından Salı’yı ve ardından Pazartesi gününü de öğrenciler elerler. (Salı gününü eledikten sonra, Pazartesi günü olması gerektiği sonucuna varacaklarını düşünebilirsiniz. Ancak eğer Pazartesi mümkün olan tek günse, o zaman Pazartesi aynı biçimde sürpriz olmaz.) Sonucunda öğrenciler bu sınavın hiç yapılamayacağına karar verirler ve hafta sonunda defterin kapağını açmazlar. Ertesi hafta, öğretmen Çarşamba günü bir sınav yapar. Herkes şaşırır ve sonuç hüsrandır.
Peki sorun ne? Öğrenciler nerede yanıldı?
Aslında iki sorun var. Birincisi, sürpriz bir sınavın verilemeyeceğine dair ilk sonuç mantıksızdır. Bunun mantıksızlığını aynı akıl yürütmeyi daha uzun bir zaman diliminde düşünürsek hatalı olduğunu anlarız. Örneğin öğretmen senenin en başında dönem içinde sürpriz bir sınav yapılacağını söyleseydi, aynı akıl yürütmeyle bu sınavın yapılamayacağı sonucuna varırdık. Ancak hepimiz dönem içinde bunun olduğunu biliyoruz.
İkincisi, çelişkili sonuçlar çıkar. Sürpriz sınavın herhangi bir günde verilemeyeceği sonucuna varılırsa, sonuçta öğrenci herhangi bir gün sınav olduğunda şaşıracaktır. Bu, hangi gün verilirse verilsin zaten sürpriz sınav olacağı anlamına gelir. Sonuçta öğretmenin “çıkarın kağıtları, yazılısınız,” demesi her zaman sürprizdir. Akıl yürütme kendini yener.
Paradoks kavramına yıllar içerisinde biraz mizahi bakış açısı ile biraz da Murphy Kanunları beraberinde Tereyağlı Kedi Paradoksu teorisi eklenmiştir.
Murphy Kanunları, bir şeyi ne kadar istersen o şey senden o kadar uzaklaşır, düşüncesinin tanımlamasıdır bir nevi aslında. Tereyağlı Kedi Paradoksunda da kendisine şöyle yer bulmaktadır: ekmeğin üzerine tereyağ sürdünüz ve ekmeğiniz elinizden kaydı yere düşüyor, yere düşen tereyağlı ekmeğin hep yağlı kısmı halıya denk gelir, ekmeğinizde gider yer de kirlenmiş olur. Kediler ise her daim dört ayak üzerine düşer. Peki ya bir kedinin sırtına tereyağlı ekmek bağlarsanız bu durumda ne olur?
Kedi dört ayak üstüne düşmeye çalışacak, ancak Murphy yasasına göre tereyağlı ekmeğin yağlı yüzü de aynı şeyi deneyecektir. Bu durum bir paradoksa sebep olur. Bu şakanın devamı olarak, kedi-tereyağlı ekmek sisteminin yere yakın bir mesafede havada asılı kalacağı, enerjinin korunumu dolayısıyla da sistemin kendi ekseni çevresinde dönmesine sebep olacağı iddia edilir. Bu şekilde bir anti-yerçekimi alanı oluşturulabileceği de söylenebilir.
Ancak bazı iddialar, bu sistemin çalışmayacağını söylemektedir. Murphy kanunları arasında bulunan "yanlış gidebilecek her şey yanlış gider" ve "yanlış gidebilecek şeylerin tamamı asla kestirilemez" yasaları sebebiyle bu sistemin bir noktada sorun yaşayacağı ve çökeceği iddia edilmektedir.
Paradoks kelimesini duyalı yıllar oldu lakin hala paradoks kelimesi ekseninde oluşturan teorilerin pek çoğunda net bir sonuca ulaşamadım. Belki de her zaman bir sonuca ulaşmayı beklememeliyiz bu beklenti yerine beynimizde oluşan tüm karmaşaları çözümlemeye çalıştığımız o çözüm yolculuğunun yolundan keyif almalıyız. Elbet sonuca ulaşmış olmak mutlu edecektir lakin! Sonuçlara yolculuksuz ulaşılır mı?
0 Yorum
Yorum Yap