Öğrenci Kariyeri Banner

İyi Misiniz, Kötü Müsünüz?: Değişimin Albenisine Kapılın

İyi Misiniz, Kötü Müsünüz?: Değişimin Albenisine Kapılın

Kendimizi nerede konumlandırıyoruz, nereye yakıştırıyoruz? Bulunduğumuz yer bize yetiyor mu?

İnsan bilinçli bir canlıdır, her ne kadar bilinçsiz olsa da... Nereye gitse kendisini de oraya götürür. Belirli bir konuma gelebilmek için rakibinin ayağını kaydıran bir aslan hiç duydunuz mu? Her canlının bir tabiatı, her karakterin bir yansıması vardır. Ama bu demek değildir ki “karakterim bu” bahanesi teslim alsın bizi. “Yapabileceklerim bu” bu sözden daha büyük bir çaresizlik var mıdır?

Dağ tepesinde bir çam olamazsan, vadide bir çalı ol.

Ralph Waldo Emerson, "Dağ tepesinde bir çam olamazsan, vadide bir çalı ol. Ama, dere kenarındaki en iyi küçük çalı sen olmalısın. Çalı olamazsan bir avuç ot ol. Bir yola neşe ver. Bir nilüfer olamazsan bir saz ol. Ama, gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın. Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya da mecburuz. Burada hepimiz için birer iş var. Cadde olamazsan, sokak ol. Kazanmak ya da kaybetmek ölçü değildir. Her ne isen onun en iyisi sen ol…" diyor.
Emerson, inceden inceye statükoyu eleştirdiği bu sözlerinde, aslında içimizde dolanıp duran gelişimin kıvılcımını çakıyor. Ömür boyunca dağ tepesinde bir çam olarak kalmayı tercih eden ve hayatını 'eğer'lerle şekillendirmeye çalışan birine "Her ne isen onun en iyisi ol!" demekten başka ne yapılabilir ki?

Statüko, körü körüne eskiye, eskinin dayattığı ve kanunlaştırdığı şeye bağlılık mı sadece?
Fransızca kökenli bu sözcüğü (statü'ko), sözlükler, "Yürürlükte bulunan antlaşmalara göre olması gereken veya süregelen durum" olarak açıklasa da, kelimenin anlamı, "geçmişin tabularıyla günün gerçeklerine direnme" olarak değiştirilmeli.
Özellikle gençlerin ve 'gençliği' gelişmenin aydınlık yolu olarak görenlerin kaçtığı statükoculuk, ülkemizde de yavaş yavaş iflas etmeye başladı; iyi de etti.

 


 

Ben 1997 doğumlu bir üniversite öğrencisiyim. Günümüzün en büyük kavramlardan biri olan “Z” kuşağının içinde yer alıyorum. “Z” kuşağı derken bile beni bir statükoya sokmaya çalışıyorlar. İşe alırlarken “Z” kuşağı yetkinliklerine göre değerlendirileceğim. Ama ben hiçbir zaman “Z” kuşağı olduğum için değil, içimdeki kendimi geliştirme dürtüsü olduğu için değişeceğim.

 

İnsanı gelişen ve değişen bir varlık olarak yaratan irade, onun belli kalıplar içinde sürekli kendini tekrarlayan bir 'yaratık' olmasını isteseydi eğer, bugün 'teknoloji' kavramıyla açıkladığımız çılgınlıkların hiçbirinin ortaya çıkmasına izin vermezdi. Aslında statüko, "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın"cıların kalkanı. Ya da "Benim zamanımda…" diye söze başlayanların kaytarmak için sarıldığı kutsal bir dayanak…,

 


Gençlerin varlıklarını, varoluş sırrının gereklerine uygun olarak; yeteneklerini de aynı doğrultuda değerlendirebilmeleri için statükoya savaş açmaları gerekiyor. Galiba bu konudaki en büyük eksiklik, cesaretten yoksun oluştur. Cesur düşünceler ve cesur eylemler ciddi ve sağlıklı bir gelecek kurmak isteyenler içindir; hatta nimet derecesinde bir armağandır. Öyleyse, 'karanlığa küfretmek yerine, bir mum yakmak' gerekir.

Sizleri bir kalıba sığdırmak isteyenlere William Shakespeare’nin şu sözlerini iletmek istiyorum; En iyi değilim, en kötü de. En cömert değilim, en cimri de. En kibirli değilim, en mütevazı da. Hiç kimseyi kandırmamış değilim, herkesi aldatmış da. Kimseyi yarı yolda bırakmamış değilim, herkesi satmış da. Hep iyiliğimden kaybetmiş değilim, kötülük yapa yapa kazanmış da. Çok başarılı olduğum günlerde oldu, dibe vurduğum da. Sevgi dolu değilim, nefret dolu da. Barışçıyım, biraz da savaşçı. Biraz güçlüyüm, biraz zayıf. Biraz iyiyim, biraz kötü… İyi ? Kötü ? İnsanım!!!

Özgün İçerik


Burak Yavuzyiğit

Öğrenci Kariyeri yazarlarından Burak Yavuzyiğit..

0 Yorum

Yorum Yap

😄

Bültenimize kayıt olun!

Güncel haberleri takip etmek için bültenimize kayıt olun, böylece daima güncel bilgilerle donanmanıza yardımcı olabilelim.