Haçlı seferlerinin düzenlenmesinin en büyük sebeplerinden biri olan Kutsal Kase efsanesini konu alıyoruz. Kutsal Kase, Hz. İsa’nın Yahudi ve Romalıların oluşturduğu askeri bir güç tarafından yakalanıp çarmıha gerilerek idam edilmesinden önce Havarileri ile yediği son akşam yemeğinde kullandığı veya çarmıh esnasında Aramatyalı Yusuf’un İsa’dan akan kanı doldurduğu kasedir. Yani hem İsa’nın son akşam yemeğinde şarap içtiği hem de kanının doldurulduğu kasedir. İsa’nın kanının içinde bulunduğuna inanılan bu Kase, efsaneye göre Aramatyalı Yusuf tarafından asırlardır saklandığı İngiltere’ye götürülmüş ve etrafı boş arazilerle çevrili gizemli bir manastırda iyileşmeyen bir yaradan dolayı acı ve ıstırap çeken gizemli bir kral tarafından korunmaktadır. Bütün yaraları iyileştirme gücü olduğuna inanılan kase yüzyıllardır aranıyor. Kutsal Kâse, Hıristiyan dünyasında birçok söylence ve halk hikayesinin de kaynağı. Günümüzde de Indiana Jones dahil birçok filme ana tema oldu. Bu Kasenin bulunması, Kral Arthur’un savaşlarının temel ilgi alanı olmuştur.
Kutsal Kase efsanesine rastladığımız ilk yazılı belge , Chretien de Troyes’in “The Conte del Graal” (1180) (Kase Efsanesi) adlı romanıdır. Bu romanın ardından 60 yıl içinde (1180-1240) bu efsaneyle ilgili Batı dillerinde pek çok roman kaleme alınmıştır. Bu romanlar, efsaneyle ilgili aşağı yukarı aynı bilgileri teyit etmekteydi. Temelde bunlar ya Kutsal Kase’nin ortaya çıkarılması serüveni ve bu süreçte yaşanan olaylar ya da bizzat Kutsal Kase’nin tarihi ile ilgili bilgiler içermektedir.
Amerikalı yazar Dan Brown’un “Da Vinci Şifresi” adlı romanı (Filme de uyarlandı), Kutsal Kase ile ilgili yeni iddialar gündeme getirdi. Romanda Dan Brown Kutsal Kase’nin “maddesel” bir şey olmadığını, daha çok ilk Hıristiyanlıkla ilgili sırları ihtiva eden belgeler olduğunu öne sürüyor. Buna göre, “Sion Tarikatı” üyesi olan Leonardo da Vinci’nin “Son Akşam Yemeği” tablosunda yanında görülen kişinin [İsa’nın öğrencisi ve] İncil yazarı Yuhanna değil; İsa’nın varlığı bilinmeyen karısı Mary Magdalena (Mecdelli Meryem) olduğunu iddia ediyor. Kutsal Kase’nin yani İsa’nın çocuklarını dünyaya getiren Mary Magdalena ve bu ilişkiye ait sırlar olduğunu öne sürüyor. Ancak Brown’un iddiaları hem kilise hem de akademisyenlerce kabul görmüyor.