Edvard Munch
Eserleri bilinen ünlü sanatçıların trajedik hayatlara sahip olmaları çok da olağandışı değil. Edvard Munch için de trajedik bir hayata sahipti demek bu yüzden çok sansasyonel olmayacaktır.
Edvard Munch beş yaşında annesine verem hastalığı yüzünden veda etti. Annesini kaybetmesiyle ailede huzurun, mutluluğun esamesi okunmazken çok geçmeden aynı hastalıktan dolayı ablasını da kaybetti. Küçük yaşta hüzünle tanışması onun eserlerine istemsizce yansıdı.
Babasının isteği üzerine mühendislik eğitimi alıyordu. Ama çok geçmeden kendi isteği ressamlık olduğu için mühendisliği bırakıp sanat eğitimi almaya başladı. Yıllar sonra babasını da kaybetmesi, resimlerinde karamsarlık, hastalık ve ölüm havasının neden hakim olduğunun yanıtı niteliğinde.
Hasta Odasında Ölüm, 1893
İlk açtığı sergisinin istediği kadar rağbet görmemesi de umutsuzluğa yakalanmasına sebep oldu. Fakat bu üretkenliğinden bir şey götüremedi.
Hizmetçi Kız, 1884
Ömrü boyunca toplamda 4000 çizim, 1000 resim ve diğer küçük parçaları da sayacak olursak 15400 parça eser bıraktı.
Ayrıca sadece ressamlık da yapmadı. Üretkenliği yazı yazmasını da sağlıyordu. Bu sayede 13.000 sayfalık yazı bıraktı ardında. İçerisinde otobiyografik yazılar, şiirler, öyküler ve denemeler barındıyordu. Yalnızlık, özlem ve doğa temaları yazılarında bulunuyordu.
”Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım.”
-Edvard Munch
Çığlık Meselesi
Bizim çığlık olarak bildiğimiz eserin orijinal adının orijinal çevirisi şu şekilde:
Doğanın Çığlığı (Der Schrei der Natur)
Edvard Munc, çığlığın çıkış yerini kendisi işte böyle anlatıyor:
“Yolda iki arkadaşımla yürüyordum, güneş batıyordu, birdenbire gökyüzü kan kırmızısına büründü, kendimi tükenmiş hissederek, durakladım ve parmaklıklara yasladım, koyu mavi fiyordun ve şehrin üzerinde kan ve dil şeklinde alevler vardı, arkadaşlarım yürümeye devam ettiler ve ben korku içinde tir tir titreyerek kalakaldım, doğanın içinden geçen sonsuz çığlığı içimde hissetim”
Munch zorlu hayatında anksiyeteyi ve depresyonu da barındırmıştı. Kendisi bu iki şeyin hayatındaki yerini şu şekilde anlatıyor:
Kendimi bildim bileli derin bir anksiyete yaşadım ve bunu sanatımda ifade etmeye çalıştım. Bu anksiyete ve hastalık olmadan dümensiz bir gemi gibi olurdum.
Çığlık tablosu, en pahalı satılan sanat eserlerinden biri olmayı başardı. Mayıs 2012’de 119.9 milyon dolara alıcı buldu.
Kurşun kalemle yazılmış sır
Eser satıldıktan sonra sol üst köşesinde kurşun kalemle yazılmış bir yazı bulundu.
Yazıda ”Can only have been painted by a madman” yani ”Sadece bir deli tarafından çizilebilir” yazıyordu. Sır ise bu yazının kim tarafından yazıldığıydı.
Araştırmalar sonucu bu yazının bizzat Edvard Munch tarafından yazıldığı öğrenildi.
Yani bu tablonun sadece bir tablo olmadığı çok açık. İçinde acılar içinde yaşamış bir adamın sanatla atılmış bir sessiz çığlığı var.
Tekrarlanmaya Değer Eser
Çığlık tablosu Edvard Munch tarafından 4 kere farklı teknikle tekrarlanmış.
Tempera Yöntemi.
‘Tempera, Orta Çağ’da tutkallı su ile boyanın, çoğu zaman yumurtanın akıyla karıştırılması suretiyle elde edilen boya türü.’
Pastel Boya Tekniği
Taş Baskı Yöntemi
Ve en tanıdık gelen, Yağlı Boya Tekniği
Bu eserden ilham alındığı bariz bir animasyonla sonlandıralım. Çok ilginç bir tasvir olduğunu önden belirtmek isterim.
İlhamlarınızın güzel şeyler olabilmesi dileğiyle…
Özgün İçerik
