Edebiyat Dünyasının Bilinmeyen 7 Hikayesi

Edebiyat Dünyası Hakkında Bilinmeyenler

1. Oğuz Atay'ın Çalınan Günlüğüne Ne Oldu?

Çocukluktan gençlik yıllarına kadar karikatür, gençlik yıllarından itibarense çevresinden aldığı ihamla edebiyat üzerine eserler icra eden ünlü postmodernist yazar Oğuz Atay, Tutunamayanlar'ından anlaşılacağı üzere içine kapanık, kendisini açıkça ifade etmeyi sevmeyen, gizemli bir kişiliğe sahipti. Kendi içindeki dünyasıyla meşgul çoğu insanın da yaptığı gibi Oğuz Atay, duygu ve düşüncelerine dışavurumcu tavır takındırmak adına günlük tutardı. Kendi döneminde okursuz ve edebiyat severler tarafından ilgisiz kalmış olan bu yazarımızın günlük olarak yayımlanan defteri ölümünden sonra kayboldu. Birinci kattaki evinden çalınan günlük, Marmara Üniversitesi'nde okuyan bir öğrenciden çıktı.

2. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Obsesiflik Göstergeleri

 4 yaşında annesini kaybederek bir kanadı kırık vaziyette hayatla davasını gidermeye çalışan, edebiyatımızın ünlü yazarlarından Hüseyin Rahmi Gürpınar, yani içine kapanık bir yaşam daha... Annesini kaybettikten sonra büyük annesi ve teyzeleriyle yaşamaya başladı. Babasından da ayrı geçirdiği yılları kalemiyle doldurmaya çalıştı. Elbette aldığı bu yaralar onun kimliği üzerinde büyük izler bıraktı. Yaşamının ilerleyen yıllarında kendini eve kapatan, temizlik hastalığı yüzünden eldivensiz dolaşamayan yazarımız evinde oldukça titiz ve dışarı karşı ürkekti. Mikrop kaparım endişesiyle eldivenlerini asla çıkarmaz herkes onu bu özelliğiyle tanırdı. Üstelik kadınlarla dolu bir evde büyüyen Hüseyin Rahmi Gürpınar, onlardan nakış işlemeyi, dantel örmeyi, yemek yapmayı, müziğe, estetiğe derin bir sevgi beslemeyi öğrendiğinden kendine yetmeyi başarabilen yazarlarımızdandır.

3. Victor Hugo ve Bilinmezlikleri:

Fransız ve dünya edebiyatının en gözde yapıtlarından olan Sefiller kitabının yazarı Victor Hugo, açlık ve sefalet içinde bir yaşam sürerken ekmek çaldığı için 6 ay hapis cezasına çarptırılınca zindanda kaldığı süre zarfında bedava yemek yediğini sözlere dökerek düzenin adaletsizliğine gem vurmuştur. 

"Ondört yaşımdayken, karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldığımda beni zindana attılar ve orada tam altı ay bedava ekmek verdiler. Hayatın adaleti budur." 

Sefiller kitabıyla akıllarda romancılığın babası olarak kalan ünlü Fransız yazar, kitabında tam 823 kelimeye sahip bir cümle kullanmıştır. Kitabın üçüncü bölümünde yer alan ve 3 sayfa süren : Louis Philippe başlığı altındaki bölümün başlarında yer alan, bu ünlü cümle kitabın karakterlerinden olan babanın fiziksel ve ruhsal betimlemesini kapsamaktadır. 

Hugo hakkında bilmediğiniz diğer hususta  ilham gelmediğini hissettiğinde tüm kıyafetlerini çıkarıp hizmetlisine vermesi ve yanına yalnızca kalem ve kâğıt alıp kendini bir odaya kapatmasıdır. Ayrıca yazarken dikkatinin dağılmasının önlemek ya da dışarı çıkamamak için salı günü hariç bütün kıyafetlerini bir dolaba kilitlerdi.

4. Fareler ve İnsanlar'ın Orijinal Taslağına Ne Oldu?

Durumun içine akarak olayla arasındaki mesafeyi sıfırlayan dünyaca ünlü Amerikalı yazar John Steinbeck, 14 yaşında başladığı edebiyat yolculuğunda toplumun buhranlı sorunlarını okurlara aktarma konusunda ustalaşmış bir yazardır. Onu bir yazar olarak formüllere indirgemek romancılık alanındaki başarısına her ne kadar haksızlık olsa da Fareler ve İnsanlar adlı eserinde insanların görünmeyen portrelerini, susmak zorunda kalanların çığlıklarını meydana çıkaran tavrıyla dünya çapında ün kazanmıştır. Peki John Steinbeck'in bu eşsiz eserinin orijinal taslağını köpeği Max'ın yediğini biliyor muydunuz?

5. James Joyce ve Beyaz Elbiseler Takıntısı

 İngiliz edebiyatı içerisinde hem çok iyi hem de okunması çok güç bir eser olan Ulysses kitabının yazarı James Joyce ilham almak adına beyaz giyinmeyi kendine kaynak edinmişti. Farklı renklerle yazı yazamaz ve yanına aldığı birkaç eşya ile kendini odasına kapatırdı. Ulysses kitabını bilinç akışı tekniğiyle yazdıktan sonra bir yıl boyunca cümle kuramadığı yıllar sonra yakınları tarafından öğrenilmiştir.

6. Gülliver'in Gezileri'ndeki Mars Gerçekliği

Jonathan Swift tarafından yazılan Gülliver'in Gezileri kitabındaki Gülliver karakteri her ortama uyum sağlayan gezgin rolündedir. Kitapta ilgi çekici olansa Mars uydularının büyüklüğü ve dönüş hızları ile ilgili bilgilerin gökbilimcilerden yüz yıl kadar önce tasvir edilmesidir.

7.Lev Tolstoy'un Çıkmazı

İyi Yazarlar Bulduklarını Değil, Arayışlarını Yazanlardır!

Savaş ve Barış eserinin sanatçısı olan Rus yazar Tolstoy, hayata dair anlam arayışlarıyla ünlenip yaşamın çetin şartlarını eserlerine yansıtmasıyla tanınmıştır. Bu arayışın içerisinde ucu bucağı olmayan düşünme haline kapılarak yaşamının son zamanlarında kendine ve çevresine küsmüştür. Bu derin vedasını 48 yıllık yol arkadaşı ve 13 çocuğunun annesine bakın nasıl bir mektupla izah etmiş?

“Gidişim sana acı verecek, üzgünüm, bana inan ve başka türlü yapamayacağımı anla. Benim evdeki durumum çekilmezdi ve çekilmez oldu. Öteki nedenlerin yanısıra, şatafatlı koşullar içinde, eskiden olduğu gibi, yaşamayı sürdüremedim ve benim yaşımdaki ihtiyarların göreneğine uyarak, dünyayı terkedip, yaşantımın son günlerini sessizlik ve yalnızlık içinde geçirmek istedim.(…)

“Bunu anlamanı ve nerede olduğumu öğrenecek olursan gelip beni aramamanı yalvararak rica ediyorum. Senin gelişin sadece ikimizin de durumunu kötüleştirir ama benim kararımı değiştiremez.(…)
“Benimle birlikte namusluca geçirdiğin kırksekiz yıllık yaşam için sana teşekkür ederim ve sana yapılan ve bana yüklenen suçlamalar için beni bağışlamanı dilerim, senin bana karşı yaptığın haksızlıkları da benim bağışladığımı bilmeni isterim. Benim gidişimle, senin için oluşacak değişiklikleri kabullenmeni öğütlerim. Bana bir haber iletecek olursan Saşa’ya söyle, o beni nerede bulacağını bilecek ve gerekeni iletecektir. Ama benim nerede olduğumu açıklayamaz, çünkü bulunduğum yeri hiç kimseye söylememek konusunda bana söz verdi.”

Bu mektuptan da anlaşıldığı üzere ayrılıkların ne yazık ki iyisi kötüsü olmuyor ve her veda, gidenin bastığı yerde ya izini bırakıyor ya da acısını.

Özgün İçerik