“…hiçbir şey göründüğü hatta yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibi!” der Barış Bıçakçı bir kitabında.
Hatırlama süreci nasıl işler, anılar nerede ve nasıl depolanır ve bazen neden yanlış hatırlarız?
Hatıra adını verdiğimiz görüntüler silsilesinin meydana gelme ve depolanma süreci halen gizemini korusa da yapılan çalışmalar ve deneylerin sayısı her geçen gün artıyor ve düğümler çözülmeye devam ediyor. 2014 yılına ait bir çalışma hatıraların biyokimyasal reaksiyonunu incelemiş ve ilgili moleküllerin hatıraya dönüştüğünü gözlemlemişti. Günümüzde ise hatıralar dışarıdan bir müdahale ile silinebiliyor, olmayan bir hatıra beyne yerleştirilebiliyor.
İnsanlık olarak artık biliyoruz ki; zihin, anı ve ruh gibi soyut kavramların bilim temelli açıklamaları var. Bilim, bu kavramların çeşitli bağlamlardaki durumlarını kimyasal reaksiyonlar içinde çözümlemeyi başardı. Hatıralar da bundan nasibi aldı elbette. Görüntü, ses, tat, ve kokular beynimiz içerisinde çeşitli kimyasal tepkimelerle işleniyor. Onlardan bilgiler elde ediliyor ve stoklanıyor.
İnsanı araştırırken salt fiziksel bir yapı olarak bakmayıp psikolojik etkenlerin ciddi sonuçları olduğunu kabul ettiğimizde ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor. Özellikle bazı hatıralarınızın yüksek kaliteye sahip bir film gibi kesintisiz bir şekilde, bazılarının ise şeridinde zedelenmeler olan bir kaset gibi kesikli bir şekilde gözlerinizin önüne geldiğini fark etmişsinizdir. İşte burada, hatıranızın ruh halinizi ne denli etkilediği ve hatıranın ne kadar zaman önce oluştuğu bir hayli önem taşıyor.
Hatırlama eylemi sırasında, hatıraların saklandığı deponun kapısı açılır ve çeşitli sinyaller üretilir. Üretilen sinyallerin geçtiği yerler, hatıranın üzerinde iz bıraktığı yerlerdir. Kritik nokta şudur; hatırayı çağırmak için gerçekleşen reaksiyon bir nevi hatıranın yeniden kaydedilmesidir. Bu yeniden kaydetme sürecinde çevresel etkenlerden veya o anki ruh halinden kaynaklanan çeşitli ihmaller ve kayıplar gerçekleşir. Sonuç olarak asıl hatıra tekrardan anımsanamayacaktır.
Bir başka araştırmaya göre beynimiz yanlış hatırlamaya meyilli bir tutum sergiliyor. Hatırlanmak istenen anı gerçeğinden ne kadar farklı hatırlanırsa o kadar fazla beyin faaliyeti gerçekleşiyor. Bir hatıra beyinde çağırıldıkça canlılığını yitirir, orijinalliğinden uzaklaşır ve farklılaşır. Bir süre sonra tamamen değişmiş, hiç yaşanmamış bir anı hatırlıyor olabiliriz.
70 katılımcı ile yapılan bir çalışma anıların hatırlanma sürecindeki değişimi inceledi. Katılımcılara çeşitli nesneler gösterildi ve onlardan birer gün arayla gösterilen nesnelerin yerini tarif etmeleri beklendi. Katılımcıların bir kısmı hiçbir şey hatırlamadığını belirtti. Hatırladığını iddia eden katılımcılar ise her geçen gün daha fazla yanıldı.
Buradan anlıyoruz ki, bir anıyı hatırlamak onu yeniden yazmaya benzer bir süreçle gerçekleşiyor. Hatırlama anında bulunulan yer, çevre ve sahip olunan psikolojik hâl hatıranın içeriğini değiştirebiliyor.
0 Yorum
Yorum Yap