Öğrenci Kariyeri Banner

Bouba ve Kiki İle Her Şeklin Kendine Özgü Bir Sesi Mi Var?

Bouba ve Kiki İle Her Şeklin Kendine Özgü Bir Sesi Mi Var?

21 Ocak 1887’de Reval’de doğan Alman asıllı Amerikalı psikolog Wolfgang Köhler, 1911 yılında psikoloji akımının öncüsü olan Wertheimer ve Koffka ile tanıştıktan 18 yıl sonra 1929’da Bouba/Kiki deneyi için çalışmalara başlamıştır.

1.madde

 Bu deney tek bir soru ile başlamıştır: “Hangisi Kiki? Hangisi Bouba?”

Köhler’in bu soruyu sorarak göstermeyi amaçladığı tek şey, sesler ile şekiller arasında kurulan bağlantının rastgele olmadığıdır. 1929’da, insanların nesneleri sıradan bir isimle isimlendirmediğini kanıtlamak için sorduğu bu soruda, deneyin katılımcıları sivri köşeli şeklin “Kiki”, yuvarlak kenarlı şeklin ise “Bouba” olduğunu söylediler.

2001 yılında deneyi tekrarlamak isteyen Vilayanur Ramachandran ve Edward Hubbard, aynı kelimeleri kullanarak deneyi tekrar ettikleri zaman sonucun değişmediğini gördüler. İkinci kez Hindistan’da gerçekleştirilen bu deneyde %95 oranında sivri köşeli şekle “Kiki” denirken, %98 oranında yuvarlak kenarlı şekle “Bouba” dendi.

2.madde

Deney Daphne Maurer tarafından tekrarlandığında, okuma yetisi henüz kazanılmamış çocuklarda bile aynı sonucun alındığı kanısına varılmıştır.

Her ne kadar sesler ve şekillerin arasındaki bağın nedenini ağzımızın aldığı şekle dayandıranlar olsa da net bir sonucun alınabilmesi için, deneye duyma engelli insanların da katılması gerektiği söyleniyor.

Bu durumun geçerliliğini yiyecekler üzerinde de kanıtlamak isteyenler deneyi geliştirmeye devam ediyor. Şekillerin, duyularımızın üzerindeki etkisini bir kez daha göstermek isteyenler, yapılan son deneylerde yumuşak kenarlı yiyeceklere “Bouba”, sivri köşelilere “Kiki” dendiğini gördüler.

3.madde

Sonrasında The Fat Duck restoranında, Heston Blumental deneye olan merakı nedeniyle servis tabaklarındaki yiyeceklerin şekliyle oynamaya başlıyor. Katılımcılar adına iki adet pancar tabağı hazırlanıyor. Tabağın içeriği aynıyken değişik olan tek şey pancarların formları olmuştur. Tabakların birinde sivri köşeli, üçgen pancarlar varken, diğerinde ise oval ve yuvarlak kenarlı pancarlar vardı. Katılımcılar, tadımdan sonra sivri pancarlara “Kiki”, yuvarlak pancarlara “Bouba” demeye devam ediyor. Devamında aynı restoran deneylerine devam ediyor ve bir ekleme yaparak tatlı, yuvarlak ve yağlı yiyeceklere de genellikle “Bouba” denirken, asitli, taze, tuzlu ya da acı yiyeceklere “Kiki” denildiği fark ediliyor. Deneye eklenen sonuçlar neticesinde yiyeceklerimize verdiğimizi isimlerin, onları yorumlamamızda büyük etkisi olduğunu görüyoruz.

4.madde

Sadece şekillerin değil, okuduklarımızın da bizi büyük miktarda etkilediğini göstermek isteyenler deneylere hız kesmeden devam ederek karşımıza çikolata deneyini çıkarmışlardır. Katılımcıların satın alma oranlarını belirlemek için bir deney daha yapılıyor ve bu deneyde sadece iki kutu çikolata kullanılarak kutulara farklı yazı tipleriyle “çikolata” yazılıyor. Deneklere bir şey belli etmeden kutuların içindeki çikolatalardan ikram ediyorlar ve sonrasında insan beyninin kutular üzerindeki yazılarla etkileşime girdiğini, yuvarlak yazı tipiyle yazılan (Bouba) kutunun neredeyse tamamen tükendiğini gördüklerinde fark ediyorlar. Bu deneyin sonucunda ise, müşterilerin ya da kullanıcıların lezzetten önce görsele önem verdikleri de kanıtlanmış oluyor.

5.madde

Son olarak teknolojinin hayatımıza yayıldığı bu dönemde bir YouTube kanalında yayınlanan videoya göre, filmlerde kullanılan sembollerin de bilinçaltımıza gönderilen bir mesaj olduğu iddia ediliyor. İddialara göre, kare, daire ve üçgen şekillerini ön plana çıkararak çağrışım yaptırdıkları duyguları ve şekillere göre oluşan karakteristik özellikleri bilinçaltımıza kolayca yerleştirebiliyorlar. Sevimli ve zararsız karakterler için yuvarlak yüz hatları tercih edilirken, kötü ve sert karakterler için üçgen ve sivri yüzler tercih ediliyor. Üçgen bir yüz hattı, sivri burun ve kemikli surat yapısına bir de uzun kulaklar ve parmaklar eklendiğinde beynimizin bunu tehlikeli olarak algılaması sağlanıyor.

 Ek olarak kare şekli de ele alındığı zaman ortaya sıkıcı, bağnaz ve bunların yanı sıra sağlam ve sert bir mesaj olarak beynimize iletiliyor. Kare içinde gösterilen karakterlerin sıkışmış bir ruh haline sahip olduğu söylenirken, daire şeklindeki çizimlerin rahatlatıcı bir etkisi olmasının yanında gözetleme hissi de yarattığı söyleniyor.

 

Peki siz çoğunluğu temsil eden rahatlatıcı Bouba mısınız? Yoksa azınlıkta kalan gergin Kiki misiniz?


Yaren İrem Binici

Öğrenci Kariyeri yazarlarından Yaren İrem Binici

0 Yorum

Yorum Yap

😄

Bültenimize kayıt olun!

Güncel haberleri takip etmek için bültenimize kayıt olun, böylece daima güncel bilgilerle donanmanıza yardımcı olabilelim.