Fikirlerimizi insanlarla paylaştığımızda kimisi sadece dinler, kimisi kendi düşüncelerini aktarma ihtiyacı hisseder. Bu durum, bir dayatmaya dönüşmediği sürece faydalıdır. Fikrimize bir başkasının gözünden bakmak, kendimizi sorgulamamıza fayda sağlar. Fakat öyle insanlar vardır ki, onları dinledikçe dinleyesiniz gelir ve adeta onlarla bağ kurmuşsunuzdur. Kurduğu cümlelerde kendinizi bulmuşsunuzdur, kullandıkları kelimeler içinizde bir yerlere temas eder. Bu duyguları hisseden sadece siz değilsinizdir, sizinle birlikle birçok kişi etkilenmiştir. Yani, bir topluluğa hitap eden ve başarılı bir iletişim kuran biri ile karşı karşıyasınızdır örneğin. Sadece etkilenmeniz gerekmez. Bazen öğrenirsiniz, bazen ikna edilmek için oradasınızdır bazen de ilham almak için. Hitabet gücü bu denli yüksek insanların ortak özellikleri bir yana, yaptıkları konuşmaların yapısına bir göz atmak istiyoruz.
Hemen herkesin topluluk önünde konuşma yaptığı bir deneyimi muhakkak vardır. Kendimizi birden arkadaşlarımıza hikaye anlatırken, derste sunum yaparken veya bir raporun detaylarını şirket yöneticileriyle paylaşırken buluveririz. Dijitalleşmenin ve sosyal medya kullanımının gittikçe arttığı günümüzde, iletişim becerilerine sahip olmak epey önemli. Hatta bu becerilere sahip olmak yetmiyor. Konuşmanızı belli bir sıralama, plan veya çerçeve içerisinde yapmadığınız takdirde insanların sizi dinlemesi dahi pek olası değil.
Şimdi, topluluk önünde bir konuşma yapacağınızı varsayalım. Önünüzde boş bir sayfa ve bir kalem var, konuşmanızın içeriğini yazmaya başlıyorsunuz. Sonrasında fark ediyorsunuz ki, cümleler ve farklı konular birbirine girmiş. Bu cümle yukarıda olsun, bu cümle aşağıda olsun derken kafanız iyice karışacak. İlköğretim zamanınızda uyguladığınız kompozisyon yazımı kurallarını hatırlıyor musunuz? Öğretilen ilk şey kompozisyonun yapısı idi. Giriş, gelişme ve sonuç. Gelin, bu kuralı konuşmanıza uyarlayalım.
Giriş
Sahneye çıktınız, insanlar sizin ağzınızdan çıkacak kelimeleri pürdikkat bekliyorlar. Yüz ifadenizi ve duruşunuzu benimsediler, sıra sesinizde. Güçlü bir tonla açılış cümlenizi onlarla buluşturun. Bahsedeceğiniz konu başlıklarının daha sonra unutulmaması, giriş kısmında söylediklerinize bağlı. Sizi dinleyen zihinleri gördüğünüzü hayal edin ve onları ele geçirin.
Gelişme
Ele geçirdiğiniz zihinlerin içine kendi fikirlerinizi ekme zamanı. Konuşmanızın bu bölümünde düşünceleriniz başka beyinlerin içinde dolaşacak, sorgulanacak ve belki de onaylanacak. Fikirlerinizi aktarırken konudan sapmamaya ve alakasız istatistiklerden bahsetmemeye dikkat edin. Her ne kadar insanların size baktığını düşünseniz de dikkatleri dağılmış olabilir, toparlamak sizin elinizde.
Sonuç
Üzerine saatlerce kafa yorduğunuz konuşmanız, bu bölümde söylediklerinizle hatırlanacak. Dolayısıyla, ilk iki kısımda anlattıklarınızın sonuçlarına değinmelisiniz. Sona yaklaşmış olmanın verdiği bir yorgunluk elbette olacaktır, fakat enerjinizi yüksek tutmalısınız.
0 Yorum
Yorum Yap