Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını hayatın birçok alanında tüm dünyayı bazı değişikliklere zorladı. Bu değişikliklerden en önemlisi, özellikle iş ve okul yaşamında çalışanları ve öğrencileri “home office” de denilen evden çalışma yöntemine mecbur bırakması. Evden çalışmak ilk etapta kulağa hoş gelse de aynı zamanda izolasyon sebebiyle tükenmişlik hissine neden olabilir ve üretken kalmayı zorlaştırabilir. İşte bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli şey verimli çalışabilmek ve üretken olabilmek için hem fiziksel hem de zihinsel sağlığınıza dikkat etmeniz gerektiğidir. İşte home-office koşullarında kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak bazı püf noktaları.
1)İyi uyuyun
Uykusuzluğu problem olarak görmeyen ya da yalnızca 4 saatlik uykuyla tüm günü tamamlamaktan gurur duyan insanları görmüşsünüzdür. Eğer siz de onlardan biriyseniz maalesef size kötü bir haberimiz var. Gerçek şu ki, çoğu yetişkin en yüksek bilişsel işlevsellik ve fiziksel sağlık için gece 7-9 saat uykuya ihtiyaç duyar. Eğer bu noktada uyumak istediğiniz halde yine de güçlük çekiyorsanız size birkaç önerimiz var. Her gece yatmadan önce uygulayacağınız, sizi rahatlatacak ve uykuya hazırlayacak küçük uyku rutinleri oluşturabilirsiniz. Bunun yanında yatmadan önce sizi rahatsız edecek her türlü ışıktan ya da sesten uzaklaşmak (buna cep telefonunuz da dahil) beyninize uyku vaktinin geldiğinin iyi bir habercisi olacaktır.
2)Sağlıklı beslenin
Sağlıklı gıdaların çocuğun zihinsel gelişimi için çok önemli olduğu bilinse de araştırmalar iyi bir beslenme şeklinin yetişkin beyinlerini de olumlu yönde büyük ölçüde etkilediğini göstermektedir. İş yükümlülükleri veya diğer streslerden bunalmış hissettiğinizde paketli gıdalar tüketmek ya da fast-food yemek sizin için pratik olabilir. Ancak her gün belirli sağlıklı yiyecekleri dahil etmenin ruh halini iyileştirdiği ve düşünme becerisini geliştirdiği gösterilmiştir. Bu yüzden günlük yeme alışkanlıklarınızı iyi yönde değiştirmek için bazı şeyler yapabilirsiniz. Örneğin yoğurt ya da lahana turşusu gibi fermente gıdaları tüketerek iltihabı azaltabilir ve nörotransmitterleri düzenleyebilirsiniz. Bu da depresyon ve anksiyetenin azalmasına neden olabilir. Ya da bol meyve sebze ve baklagiller içeren Akdeniz diyetlerini uygulayarak glisemi seviyenizi ve bağırsak mikrobiyomunuzu düzenleyerek dolaylı yoldan depresyonun ya da bilişsel bozuklukların önüne geçebilirsiniz.
3)Duygularınızı reddetmeyin
Özellikle pandemi sonrasında büyük çoğunluğumuzda daha da artan kaygıların elbette sağlıklı çözümleri var. Stresle başa çıkmak için de ilk ve en önemli kural, stresi kabul etmektir. Yani içinde bulunduğunuz durumun farkına varın ve “stres olduğunuz için” ekstra gerilmeyin. Duygularınızı tanıyın ve bu duygular için olası çözümleri düşünün. Bu noktada meditasyon yapmak iyi bir fikir olabilir. Ya da kendinizi çok stresli hissettiğiniz anda durun ve sizi strese sokan durumdan fiziksel olarak uzaklaşmayı deneyin. Her bunaldığınız anda verdiğiniz 5-10 dakikalık molalar sizi tahmin etmeyeceğiniz kadar rahatlatacaktır.
4)Oyun oynayın
Evet yanlış duymadınız…Yaşınız kaç olursa olsun hoşunuza giden oyunları oynamak sizi psikolojik olarak rahatlatacaktır. En yakın arkadaşlarınızla bir “online parti” planlayıp kelime oyunları oynamak size iyi gelecektir. Bu “kalabalık” alternatif olarak yeni bir hobi edinebilirsiniz. Belki online enstrüman derslerine katılır, saksılara yeni bitkiler eker ya da rafta oturan 500 parçalı bulmacaya başlarsanız. Böylece hayatı psikolojik olarak daha zengin ve anlamlı kılan keyif duygusunun tadına varabilir ve stresinizi daha iyi yönetebilirsiniz.
Özgün İçerik: Bu içerik Öğrenci Kariyeri yazarlarından Ezgi Nur Budak tarafından yazılmıştır.
