Aynı boyuttaki bardaklara farklı sıcaklıklarda suları koyarken (örneğin soğuk su veya kaynar su koymak gibi) ya da duştayken suyun sıcaklığına göre sesinin değiştiğini algılayabiliriz. Bunu o kadar çok sık duyarız ki beynimiz ikisinin arasındaki farkı sadece seslerini duyarak bile rahatlıkla ayırt edebilecek hale gelir. Bu beynimizin sahip olduğumuzu bilmediğimiz onlarca özelliğinden biridir.
Su molekülüne yakından baktığımızda V şeklinde gözüken ve iki ucunda H, ortasında O atomunun bulunduğu bir molekül olduğunu görürüz. Oksijen atomunun bağ yapmamış elektronları vardır ve bağ yapma isteğinden dolayı Hidrojen atomu ile bağ yaptığı yerdeki atomları da kendine çeker. Bu sayede yakınlaşan su molekülleri, kısmen kuvvetli olarak kabul edilen Hidrojen bağı ile birbirlerine tutunmaya çalışırlar.
Su ısıtıldığında ise su moleküllerinin kinetik (hareket) enerjisi artar ve yukarıda bahsettiğimiz Hidrojen bağlarının oluşumu ve gücü azalır. Bu yüzden sıcak su molekülleri, soğuk su moleküllerine göre daha akışkan bir hale gelir. (Buzdolabından çıkarıldıktan sonra ılık bal ile soğuk balın akışkanlık farklılığı gibi)
Sudaki akışkanlık gözle görülür biçimde değişmez. Ancak soğuk su molekülleri sıcak suya göre daha büyük kümeler halinde çarptıkları için arada çıkan ses farkını rahatlıkla algılayabiliriz.
Özgün İçerik