Almanya Berlin, Köln ve Münih gibi büyük ve modern şehirlerinin dışından, birçok tarihi ve iyi korunmuş şehre ev sahipliği yapıyor. Ülkenin birçok eyaletinde günümüzden 500 hatta 1000 yıl önceki hallerini korumuş yapıları ve sokakları görüp gezebilirsiniz. İçlerinden yalnızca 5 tanesinden bahsedeceğimiz bu şehirler hem tarihi zenginlikleri hem de güzellikleriyle her yıl binlerce ziyaretçi çekiyorlar.
1.Goslar
Şehir Almanya'da, Aşağı Saksonya'da bulunuyor ve kuruluş tarihi 1009 yılına kadar gidiyor. Şehrin "Altstadt" yani eski şehir olarak bilinen kısmının büyük bir kısmı 12. yüzyılda inşa edilmiş. Yüzyıllar boyunca Alman ve daha sonra da Prusya krallarına dönemlik ev sahipliği yapan Goslar aynı zamanda Almanya'nın en eski hanlarından birine de ev sahipliği yapıyor. Bahsettiğimiz bu han 20. yüzyılın sonlarına kadar huzur evi olarak kullanılmış olsa da, günümüzde küçük dükkanlara ev sahipliği yapıyor. Goslar'da aynı zamanda, ünlü teknoloji firması Siemens'in, 1692 yılında inşa edilmiş aile evleri bulunuyor. Siemens ailesi her 3 yılda bir bu evde aile buluşmalarını hala gerçekleştiriyorlar. Şehrin tarihi bölümü ve şehrin yakınında bulunan Rammelsberg madenleri UNESCO'nun dünya mirası listesinde yer alıyor.
2.Hameln
Şehrin en ünlü özelliklerinden biri Fareli Köyün Kavalcısı masalının burada geçiyor olması. Fareli Köyün Kavalcısı olayı 1284 yılında, masaldan biraz daha farklı olsa da, Hameln şehrinin başından geçiyor. Şehrin kuruluşu 851 yılında, bölgede bir manastır kurulmasıyla başlıyor. Manastırın ve çevresindeki köyün gelişmesiyle, 12. yüzyılda bölge şehir halini alıyor. İkinci dünya savaşı yıllarında şehir, politik suçluların tutulduğu bir hapishane ve sürgün yeri olarak kullanılıyor. Bugün, şehrin farklı bölgelerinde Fareli Köyün Kavalcısı masalına göndermede bulunan küçük fare resimler, kabartmaları ve heykelleri görmek mümkün.
3.Würzburg
Würzburg'un kuruluşu milattan önce 1000. yıla, yani Bronz Çağı'na kadar uzanıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında birçok bombardımana maruz kaldığı için şehirdeki çoğu yapı yıkılmış, çoğu yapısı Orta Çağ'dan kalan şehir meydanı ise 5000 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangında tamamen yok olmuştu. Ancak 25 yıl önce yapılan ve aslına sadık kalınan restorasyonlar sayesinde şehrin tarihi yapılarının yeni hallerini ziyaret etmek mümkün.
4.Quedlinburg
"Alman İmparatorluğu'nun Beşiği" ve "Alman Halkının Doğum Yeri" gibi isimlere sahip olan şehir, ilk defa Almanya'yı bir bütün olarak yöneten 1. Heinrich'e taç giydirilmesi, 800 yıl boyunca kadınlar tarafından yönetilmesi ve 1754 yılında Almanya'nın ilk kadın doktoru olan Dorothea Erxleben'in burada yaşaması gibi özellikleriyle dikkat çekiyor. Şehir Almanya'nın en eski evini de içinde bulunduruyor. 1300'lü yıllarda inşa edilen, bugün hala ayakta olan bu ev, bugün müze olarak kullanılıyor.
5.Rothenburg, ob der Tauber
1803 yılına kadar özgür imparatorluk şehri olan, yani diğer şehirler gibi prensler ya da dükler tarafından değil, doğrudan imparator tarafından yönetilen şehrin ismi Tauber nehri üzerindeki kırmızı kale anlamına geliyor. Şehrin Orta Çağ'dan kalan kısmı bugün hala, 3.5 km boyunca, duvarlarla çevrili. Bu tarihi duvarlar İkinci Dünya Savaşı sırasında zarar görmüş olsa da, bugün hasarlı kısımları onarılmış ve turistlere açık durumda.
Özgün İçerik: Begümhan İ. Şimşir
1.Goslar
Şehir Almanya'da, Aşağı Saksonya'da bulunuyor ve kuruluş tarihi 1009 yılına kadar gidiyor. Şehrin "Altstadt" yani eski şehir olarak bilinen kısmının büyük bir kısmı 12. yüzyılda inşa edilmiş. Yüzyıllar boyunca Alman ve daha sonra da Prusya krallarına dönemlik ev sahipliği yapan Goslar aynı zamanda Almanya'nın en eski hanlarından birine de ev sahipliği yapıyor. Bahsettiğimiz bu han 20. yüzyılın sonlarına kadar huzur evi olarak kullanılmış olsa da, günümüzde küçük dükkanlara ev sahipliği yapıyor. Goslar'da aynı zamanda, ünlü teknoloji firması Siemens'in, 1692 yılında inşa edilmiş aile evleri bulunuyor. Siemens ailesi her 3 yılda bir bu evde aile buluşmalarını hala gerçekleştiriyorlar. Şehrin tarihi bölümü ve şehrin yakınında bulunan Rammelsberg madenleri UNESCO'nun dünya mirası listesinde yer alıyor.
2.Hameln
Şehrin en ünlü özelliklerinden biri Fareli Köyün Kavalcısı masalının burada geçiyor olması. Fareli Köyün Kavalcısı olayı 1284 yılında, masaldan biraz daha farklı olsa da, Hameln şehrinin başından geçiyor. Şehrin kuruluşu 851 yılında, bölgede bir manastır kurulmasıyla başlıyor. Manastırın ve çevresindeki köyün gelişmesiyle, 12. yüzyılda bölge şehir halini alıyor. İkinci dünya savaşı yıllarında şehir, politik suçluların tutulduğu bir hapishane ve sürgün yeri olarak kullanılıyor. Bugün, şehrin farklı bölgelerinde Fareli Köyün Kavalcısı masalına göndermede bulunan küçük fare resimler, kabartmaları ve heykelleri görmek mümkün.
3.Würzburg
Würzburg'un kuruluşu milattan önce 1000. yıla, yani Bronz Çağı'na kadar uzanıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında birçok bombardımana maruz kaldığı için şehirdeki çoğu yapı yıkılmış, çoğu yapısı Orta Çağ'dan kalan şehir meydanı ise 5000 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangında tamamen yok olmuştu. Ancak 25 yıl önce yapılan ve aslına sadık kalınan restorasyonlar sayesinde şehrin tarihi yapılarının yeni hallerini ziyaret etmek mümkün.
4.Quedlinburg
"Alman İmparatorluğu'nun Beşiği" ve "Alman Halkının Doğum Yeri" gibi isimlere sahip olan şehir, ilk defa Almanya'yı bir bütün olarak yöneten 1. Heinrich'e taç giydirilmesi, 800 yıl boyunca kadınlar tarafından yönetilmesi ve 1754 yılında Almanya'nın ilk kadın doktoru olan Dorothea Erxleben'in burada yaşaması gibi özellikleriyle dikkat çekiyor. Şehir Almanya'nın en eski evini de içinde bulunduruyor. 1300'lü yıllarda inşa edilen, bugün hala ayakta olan bu ev, bugün müze olarak kullanılıyor.
5.Rothenburg, ob der Tauber
1803 yılına kadar özgür imparatorluk şehri olan, yani diğer şehirler gibi prensler ya da dükler tarafından değil, doğrudan imparator tarafından yönetilen şehrin ismi Tauber nehri üzerindeki kırmızı kale anlamına geliyor. Şehrin Orta Çağ'dan kalan kısmı bugün hala, 3.5 km boyunca, duvarlarla çevrili. Bu tarihi duvarlar İkinci Dünya Savaşı sırasında zarar görmüş olsa da, bugün hasarlı kısımları onarılmış ve turistlere açık durumda.
Özgün İçerik: Begümhan İ. Şimşir
0 Yorum
Yorum Yap