Otomotiv Sektörünün Dönüşümü Ne Yönde Olacak?

Teknoloji her geçen gün gelişiyor ve bizi yeniliklerle buluşturuyor. Geçmişte neredeyse çağ atlatan inovasyonların bu dönemdeki karşılığı atılmış küçük bir adım vasıfta adeta. Elbette ki, otomobil dünyası da bu değişimlerden nasibini alıyor. Bir zamanlar ulaşım ihtiyacımızı karşılamak için hayvan gücünü kullanırken şimdi ise sürücüsüz araçların trafiğe çıkma durumunu tartışıyoruz. Üstelik yakıt kaynağını da değiştirme sürecindeyiz. Yaklaşık yirmi sene önce piyasaya sunulmaya başlayan yarı elektrikli araçların yerini sadece elektrikle çalışan versiyonları almaya başladı. Birçok noktada elektrik dolum istasyonları kuruldu, buna akaryakıt istasyonları da dahil. Her ne kadar dünyanın önde gelen otomobil firmaları bu dönüşümün öncüsü olmak isteseler de bir parçası olmaktan öteye gidemiyorlar, çünkü baş aktör startuplar. Elektrikli araçların sistem bakım hizmetlerinden dolum istasyonlarına kadar uzanan geniş yelpazede boy gösteren yeni şirketler, kullanıcı deneyimine bir hayli önem veriyor. Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojisinden faydalanılarak otomobillere yazılımlar yükleniyor ve kullanıcılar için eğlenceli bir deneyim tasarlanıyor. Trafikte bulunan tüm araçların birbiriyle iletişim halinde olması için yapılan çalışmalarda büyük yol katedildi.

Bu gelişmelerin ışığında, otomobillerin sadece ulaşım ihtiyacımızı karşılayan araçlar değil vaktimizin bir kısmını onun içinde geçirdiğimiz, keyif aldığımız bir eğlence alanı haline geleceğini söylemek yerinde olacaktır. Sektörün kuralları bu sayede yeniden yazılıyor, firmalar adaptasyon ve dönüşüm çalışmaları var güçleriyle sürdürüyor. Aynı zamanda bu değişim, zaman kayıplarını affetmeyecek.

Sürücülerin de birer yolcu haline geleceği yeni devirde, otomobil tasarımlarında yolcuların deneyimini geliştirmek üzere çalışılıyor. Neredeyse sessiz çalışan motorlar, otonom aksamlar ile IoT sayesinde yolculuk sırasında karbon salınımını minimuma indirmenin dayanılmaz hafifliği ve direksiyonsuz sürüş artık hayatımızda. Alışveriş sırasındaki davranışlarımıza göre satış stratejisi kurulan ve iş yerinde geçirdiğimiz vakte göre performans ölçümü yapılan günümüzde, araçlarda geçirdiğimiz zaman içerisinde neler yaptığımıza dair yaratımların olmasına şaşırmamak gerek. Pazarlama politikaları da bu yönde belirlenecek elbette.

Sözün özü; gelecekte sahip olacağımız araçların motor gücünden ziyade elektrikli, otonom ve akıllı olması özelliklerine önem vereceğiz. Öte yandan otomobillerin bu özelliklere sahip olması kentlerin dijitalleşmesini, akıllı kent niteliklerini kazanmasını hızlandıracak gibi gözüküyor.