Şu üniversiteye bir gireyim, şu sınıfı bir geçeyim, şu okulu bitirip bir iş bulayım, şu arabayı bir alayım, yaşım geldi evleneyim, şu evin borcunu bir bitireyim, çocuk doğsun önce, okula başlasın bir, üniversiteye girsin de o zaman gezeriz ya. Ne kadar tanıdık cümleler değil mi? Bu sırada dayadınız mı merdiveni 50’ye!
Sahi ne zaman gezecektiniz? Haklısınız paranız olduğunda ve tüm işleri yoluna koyduğunuzda. Ama unuttuğunuz bir şey var. Paranız olduğunda vaktiniz de olacak ama enerjiniz şimdiki gibi olmayacak veya hem enerjiniz hem de paranız olduğunda muhtemelen hiç vaktiniz olmayacak çünkü o sırada 2 haftalık izin için 50 hafta çalışan bir insana dönüşmüş olacaksınız. Peki ya şu an? Muhtemelen paranız yok ama enerjiniz ve zamanınız var. Bu yüzden bırakalım şu korkuları, çıkalım konfor alanımızdan ve dünyayı keşfetmeye başlayalım. Çünkü öğrenilecek çok fazla şey var.
Peki asıl soru “Seyahat etmek bize ne kazandır ?”. Birkaç maddede bunu derledik. İyi okumalar.
1-Seyahat Etmek En İyi Eğitim Şeklidir
Seyahat ederken her şeyi görerek öğrenirsiniz. Tarih kitaplarında okuduğunuz şeyleri bizzat müzede görürsünüz. Coğrafya dersinde işlediğiniz dağlara, ovalara ayak basarsınız. Matematik dersinde gördüklerinizi para çevirirken ve tutumlu olmayı öğrenirken kullanırsınız. Ayrıca okuldan veya kitaplardan birçok bilgiyi edinebilirsiniz ama hiçbiri yaşayarak, hissederek ve deneyimleyerek edindiğiniz bilgiler kadar etkili olmayacaktır.
2- Yeni Kültürlerin Kapısını Aralarsınız
Dünya üzerinde sadece sizin yaşadığınız şehir yok. Onlarca ülke varken emin olun bir o kadar da farklı kültür var. Bu yepyeni kültürleri keşfederken hep o fotoğraflarını gördüğünüz insanlarla tanışır, oranın kültürünü yerlilerinden öğrenirsiniz. Aynı zamanda farklı düşünceleri, alışkanlıkları ve gelenekleri de bizzat kendiniz yaşamış olursunuz.Bu size çok güzel bir kitap okuyormuş veya film izliyormuş hissi verir.
3- Anlatacak daha çok hikayeniz olur
Yollarda çok farklı insanlardan, birbirinden güzel hayat hikayeleri duyarsınız. Daha önce denemediğiniz şeyleri dener, yapmadığınız aktiviteleri yapar, tatmadığınız yemekleri tadarsınız. İtalya’da yemek sonrası yürürken, İspanya’da siesta (öğle uykusu) yaparsınız. Bu sayede çocuklarınıza ve arkadaşlarınıza anlatacağınız birçok anınız olur. Ama en önemlisi çevrenizdeki insanların da hayatlarını olumlu yönde etkilersiniz çünkü sizden ilham alırlar. Yani sadece kendinize değil, sosyal çevremize de katkıda bulunuruz.
4- Empati yapmanızı ve hoşgörülü davranmanızı sağlar
Şu an burun kıvırdığınız, sevmediğiniz şeylere başka ülkelerde alışırsınız. Ben yerine biz olmanın tadını kavrayıp elinizdeki şeyi bazen hiç tanımadığınız biriyle paylaşırsınız. Belki de bu sayede kalıcı dostluklar edinirsiniz ve o kültürlerle entegre bir birey olursunuz. Her ne kadar hepimiz farklı olsak da sevgi ve barış sözcükleri evrenseldir.
Yeteri kadar seyahat ettiğinizde ise dünya üzerindeki bu farklılıkları fark edersiniz. Sonuç olarak gezmek insanı alçakgönüllü yapar çünkü dünyada aslında ne kadar küçük bir yer kapladığınızı görmüş olursunuz.
5-Yabancı diliniz gelişir
“Anlıyorum ama konuşamıyorum” cümlesini hepimizin en az bir kere kullanmışızdır. Peki bunun çözümü nedir? Bol bol pratik yapmak. İşte seyahat etmek size okulda, kurslarda, dizilerde, saatlerce çalıştığınız gramer kitaplarında bulunan İngilizce’yi birebir yerinde kullanarak öğretir. Öğrenmeye başladığınız dili toplumun farklı kesimlerinden insanlarla konuşarak pratik yapma şansı elde edersiniz.
6- Olaylara Farklı Bakarsınız
Bütün iş görüşmelerinde neden Erasmus’a gidip gitmediğinize bakılır biliyor musunuz? Amaç yurt dışında kalıp kalmadığınızı öğrenmek mi? Hayır. Şirketlerin baktığı şey aslında zorluklar karşısında nasıl hareket ettiğinizdir. Çünkü yurt dışında ortaya çıkan sorunları tek başınıza halletmek zorundasınızdır. Bu da size olaylara farklı yönlerden bakmayı, daha fazla düşünmenizi ve daha hızlı çözüm yolu bulmanızı sağlar. Aynı zamanda bakış açınızı genişleterek yanlışın tek yanlış, doğrunun ise tek doğru olmadığını anlarsınız.
7-Kendinizi tanırsınız
Birini tanımanın en iyi yolu ya ticaret ya da seyahattir demişler. Kendinizi tanımanın en iyi yolu da şüphesiz seyahat etmektir. Seyahat ederken kendinize doğru bir yola çıkıp neleri sevdiğinizi, nelerden hoşlanmadığınızı keşfedersiniz. Bu sayede kendi sınırlarınızın farkına varıp sonraki seyahatlerinizi ona göre planlamaya başlarsınız. Aynı zamanda dünyayı ne kadar az tanıdığınızı fark eder ve daha çok öğrenmeye çalışırsınız. Bu da sizin araştırmacı yönünüzü geliştirir. En önemlisi ise döndükten sonra aynı kişi olmadığınızın farkına varırsınız. Yani Albert Camus’un da dediği gibi: “Yolculuk bizi kendimize getirir.”
8-Tek patron siz olursunuz
Günlük hayatlarımızda genel olarak arkadaşlarımızla gezmek hoşumuza gitse de bazen ayrılıklara düşülebiliyor. Biri yürümek yerine taksiye binmek isterken, diğeri sokak sanatçısını dinlemek istemiyor, belki diğeri hayvanat bahçesinde daha az vakit geçirmek istiyor. Birbirinizi ne kadar uyumlu olarak görseniz de bu gibi ayrılıklar yaşanabiliyor. Bu yüzden tek başınıza olduğunuzda istediğiniz her yere gidebilir, istediğiniz yerde durabilirsiniz. Belki kahvaltıda biriyle tanışıp tüm gün onunla gezersiniz veya ertesi gün Amerikalı bir çiftle öğle yemeği yiyebilirsiniz. Hayatta her şey şaşırtıcıdır. O zaman paranızı biriktirip sırt çantanızı toplamaya başlayın 🙂
Bu yazımızda bir kişininin hayatının değişmesine neden olduysak ne mutlu bize çünkü hayat gerçekten çok kısa bu yüzden anı yaşayın. Kapanışı Micheal Pain’in sözüyle yapmak istiyoruz. “Seyahat etmek mikrobu size bir defa bulaştıktan sonra artık tedavisi yoktur. Hayatımın sonuna kadar bu mikropla yaşayacağımı bilmek çok güzel bir duygu.”
Özgün İçerik: Bu içerik Öğrenci Kariyeri yazar ekibinden Atakan GÜNGÖR tarafından yazılmıştır.