Gecenin geç saatlerinde ıssız bir caddede yürüdüğünüzü düşünün. Aniden birinin adımlarını duyup takip edildiğinizi düşünebilirsiniz. Peki sokağın sessiz olmasına karşın, neden kendi ayak seslerinizi asla fark etmezsiniz ?
Bilim insanları, insanların kendi seslerini duymazdan gelebildiklerini bilseler de beynin bu “yok sayma” işini nasıl yaptığı tam olarak bilinmiyordu. Nature dergisinde yayınlanan araştırma, kendi ayak seslerimize dikkat çekerekvbu olguyu anlamamızı destekliyor.
Duke Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmayla bu soru derinlemesine incelendi. Araştırmacılar, beyindeki nöronların bu işi gerçekleştirmek için nasıl çalıştığını anlamak için fare beyinleri üzerinde çalıştılar ve fare koştuğunda, onların duyduğu sesleri kontrol edebilecekleri bir mekanizma geliştirdiler. Birkaç gün kendi yürüyüşlerinin sesini duyan farelere sonrasında farklı bir ses dinletildi. Bir süre sonra araştırmacılar, farelerin neredeyse kendi hareketlerinin seslerini filtreleyen bir kulaklık takıyor gibi davrandıklarını fark ettiler. Bunun aksine, çıkarılan her beklenmedik seste farelerin işitsel kortekslerindeki nöronlar yüksek seviyede tepki veriyordu. Bunun sonucunda bilim insanlarıfarelerin kendi yürüme seslerine alıştığını fark etti. İşitsel korteks ve hareket işlevini yerine getiren beynin bir kısmı olan hareket korteksi arasında değişen bazı önemli bağlantılar vardı. Bu bağlantılar işitsel kortekste bulunan baskılayıcı nöronları kuvvetlendirerek her adım sesini duyulduğunda, aktifleşiyordu. Sonuç olarak fare her yürüdüğünde, kısıtlayıcı nöron grubu, beklenilen ses duyulduğunda iptal edilebiliecek bir “ses fotoğraf-negatifini” elde etmek için aktifleşiyordu.
Aynı şeyin yalnızca adımlarla sınırlı kalmadığı ve hayatın pek çok alanında da karşımıza çıktığı biliniyor. Örneğin tuş vuruşları için de aynı şey söylenebilir. Klavyede yazı yazarken, kendi tuş vuruşlarımız bizi pek rahatsız etmese de yanımızda oturan kişinin ses çıkararak yazı yazmasından hoşlanmayabiliriz.
Aslında avlanmak zorunda olan herhangi bir varlık için, kendisinin çıkardığı zararsız sesleri filtreleme ve potansiyel olarak daha tehlikeli seslere odaklanma becerisi, hayati öneme sahiptir. Ayrıca bu şarkı söylediğimizde, konuştuğumuzda ya da bir müzik çaldığımızda olan da aynı olgudur. Aslında hareketlerimizin beklenilen sonuçlarını görmezden gelme becerisi, ne zaman yanlış yaptığımızı anlamamızı sağlamamıza yardımcı olduğundan evrimsel açıdan da büyük öenme sahiptir.
Özgün İçerik