Kurbanı Olduğumuz 7 Pazarlamacı Manipülasyonu

İçinde bulunduğumuz tüketim çılgınlığının manipülatörleri mola vermeden algılarımızı yönetmeye devam ediyor. Bu haberimizde kurbanı olduğumuz pazarlama stratejilerine göz atacağız. Aslında hepimiz istek listemizi kabartan tekliflere maruz kaldığımızın farkındayız ancak bunun gerçek boyutunu açıkça görmek sinirlerimizi bozduğundan görmezden gelmeyi ve akışa kapılmayı tercih ediyoruz. Hadi bu kez de tüketim arzularımızı kamçılayan manipülatörlerin elebaşı olan pazarlamacılar üzerinde duralım ve tüketicilere uyguladıkları algı operasyonlarını inceleyelim. 

1- Hileli Fiyat Düşüşü

Taktik basitçe şöyle: Etiket üzerinde üstüne çizgi çekilmiş eski fiyatla düşürülmüş yeni fiyat bir arada karşımıza çıkıyor. Bu fiyat stratejisi “anchoring” olarak da anılıyor çünkü satıcı öncelikle yapabileceği en yüksek teklifi yapıyor ve sonrasındaki teklif, müşteriye daha cömert görünüyor.

2-Tek Sayılarla Fiyatlandırma

Etiketlerin üzerinde ürünün fiyatı genellikle küsüratla ya da tek sayılarla gösteriliyor. Örneğin: 1,99 ya da 4,95 şeklindeki rakamlar, yukarı yuvarlanmaktansa aşağı çekilir biçimde veriliyor. 1,99 diye gösterildiğinde alıcı, fiyatın 2'ye değil de 1'e daha yakın olduğu algısına kapılıyor. Bu etiketlendirme, müşteriler üzerinde ilginç bir psikoloji oluşturarak ürünün ucuz olduğu kanısına varmasını sağlıyor. 

3- Alışverişi Aciliyete Dökme 

''Sınırlı sayıda stok'' ya da ''sınırlı süre için geçerli indirim'' briefleri tüketiciyi heyecana sürükleyerek ihtiyacı olmayan ürünü talep etmesine neden oluyor. Diğer yandan müşterinin aklına, o ürünü almayarak iyi bir fırsatı kaçırmış olduğu düşüncesini sokan genel geçer bir taktik. Aynı zamanda tüketicinin başka bir ürüne veya hizmete yönelmesini engelleyerek satış kapasitelerini de arttırmış oluyorlar.

4- Tüm AVM'yi Gezdiren Kapı Taktiği

Alışveriş merkezlerinde giriş ve çıkış kapılarının arasında direkt geçiş olmadığını fark etmişsinizdir. Özellikle IKEA taktiği olarak bilinen bu stratejinin asıl amacı sizi tüm mağazayı gezmeye zorlamasıdır. Bu şekilde almak amacıyla geldiğiniz şeyden çok daha fazlasını almış halde mağazadan çıkabilirsiniz. Böylece mekan tasarımındaki yönlendirmeler sayesinde yalnızca bakmaya gelen ziyaretçiler bile bir şekilde alışveriş yapmaya teşvik edilebiliyor.

5- Bir Şey Bedavaysa Ürün Sizsiniz!

Bu taktik marketler için oldukça güçlü bir silah. İnsanların “bedava” kelimesine kayıtsız kalamıyor olması onları ihtiyaç fazlası alışverişe sevk edebiliyor. Bu sayede, düşük kârı olacak ürünlerin satışı daha fazla gerçekleşiyor. Her ne kadar müşterinin dikkatini çekmese de çoğu zincir marketler son kullanma tarihi yaklaşan ürünleri kasada, alıcıya ''promosyonlu'' ya da ''bir alana bir bedava'' kisvesiyle pazarlamış oluyorlar. 

6- Hediye Kartları

Son dakikada önerilen hediye kartlarını geri çevirmek genellikle müşteriler için zor oluyor oysa bu, satıcılara oldukça yüksek kar marjı sağlayan bir taktik. Hediye kartını alabilmek için belli bir fiyatın üstüne çıkılması gerekliliği müşterileri fazladan alışverişe yönelttiğinden, ortalama bir hediye kartının satıcıya sağladığı geri dönüş %35 civarında. Bunun yanı sıra kimi kartlar için ''hemen kullanılamaz'' ibaresi geçerli olduğundan satıcının kârı bir hayli daha yüksek oluyor.

7-İştah Açıcı Renkler ve Tanımlar

Bir restorana gittiğimizde menünün tasarımı,kullanılan renkler ve mekan dekorasyonu iştahımızı açma konusunda en iyi manipülasyon yöntemlerindendir. İştah açıcı tanımlar yemek reflekslerimizin tepki vermesini sağlar. “Taze, sıcak ve kıtır ekmek” lafını okuduktan sonra zihnimizde, aç olmasak dahi yemek yeme isteği uyanır. Özellikle menünün üst kısmı ilk baktığımız yerdir. Bu yüzden restoranlar en lezzetli görünen ve pahalı ürünlerini oraya koyarlar. Sıcak renklerse iştah açıcı bir diğer unsurdur. Çoğu fastfood zinciri olan restoranların mavi ve kırmızı kullandığını fark etmeyeniniz olmamıştır.

Özgün İçerik