Ülkemizde ve dünyada görülen koronavirüs hastalığının herkesi eve kapattığı bu dönemde akıllardaki en büyük sorulardan biri bu sürecin iş piyasalarına ve ekonomiye etkisinin nasıl olacağı yönündedir.
International Labour Organization (ILO-Uluslararası Çalışma Örgütü) yaşanan salgının dünya üzerinde toplumu %40 ile %70 oranında etkileyeceğini söylemektedir. Bu durum beraberinde karantina dönemlerini arttıracak ve büyük oranlarda arz/talep kaybına sebep olacaktır ve büyük bir işsizlik yaşanacaktır.
ILO raporuna göre Koronavirüs’ün çalışma yaşamına etkileri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır;
- İşsizlik ve eksik istihdam (ya da kısmi istihdam) oranlarında artış görülecektir.
- Ülkelerin sınırlar üzerinde koyduğu yasaklar nedeniyle serbest dolaşım azalacak ve uluslararası iş piyasaları negatif anlamda etkilenecektir.
- Ekonomideki durgunluk beraberinde devletlerin de gelir kaybına sebep olacak, bu durum halk üzerindeki vergi yüklerinde artış ve çalışan yoksulluğunda yükselişe neden olacaktır.
- Yaşanan salgın krizi toplum arasındaki eşitsizliği arttıracaktır. Orta ölçekli/alt gelir grubuna mensup olan halk ile üst gelir grubuna mensup kişiler arası sorunlar baş gösterecektir.
- İş piyasasında yer alan kadın çalışanların sayısında düşüş görülecektir.
- Dezavantajlı grupta olan yaşlıların gelirleri artan vergiler sebebiyle daha da azalacaktır.
- Genç istihdamın işsizliğinde artış yaşanacaktır.
- Göçmen işçilerin, kayıt dışı çalışanların, serbest meslek sahiplerinin bu süreçte büyük kayıpları olacaktır.
Uluslararası Çalışma Standartları’na göre Koronavirüs ile mücadelede iş yaşamını ve istihdamı korumak amaçlı geliştirilen stratejiler;
İş yerinde İşçilerin Korunması | Ekonomi ve İş gücü Talebinin Canlandırılması | İstihdam ve Gelirlerin Desteklenmesi |
İSG önlemlerini güçlendirmek | Aktif mali politika (Aktif devlet politikaları) | Sosyal korumayı herkesi kapsayacak şekilde genişletmek |
Çalışma düzenlemelerini uyarlamak (Örneğin, uzaktan çalışma) | Para arzını genişletme politikası | İstihdamı koruyacak önlemler; Örn. Kısa süreli çalışma, ücretli izin, diğer destekler |
Ayrımcılık/dışlamayı önlemek | Sağlık sektörü dahil, belirli sektörlere borç verme ve finansal destek | Mikro işletmeler ve KOBİ’ler için finans ve vergi destekleri |
Herkes için sağlık hizmetlerine erişim sağlamak | ||
Ücretli izne erişimi artırmak |
Koronavirüs’ün ülkemize etkileri ise dünyaya olan etkilerinden pek de farklı bir çizgi seyretmediği bilinmektedir. Bazı sektörlerde iş yaşamına devam edilse de büyük oranda ekonomik bir durgunluğa girilmiştir. Bu durum beraberinde düşük/orta sınıf çalışanın gelirlerinde azalma ve iş kayıplarına neden olmuştur. Yüksek vasıflara sahip beyaz yaka çalışanlarının yaptıkları iş nitelikleri sebebiyle çalışmalarına evlerinden devam edebildikleri için gelirlerinde büyük bir kayıp yaşamadıkları bilinen bir gerçektir. Bunun yanı sıra birikim yapma eğilimlerinin düşük ve orta sınıfa göre daha yüksek olması, salgın sürecinde toplumun büyük kesimine oranla daha az etkilenmelerine sebep olacaktır.
Yaşanan salgında şüphesiz ki en çok etkilenen kesim son yıllarında tartışmalı unsurları arasında yer alan Yeni Mezun öğrencilerdir. Ülkemizde üniversite sayısının artması ve eğitim kalitesinin azalması, mezun sayısını arttırırken niteliğini azaltmış, buna rağmen iş piyasalarında artış sektör ve devlet tarafından sağlanamamıştır. Bu durum mezunlar arası büyük yarışa ve uzun süreli işsizlik yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Korona virüs’ün ise dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomiyi yavaşlattığı ve bu sebeple işsizliği arttırdığı bir gerçektir. Mezun olan öğrenciler ise geleceğe dair hayallerini ve iş bulma umutlarını her geçen gün yitirmektedir.
Tüm bu olumsuzlukların içerisinde bu salgın sonrası daralma yaşayacak ve gelişecek sektörlere adaptasyon ise ileriye yönelik kazanımı artıracaktır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de havacılık, turizm, hizmet, otomotiv ve bu etkenlere bağlı olarak petrol sektöründe istihdamda daralma yaşanacaktır.
BBC Türkçe’nin Ahlatcı Yatırım firması Araştırma Müdürü Barış Ürkün ile gerçekleştirdiği röportajına göre ülkemizde sağlık sektörü, sanayinin ana kolları, bankacılık ve finans sektörü, otomotiv, beyaz eşya, giyim, hava yolu, seyahat, demir çelik üretimi gibi sektörler olumsuz etkilenmiştir.
Buna karşılık salgın sonrası yükselişe geçenler ise CarrefourSA, BİM Birleşik Mağazalar, BİZİM Toptan Satış Mağazaları, MİGROS ve ŞOK Marketler Zinciri gibi perakende sektörü içerisinde yer alan firmalar olmuştur. Kısacası özellikle perakende ve gıda sektörü yükselişe geçmiştir. Ayrıca ilaç şirketleri, hijyen malzemeleri üreticileri ve havlu kağıt üreticileri son zamanların yükselen sektörleri içerisinde yer aldığı araştırmalar ile ortaya konmuştur. Büyük holding sahibi kimselerin de bu süreçte kayıplarını azaltmak için dijitalleşmeyi arttırma yoluna giderek yeni bir istihdam ağı yaratmaları beklenmektedir.
Korona virüs ile yüz yüze iletişim yoğunlukta olduğu sektörler çökmekte iken E-Ticaret, Danışmanlık, SAP Danışmanlığı, Dijital Pazarlama, Ajans, Marka Yönetimi, SEO, Müşteri İlişkileri Yönetimi, Yazılım, Teknoloji, Oyun Geliştirme, Robotik Kodlama ve Telekomünikasyon gibi uzaktan erişimli işlerin yapılabileceği sektörler yükseliş trendini yakalamaktadır. Start-up ekosisteminde internet üzerinden kendi firmalarını kuracak olan girişimciler yükselik trendini yakalayacak bir başka kesim olacaktır. Özellikle yeni mezun olmaya hazırlanan öğrencilere ve mevcuttaki mezunlara tavsiyemiz internet üzerinden çalışmaların arttığı bu dönemde belirtilen sektörlere yönelik eğitimler alıp altyapı olarak kendilerini hazırlamalarıdır. Böylece geleceğin kazanını olacaklardır.
Özgün İçerik
0 Yorum
Yorum Yap