İstediğiniz Her Şeyin Olduğu Bir Üniversite: Udemy

Apple, Microsoft, Amazan, Facebook, Twitter, İnstagram... Bugünlerde en çok duyduğumuz isimler. Hepsi milyarlarca dolar değerlemesi olan dünya devi şirketler. Hikayeleri farklı olsa da hepsinin temelinde bir ortak fikir yatıyor. İyi bir fikir...

Günümüzde artık milyonlarca kişi, dünyanın öbür ucundan online bir şekilde eğitim alabileceği platform olan Udemy’yi biliyor. Öyle ki sitede Mark Zuckerberg veya Harvard profesörlerinden tutun da sokaktaki Ahmet Amca ve hatta siz bile uzman olduğunuz konuda eğitim videosu yükleyebiliyorsunuz.

Bugünkü ilham hikayemiz Malatya’da bir dağ okulundan Silikon Vadisi’ne uzanan ve milyar dolar değere ulaşan ilk Türk şirketi Udemy’nin kurucu ortağı ve CEO’su Eren Bali’ye ait.

Eren Bali, Malatya’nın Durulova adlı bir dağ köyünde öğretmen bir çiftin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokulu bir tane öğretmenin beş sınıfın bir arada olduğu bir yerde arada dolaşarak eğitim vermesiyle bitirdi. Burada büyük bir şansı vardı ki o arada dolaşan öğretmen annesiydi.

Dört yaşında babasının yaptığı tahtadan el oyması satrançla okul haricinde bir şeyler öğrenmenin mutluluğunu tattı ve sadece bir yıl sonra önce kendi babasını, daha sonra çevresindekileri insanları birer birer yenmeye başlamıştı.

Ortaokul yıllarında Malatya’nın merkezine taşındıktan sonra Eren Bali’nin matematikle arkadaşlığı iyi olmaya başlamıştı. Henüz o yaşlarda kolejler arasında yapılan bir matematik yarışmasında birinci olmuştu. Küçüklüğünden beridir farklı şeyler yapmak istiyordu fakat ailesi tarafından hiçbir zaman bir yarışa sokulmadı (Günümüzde çoğu insanın yaptığı yanlışa ters olarak) ve şu cümleyi kullandılar: “Dersler bir yerden sonra önemli değil, sevdiğin şeylerle uğraş.”

Bu azim ve kararlılıkla ailesinin desteği birleşince lisede matematik olimpiyatlarında Türkiye’de Altın, Uluslarası alanda Gümüş madalya kazandı. Olimpiyat başarısından sonra Harvard, MIT gibi üniversitelerden teklif aldı ancak ODTÜ’de Bilgisayar Mühendisliği’ne gitti. Bunu kendisi verdiği bir röportajda şöyle açıklıyor: “Malatya’dan daha önce hiç çıkmamıştım. Amerika çok uzak geldi. O sırada ablam ODTÜ’de okuyordu, ben de o korkuyla oraya gittim.”

Kendi bilgisayarları olmadığı için o dönemlerde üniversitenin bilgisayarlarını kullanıyorlardı. Beraber müzik dinlediği arkadaşlarının yazın staja gittiklerinde müzik dinleyebilmeleri için internet üzerinden çalışan bir uygulama yaptı. Sonrasında Oktay Çağlarla birlikte ( ortaokuldan arkadaşı ve Udemy kurucu ortağı ) bir başka proje yapsalar da bu fikir tutmadı. Üniversitede bu projelerden sonra verdiği kararla akademisyen olmak yerine girişimci olmayı tercih etti ve serüveni de bir nevi burada başlamış oldu.

Udemy Fikri Nereden Çıktı ?

Eğitimde fırsat eşitliğini yaratmak ve herkesin intenet üzerinden nitelikli eğitime ulaşmasını sağlamak isteyen ikili, o dönem ODTÜ Teknokent’e yurtdışından gelip eğitim veren profesörlere reddedemeyecekleri bir teklifte bulundu. Eğitimi online olarak yapmak istiyorlardı.

4. sınıfta şirketi kurduktan sonra, finansal olarak ayakta kalabilmek için geceleri Silikon Vadisi ile iş yapıyorlardı. Bu bağlantılar, onlar Silikon Vadisi’ne gittiklerinde çok işlerine yarayacaktı. Nitekim Türkiye’de işler istedikleri gitmedi ve bu yüzden Silikon Vadisi’ne gitmeye karar verdiler çünkü onlara göre bazı şirketlerin özel noktalarda kurulması gerektiğiydi.

Amerika’da Her Şey Günlük Güneşlik Miydi ?

Elbette çok zorlandılar. Beş parasız geçen günlerden tutun, çalışma izni almalarına kadar çok acı çektiler ama onları başarıya götüren tek nokta hayalleriydi.

Daha karşılarına çıkacak zorluklar bitmemişti. Bu sefer onları yatırımcı engeli bekliyordu. Çünkü yatırımcılar eğitim işinin çok zor olduğunu, onların yeterince tecrübe sahibi olmadığını ve üstelik sertifikasız eğitimlerin kullanıcılar tarafından asla onaylanmayacağını söylüyordu. Ayrıca o zamanlarda Silikon Vadisi’nde bu işi yapmaya çalışan en az 50 tane şirket daha vardı. Hayallerinden asla ödün vermeyen Eren Bali, kullanıcıların bir kez sertifika aldığında siteyi birdaha kullanmaya ihtiyaç duymayacağını fakat kendisinin sürekli bir eğitim istediğini ısrarla vurguluyordu.

57 farklı yatırımcıdan ret cevabı aldıktan sonra bir melek yatırımcıyı ikna etmeyi başardılar ve bu sayede 1 milyon dolar fon topladılar. Bu aldıkları red cevapları onları pes ettiremiyordu çünkü Eren Bali sürekli şunu söylüyordu: “Bu yapacağımız şey dünya için gerçekten önemli. Biz yapmazsak, bir başkası yapacak ve başarılı olacak.”

Udemy’yi Diğer Şirketlerden Ayıran En Önemli Şey Neydi ?

Her başarılı girişimci gibi onlarda çevrelerinden tepki aldılar tabii ki. Ama onlar hayallerinden vazgeçmedi ve karşılarına ardarda sıkıntılar çıkınca pes etmediler. “Demek ki herkes haklıymış” demediler günümüzde pes edip kaybolup giden birçok fikrin aksine.

Peki En İyi Girişimler Onaylanmayan Girişimler Midir ?

Yatırımcılar tarafından bir çok ret cevabı aldılar. Her gittikleri yatırımcıdan benzer bir şekilde şunu duyuyorlardı: “İnsanlar oyun oynamak, film izlemek varken neden gidip de sertifika bile alamayacakları bir eğitime para ödesinler?”

Yaşadıklarını en büyük sorunu atlatan genç girişimciler, en sonunda bir yatırım aldılar çünkü aynı yatırımcıya 3 kez gitmişlerdi. O melek yatırımcı da azimlerinden dolayı bu parayı verdiğini, iş için umutsuz olduğunu söylemişti.

O insanların “işe yaramaz” olarak düşündüğü fikir, bugün 170 milyon dolar hacimle online eğitimin en önemli 3-4 girişiminden sadece biri ve “Milyar Dolarlık İlk Türk Şirketi” olarak kabul ediliyor.

Size karşı çıkanlar kendilerini cesaret edemedikleri için mi bunu söylerler bilinmez ama başarılı bir girişim kurmanın özü, hayallerindenizden vazgeçmemektir. Eğer gerçekten tüm dünyanın düşündüğünden farklı bir şey düşünüyorsanız peşinden gidin. O insanlar haklı çıkarsa düştüğünüz yerden kalkıp yola devam edersiniz. Ancak siz haklı çıkarsanız; Apple, Amazon, Facebook ve tabii ki Udemy gibi şirketler ortaya çıkıyor. Risk alın ve hayallerinizin peşinden gidin...

Özgün İçerik