Hiroşima ve Nagasaki: Atom bombalarının savaşta kullanılmasının 75. yılı
6-9 Ağustos, 2. Dünya Savaşı'nın bitişini getiren Hiroşima ve Nagasaki'ye atom bombası atılmasının 75. yıldönümü. Atom çağını başlatan felakette toplam 220 binden fazla kişi ölmüştü.
6 Ağustos 1945 sabah saat 8:15 civarında Hiroşima semalarında Japonların "B-san" (Bay B) olarak adlandırdıkları dev Amerikan B-29 savaş uçağının bıraktığı bombadan kurtulan Alman misyoner Wilhelm Kleinsorge, üzerinde ölümcül yanıklar oluşan insanların sığındığı nehrin kenarında gördüğü manzarayı şöyle anlatıyor: "Yaralılar sessizdi. Acıdan haykırmak ne kelime, kimse ağlamıyordu bile. Kimse şikayet etmiyordu... Çocuklar bile ağlamıyordu."
Cizvit papazı Kleinsorge, atom bombasından bir yıl sonra 1946'da olay yerine gidip bombanın ve radyasyonun yaptığı tahribatı birebir gören ve yazan Amerikalı gazeteci John Hersey'in "Hiroşima" adlı dünyaca ünlü uzun yazısında Hiroşima'da hayatta kalan ve o talihsiz gün ve sonrasında başına gelenleri ona anlatan altı kişiden biridir.
Atom çağını başlatan felaketin yaşandığı o günlerde internet olmasa da Hersey'in insan hikayesini konu alan efsane yazısı viral olur ve milyonlarca kişi tarafından okunur.
Hiroşimalı terzi bir kadın, biri Alman iki rahip, bir sekreter ve iki doktorun bomba düştüğü andan itibaren yaşadıklarını detaylı olarak anlatan haber yazısı, özellikle savaşta karşı saflarda yer alan Japonların ölümcül düşmanlar olduğu inancıyla büyüyen Amerikan toplumunda, bombaladıkları insanların da kendileri gibi hayatlarını sürdürmeye çalışan bireyler olduğunu gösteriyor.
Alman papaz Kleinsorge, kendisini sık sık düşman Amerikalılarla karıştıran Japonların gözünde yabancı olmanın yükünü taşımaktadır. 6 Ağustos ve sonrasında maruz kaldığı radyasyon nedeniyle hayatı boyunca büyük hastalıklar geçirir ve acılar çeker.
Diğer beş kişiden Doğu Asya Teneke İşletmeleri personel bölümünde sekreterlik yapan 20 yaşındaki Toshiko Sasaki, bombanın merkezine bir buçuk kilometre uzakta olmasına karşın bombanın etkisiyle üzerine düşen kitaplığın altında kalarak bacağı ezilir ama hayatta kalmayı başarır.
Buraya 75 yılda yazılacak bir sürü hikaye anlatılamayacak çoklukta bir sürü acı sığdırmak mümkün değil. Hatırlatmak ve unutmamak insanlığın yüz karası bu olayı acısını, izlerini, hala bu zamanda bile çeken insanlar için yalnız olmadıklarını bilmeleri için unutmayalım. Nazım Hikmet RAN' ın orada binlerce kişi binlerce çocuk gibi ölüp giden bir kız çocuğu olan Hiroşimalı Sadako Sasaki' ye yazdığı şiiri buraya çocuklarımızında hala bu zamanda 75 yıl sonra bile öldürüldüğü bu yüzyılda vicdanlarımızın sesini duymak adına buraya bırakıyorum.
Hiroşimalı Sadako Sasaki, 6 Ağustos 1945 tarihine kadar Hiroşima’da yaşayan neşeli, umut dolu küçük bir kız çocuğuydu.
Kız Çocuğu
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem,
göze görünmez ölüler.
Hiroşima’da öleli,
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki,
kâat gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
Nâzım Hikmet
Bu güzel şiiri besteleyen değerli sanatçımız Zülfü LİVANELİ' den dinlemek isterseniz link aşağıda.
0 Yorum
Yorum Yap