Öğrenci Kariyeri Banner

Geçmişten Günümüze En İlginç 5 Güzellik Sırrı

Geçmişten Günümüze En İlginç 5 Güzellik Sırrı

Gelmiş Geçmiş En İlginç Güzellik Sırları

Güzellik insanın içindeki en derin duygulara, içgüdülere hareket kazandıran temel bir haz duyusudur. Nitekim duygusal zekamızın algılayabildiği en öncelikli unsurlardan biri olan güzellik için tarih boyu uğraşlar verilmiş ve ardı arkası kesilmeyen arayışlara girilmiştir.

Sizin için derlediğimiz, daha iyi bir estetik algısı yaratmak amacıyla uygulanmış ve kesinlikle tavsiye etmekten kaçındığımız en ilginç güzellik sırlarına göz atmaya ne dersiniz?

1- Cildi Kurşunla Kaplama

Kraliçe Elizabeth’in aşağıdaki resmine göz attığınızda cildinin beyazlığını ressamın işi olarak yorumlayabilirsiniz ancak bunun asıl sebebi beyaz bir tenin o zamanların güzellik akımı olmasıdır. İngilizlerde beyaz yüz eğilimi zenginlik ve güzelliğin sembolüyken, bronzluk düşük seviye ve sosyal sınıfı simgelerdi. Bu görünümü elde etmek için zehirli ve deride ciddi hasarlara neden olan kurşunun, boya olarak kullanılması cesaret isterdi. Bu boya; baş ağrısı, saç dökülmesi, mide sorunları, diş çürümesi hatta felç olmaya kadar büyük tehlikeler taşımaktaydı. 

2- Makyaj Uğruna Harcanan Ömür: Nefertiti

Mısır kraliçesi Nefertiti 20. yüzyılın en iyi heykel yüzü seçilmiştir. Onu bu prestije layık gören elbetteki güzellik takıntısı olmuştur. Cesedinin makyajlı gömüldüğünden yola çıkarak güzellik sırlarını az çok tahmin edebiliyoruz. Ayrıca Nefertiti’nin vücudunda saçları dahil tek bir kıl yoktu. Çünkü saçlarından ayaklarına kadar traş edilirdi. Kafasını bir perukla kapatır ve gözlerini kohl adında bir boyayla boyardı. Eski Mısır’da kullanılan kohl, siyah kurşundan elde edilen bir boyadır. Bu, Nefertiti’nin kurşun zehirlenmesinden öldüğünü gösteriyor. Ruju da bromin manniti içerirdi. Bu madde yoğun zehir içerir. Yaptığı makyajlar yüzünden ölme ihtimali oldukça yüksektir.

3- Kendine Bunu Yapan Halkına Ne Yapmazdı?

Dünya klasında bir güzellik ünvanına sahip Kraliçe Marie Antoinette de estetiği için yaşar, maskesiz yatağına girmezdi. Maskesinin içeriğini duyunca içinizdeki kelebeklere elveda diyebilirsiniz. :)

Marie Antoinette Maskesi, konyak, yumurta, süt tozu ve limon içeren bir bileşimden oluşuyordu. Ayrıca güvercin pisliği de onun kendine özgü güzellik sırlarından biriydi. Plasenta içeriğindeki hiyalüronik asit, vitamin, protein ve yağ hücre yenilenmesini sağlıyordu.

4. Simonetta Vespucci: Arsenik, Sülükler ve İnsan İdrarı

Adını bilmiyor olsanız bile, Simonetta Vespucci'nin yüzünü defalarca görmüş olabilirsiniz. O Rönesans'ın en büyük ressamlarından bazılarına ilham kaynağı olmuştur. Rönesans döneminde bir güzellik ikonuydu. Bu yüzden sülükler ve bazı zehirleri sıklıkla kullanırdı. Cildinin her zaman soluk ve beyaz kalabilmesi için Vespucci sülüklerden faydalanıyordu. Sülükler kanı sürekli emerek yüzünün bembeyaz görünmesini sağlıyordu. Ayrıca o dönemde sülük konusunda tedirginlik yaşayan diğer kadınlar, ekmek kırıntılarını yumurta aklarıyla karıştırıp üstüne sirke de ekleyerek  yüz maskesi hazırlardı. Kaşları için arsenik kullanırlardı. 

Ayrıca arsenik, bir dönem İngiliz kızlarının güzellik anlayışı için bir içkiydi. Daha beyaz bir görünüme sahip olmak için sokak ortasında arsenik içme sebebiyle bayılan bir İngiliz burjuvası düşünün... Ah bu kızlar!

5- Star Olmanın Bedelini Midesiyle Ödeyenler

Perspektifimizi günümüze doğru açtıkça yine akıl almaz hatta içiniz almaz güzellik mücadeleleriyle karşılaşıyoruz. 

Eva Longoria bebek cildi gibi yumuşak bir cilde kavuşmak amacıyla içinde plasenta bulunduran kremler kullanır. Bu kremleri kullanan diğer ünlüler arasında Ketie Holmes de var. Ayrıca buz dolabında bekletip bir öğün bunu tüketen ünlü isimler de bu kervanın içinde. 

Özgün İçerik

 

 


Fatma Oral

Öğrenci Kariyeri yazarlarından Fatma Oral..

0 Yorum

Yorum Yap

😄

Bültenimize kayıt olun!

Güncel haberleri takip etmek için bültenimize kayıt olun, böylece daima güncel bilgilerle donanmanıza yardımcı olabilelim.