"ey iki adımlık yer küre senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!"
Bu dizeleriyle anımsıyorum Nilgün Marmara'yı, onu tanıyan, okuyan, bilen herkesin aklında farklı bir dizesiyle yer ettiğini de göz ardı etmeden. Ama biliyorum; her birimiz ortak bir paydada, Marmara'nın kederinde, yalnızlığında ve ona yük gibi gelen dünyasında buluşuyoruz sessizce.
13 Şubat 1958'de, İstanbul'da dünyaya geliyor Nilgün Marmara. Ortaokul ve liseyi Maarif Kolejinde bitirdikten sonra, "umutsuzlar merdiveninin" ev sahipliğini yapan Boğaziçi Üniversitesinde İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyor. 'Sylvia Plath'in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi' tezi ile 1985 yılında mezun olurken kim bilir belki de daha o yıllarda görünmez bir bağ birleştiriyor Sylvia Plath ile kaderlerini.
1982'de, "yabancıların en yakınıydın sen" diye hitap ettiği Kaan Önal ile evleniyor ve Önal'ın işi sebebiyle 16 ay boyunca Libya'da yaşıyorlar. Bu sürezarfında yazıldığı bilinen yazıları yıllar sonra "Defterler" adı altında toplanıp basılıyor. Marmara'nın Defterler dışında da yayınlanmış başka kitapları:
- Daktiloya Çekilmiş Şiirler
- Kırmızı-Kahverengi Defter
- Metinler
- Kağıtlar
- Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi
Marmara'nın kaleminden çıkan her yazı, her şiir onun iç dünyasının bir aynası niteliğinde. Kullandığı kelimeler insanın içe dönüş hikayesini anlatmak için birbiriyle yarışır gibi. Kendine özgü bir tarzla büyütüyor yazılarında yalnızlığını, varlığını ve yokluğunu Marmara. Ve diyor ki:
"Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben."
Nilgün Marmara'nın burukluğunu, arada kalmışlığını, tekliğini hissediyorum bu sözüyle.
Son olarak da ondan bir şiir bırakmak istiyorum buraya. Kendini ona yakın hissedenlerin sevdiği şiirlerinden biri olan "Kuğu Ezgisi" insana ayna oluyor ve derinlere işliyor adeta. Benim de okuduğum, bende etkisi büyük olan bir Marmara şiiri.
Kuğu Ezgisi
Kuğuların ölüm öncesi ezgileri şiirlerim,
Yalpalayan hayatımın kara çarşaflı
bekçi gizleri.
Ne zamandır ertelediğim her acı,
Çıt çıkarıyor artık, başlıyor yeni bir ezgi,
-bu şiir –
Sendelerken yaşamım ve bilinmez yönlerim,
Dost kalmak zorunda bana ve
sizlere!
Çünkü saldırgan olandan kopmuştur o,
uykusunu bölen derin arzudan.
Büyüsünü bir içtenlikten alırsa
Kendi saf şiddetini yaşar artık,
-bu şiir –
Kuramadığım güzelliklerin sessiz görünümü,
ulaşılamayanın boyun eğen yansısı,
Sevda ile seslenir sizlere!
13 Ekim 1987'de, daha 29 yaşındayken, yaşadığı hayatın ağırlığını üzerinden atarcasına evinin balkonundan atlayarak intihar ediyor Marmara.
O hayattayken onun kaleminden bihaber olan dünya, Marmara'nın şiirini, imgesini, fikrini ve bakış açısını ancak onun yokluğunda tadabildi.
Onun güçlü kaleminden bihaber olan dünya ölümünden çok sonra tanıdı şiirlerini, fikirlerini, düş bahçelerini ama ne kadarını anlayabildi derin arzularının, ertelediği acılarının, yarım kalan ezgisinin, orası meçhul.
**Bonus:
Dilerseniz Nilgün Marmara'nın geride bıraktığı intihar mektubunu bu linke tıklayarak okuyabilirsiniz.
0 Yorum
Yorum Yap