Öğrenci Kariyeri
Robinson hikayesini duymuşunuzdur?
Robinson bize insanın yeryüzünün, dünya hayatının hükümdarı olduğunu öğretiyor. Hem de dersi kuru sözlerle değil, canlı örneklerle çalışmasıyla öğretiyor.İnsanın zekası, dehası, güçlü iradesi, doğanın acımasız güçlerinden daha üstündür.
Robinson batan gemiden kurtarabildiği şeyleri adaya zar zor sürüklüyor.Adada önce kendisine barınak yapıyor, sonra buğday ekiyor, yaban keçilerini evcilleştiriyor.En son olarak da adaya gelen yerlilerden birini yakalayıp kendi yardımcısı yapıyor. Kısacası o uzak adada yerleşik, düzenli bir hayat kuruyor. Hem de tek başına... Genç bir çocuk...Issız bir adada..."
Değerli öğretmenler!Rahipler!Hakimler!Mühendisler!Memurlar!Avukatlar! Genç Suomi'nin evlatları! Aydın filizleri! Sizler de kendi milletiniz arasında birer Robinson olmak istemez misiniz?...
Herkes hayattan bir şey almak ister fakat ona bir şey vermek istemez.Birçok kimseler toplum hayatına asalak olarak atılırlar.Hayatın anlamını başkalarını sömürmekte ve başkasının sırtında geçinmekte ararlar. Böyle bir hayat felsefesi uzun yıllar boyunca aile içerisinde çocuklara aşılanır. Bunu kim aşılar? Anne ve baba. Bu felsefe ile yetişen çocuklar büyüdükten sonra aç gözlü, şehvetperest, tembel ve saygısız olurlar. En sonunda artık hiç bir kimseye ve hiçbir şeye sevgi ve bağlılık göstermeyen lakayt gençler olurlar.Bunlarda vatana ve ulusa karşı sevgi, yüksek ideallere ve ciddi çalışmalara saygı uyanmaz. Anne ve babalarını da samimi bir sevgi ile sevmezler. Eğer gençliğin ruhunu işlenmeyen bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız orada ısırganlar ve dikenler yetişir. Anne ve babaların çocuklarını beynini ve kalbini işlemeden bırakmaları akla ve vicdana uygun değildir hatta diyebilirim ki böyle bir ihmal ahlaksızlıktır, cinayettir. Çünkü çocukların iyi eğitilip eğitilmemesi yalnız anne ve babayı ilgilendiren bir konu değildir. Aynı zamanda toplumu ve devleti de ilgilendiren çok mühim bir meseledir...
Beyaz zambaklar ülkesinden kasıt Finlandiyadır. Yazar Finlandiya'ya yapılan seyahatlerinde gördüklerini not ederek bu kitabı oluşturmuştur. Kitap, Finlandiya'da 1800' lerin sonunda aydınların halkı cehaletten kurtarmak için verdiği, iyi bir eğitim sistemine kavuşturmak için verdiği mücadeleyi anlatmaktadır . Türkçeye çevrilen kitaplar arasında en çok okunan kitaplar arasına girmiştir. İçerdiği bilgiler ile sadece o dönemi değil bugün ile de ilgili önemli mesajlar, tavsiyeler içermektedir.
Okumanız dileğiyle :)
Beyaz Zambaklar Ülkesinde- GRIGORIY PETROV
Kaynak
Robinson bize insanın yeryüzünün, dünya hayatının hükümdarı olduğunu öğretiyor. Hem de dersi kuru sözlerle değil, canlı örneklerle çalışmasıyla öğretiyor.İnsanın zekası, dehası, güçlü iradesi, doğanın acımasız güçlerinden daha üstündür.
Robinson batan gemiden kurtarabildiği şeyleri adaya zar zor sürüklüyor.Adada önce kendisine barınak yapıyor, sonra buğday ekiyor, yaban keçilerini evcilleştiriyor.En son olarak da adaya gelen yerlilerden birini yakalayıp kendi yardımcısı yapıyor. Kısacası o uzak adada yerleşik, düzenli bir hayat kuruyor. Hem de tek başına... Genç bir çocuk...Issız bir adada..."
Değerli öğretmenler!Rahipler!Hakimler!Mühendisler!Memurlar!Avukatlar! Genç Suomi'nin evlatları! Aydın filizleri! Sizler de kendi milletiniz arasında birer Robinson olmak istemez misiniz?...
Herkes hayattan bir şey almak ister fakat ona bir şey vermek istemez.Birçok kimseler toplum hayatına asalak olarak atılırlar.Hayatın anlamını başkalarını sömürmekte ve başkasının sırtında geçinmekte ararlar. Böyle bir hayat felsefesi uzun yıllar boyunca aile içerisinde çocuklara aşılanır. Bunu kim aşılar? Anne ve baba. Bu felsefe ile yetişen çocuklar büyüdükten sonra aç gözlü, şehvetperest, tembel ve saygısız olurlar. En sonunda artık hiç bir kimseye ve hiçbir şeye sevgi ve bağlılık göstermeyen lakayt gençler olurlar.Bunlarda vatana ve ulusa karşı sevgi, yüksek ideallere ve ciddi çalışmalara saygı uyanmaz. Anne ve babalarını da samimi bir sevgi ile sevmezler. Eğer gençliğin ruhunu işlenmeyen bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız orada ısırganlar ve dikenler yetişir. Anne ve babaların çocuklarını beynini ve kalbini işlemeden bırakmaları akla ve vicdana uygun değildir hatta diyebilirim ki böyle bir ihmal ahlaksızlıktır, cinayettir. Çünkü çocukların iyi eğitilip eğitilmemesi yalnız anne ve babayı ilgilendiren bir konu değildir. Aynı zamanda toplumu ve devleti de ilgilendiren çok mühim bir meseledir...
Beyaz zambaklar ülkesinden kasıt Finlandiyadır. Yazar Finlandiya'ya yapılan seyahatlerinde gördüklerini not ederek bu kitabı oluşturmuştur. Kitap, Finlandiya'da 1800' lerin sonunda aydınların halkı cehaletten kurtarmak için verdiği, iyi bir eğitim sistemine kavuşturmak için verdiği mücadeleyi anlatmaktadır . Türkçeye çevrilen kitaplar arasında en çok okunan kitaplar arasına girmiştir. İçerdiği bilgiler ile sadece o dönemi değil bugün ile de ilgili önemli mesajlar, tavsiyeler içermektedir.
Okumanız dileğiyle :)
Beyaz Zambaklar Ülkesinde- GRIGORIY PETROV
Kaynak
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap