Ayılar ve Boğalar: Ayı ve Boğa Piyasası

Ayı ve boğa piyasaları ekonomi ve finansta talebin ne durumda olduğunun anlaşılması için kullanılan birer terimdir. İngilizceleri uluslararası piyasalarda “Bullish” ve “Bearish” olarak geçer. İkisi de trendin, yani talebin ve beklentinin hangi yönde olduklarını belirtmek için kullanılır. Sadece forexte veya borsada değil, bütün finansal piyasalarda görürüz. Hisse senedi, tahvil alımı vb gibi tüm finansal türev araçlar ayı ve boğa piyasasına girebilir. Varsayılan seviye %20 ve üstüdür. Herhangi bir finansal ürün önceki seviyesinden en az %20 değişmişse, bu terimlerdenn biri kullanılır.

Boğalar: Boynuzunun kaldırma eylemini çağrıştırdığına benzetildiğinden finansal bir ürünün trendinin en az %20 (var sayılan) artmaya başladığını gösterir. Mesela elimizde altın varsa ve bir önceki seviyesinden %20 yukarı hareketlenmişse, bu bize altının trend yaptığı ve gelecek vaat ettiğini gösterir. Bu süre zarfında yükseliş tepe noktasını görünceye kadar devam eder. Bu trend ve beklentinin adı boğa piyasasıdır. Boğalar trend olan finansal ürün için umutludurlar ve yükseleceğine inanırlar. Altının 2000’li yıllardan bu yana $800 onstan günümüze kadar $1900 ons’a kadar yükselmiş olması güzel bir altın boğa piyasasına örnektir. Tabi ki yıl içinde de ufak çaplı ayı ve boğa değişimleri olmaktadır ancak genel bakışta boğa piyasasına iyi bir örnek teşkil eder. 2018’deki Bitcoin patlaması, hükümet seçimleri zamanındaki döviz kurlarının aşırı yükselmesi, hükümet halka iyi bir izlenim bıraktıysa hisse senetlerinin ani %20’lik artışı ya da 17.yy’da 1636’daki Lale Çılgınlığı da birer Boğa piyasası örnekleridir.

Ayılar: Boğa piyasasında gözüken trend tam tersine döner. Bu dönem karamsarlık dönemidir. Yani daha önce yükselmiş olan bir trend tepe noktasını gördükten sonra radikal bir şekilde yine en az %20 seviyesinde bir düşüş yaşıyorsa bu piyasaya ayı piasası denir. Bu dönemde belli bir finansal ürünü elinde tutan yatırımcılar, bu ürünün artık umut vaat etmeyeceğine, başka bir deyişle değerinin daha fazla yükselmeyeceğine, hatta bilakis düşeceğine inananırlar ve ürünü satmaya başlarlar. Bazı yatırımcıların karları ceplerinde kalırken bazıları da hiçbir kar elde etmeden (bazı durumlarda stop-loss; zararı durdur imriyle) ürünü satarlar. Bu ürün tahvil, altın, gümüş, döviz vb gibi herhangi bir finansal değer olabilir. Boğa piyasası için verdiğim örneklerin tam tersi ayı piyasası için geçerlidir. Mesela ons altının tepe noktasından ya da hiç yükselmeden, tepe yapmadan, olduğu gibi satış baskısı görüp aşağı yönlü %20 hareket etmesi ayı piyasasına örnektir. Hükümet seçimi olduktan sonra ve halkın hükümete güvenmemesi üzerine ulusal paranın değer kaybetmesi ve hisse senetlerindeki ani %20’lik düşüş de ayı piyasasına örnektir.

Hem ayılarda hem de boğalarda aşamalar toplama , alım dalgası ve doygunluk seviyeleri olarak gelişir. Her iki piyasa da birbirinin devamı niteliğinde olabilir de olmayabilir de. Boğa piyasası için ilk aşama toplama aşamasıdır. Herhangi bir zaman diliminde iştahı kesilmiş, umutsuz olan, kayba uğramış ya da cesareti kırılmış yatırımcılar ellerindeki değersiz ve ucuz ürünleri daha büyük yatırımcılara satmaya başlarlar. Başka bir şekli ise hazırda çok düşük değeri olan ürünlerin çok düşük oldukları için yatırımcılar tarafından yavaş yavaş toplanmaya başlamasıdır. Ancak her iki durumda da bu seviyeler trendin yükselişini göstermez, piyasa hala bu ürünlere karşı duyarsızdır. Bu durumun üstünden belirli bir süre geçer toplama aşamsından sonra alımı artmaya başlayan bu ucuz ürünler piyasanın yavaş yavaş ilgisini çekmeye başlar ve artık piyasada iyimser algı oluşturmaya başlar. Bu akıma küçük yatırımcılar da dahil olmaya başlar ve işlem hacmi aşırı artmaya başlar. İşte bu görülen en az %20 var sayılan yükselişle meydana gelir. Bundan sonraki aşama doygunluk aşamasıdır. Piyasada bu ürüne karşı alıcıların artık artmadığı (artış hızının dengelendiği) bir dönemde piyasa algısı bu sefer de sert düşüş algısına/korkusuna kapılarak (bkz: Lale Balonu Krizi 1636) satış dalgasına başlar.

Ayı piyasası için de aşamaları boğa piyasasıyla birebir aynıdır çünkü mantıken tam tersidir. Lale Balonu krizinde de yaşandığı gibi lalenin ayı piysasına girmesi için epey bir süre geçmesi gerekti. Lale yavaş yavaş boğalaştıktan ve radikal bir şekilde zirveyi gördükten sonra önce piyasada satış korkusu başladı. Önce artış hızı yavaş ve kademeli olarak azalmaya başladı. Bu seviyedeyken halkta doygunluk seviyesi merak uyandırmamıştı ve halk halen artacağına inanıyordu. Devamında gelen ufak satışların sürekliliği merakları arttırmaya başladı. Bunu satış paniği dalgası (%20) ve en sonunda ulusal panik takip etti. Sonunda da en büyük yatırımcıların büyük kayıplarıyla, sıradan halkında yoksulluk ve ağır borç yükü kendini gösterdi. Günümüze kadar yaşanan en büyük ayı piyasalarından biridir Lale Balonu krizi. Bunun gibi 2008 krizini, 1990-2002 Dotcom Balonu, 1929 Büyük Buhranı, 1990 Körfezler Savaşı ve 11 Eylül faciaları da örnekler arasındadır. 

 

Bu aşamalar her zaman birbirini takip etmek zorunda değildir. Ürünün eğer boğa piyasasında doygunluk seviyesine geldikten sonra alış miktarı azalmışsa, ancak bu ürün gelecek için umut vaat ediyorsa (önr: dev teknoloji şirketleri) boğa piyasasından sonra hemen ya da uzun bir süre ayı piyasasına girmek zorunda değildir, fiyatlar olduğu yerden fazla sapma yapmaz ve istikrarlı bir şekilde devam eder. Ya tam tersi, ayı piyasasına giren bir ürün güvenirliliğini tamamen kaybettiyse ve kesinlikle gelecek vaat etmiyorsa boğa piyasasına girip yükselmesi her zaman beklenmez. Sonuç olarak boğalar beklenti, umut, trend yükselişi ve alış baskısı demektir; ayılar ise karamsarlık, güvensizlik, trendin ani düşüşü (negatif yönlü trend) ve satış baskısı demektir. Bir finansal ürün eğer %20’lik var sayılan bir artış gösteriyorsa boğa piyasasına girmiş ve yakın zamanda tepe noktasını görecek olması, ellerin çabuk tutulması anlamına gelmektedir. Tam tersi durumda da finansal bir ürün kısa bir zamanda %20’lik bir düşüş sergilemişse bu sefer de satış için (kar etmek isteyenler için satılıp taban fiyattan tekrar alınması) ellerin çabuk tutulması ya da tekrar yükselinceye kadar uzun süre beklenilmesi anlamına gelmektedir. Çoğu ayı piyasasında zarar %20’ye gelmeden satışlar (bazı durumlarda stop-loss emri) zaten başlamıştır; yani zarar etmek için %20’yi beklemeye gerek yoktur, zaten herkesin yaptığı bu kadar fazla sayıda satış nedeniyle düşüş %20’lerin üstüne çıkmaktadır.

 

 

Top Selling Multipurpose WP Theme

Yorum Bırakın

Instagram İçeriklerimiz

Reklam Engelleyici Tespit Edildi

Please support us by disabling your AdBlocker extension from your browsers for our website.