Ekonomi ve Finans: Şahin ve Güvercin Genel Bakış

Özellikle ekonomi ve finansla ilgilenenlerimizin, bankada faiz mevduat hesabı olanların ya da basitçe MB (merkez bankası) gündemini takip edenlerin her sene sıklıkla gözüne çarpan haberlerin başında gelen terimlerden ikisi şahin ve güvercin politikalardır. İngilizceleri “Hawkish and Dovish” tir; uluslararası piyasalarda bu terimleri görürüz. Ekonomi ve finans alanlarında çoğunlukla tüm politika ve kararların birbirine bağlı veya birbirinden bağımsız pek çok bileşenleri olduğundan ve bu nedenle de pek çok kavramın ve nedenin iç içe geçmesinden dolayı şahin ve güvercin kavramlarını çok basit bir özet halinde aktarmaya çalışacağım.

Öncelikle bildiğimiz üzere hayvanlar aleminden yola çıkacak olursak, güvercini daha uysal, zarif, beyaz ve narin olarak gözümüzde canlandırırız, zira öyledirler. Şahinler ise aksine daha yırtıcı, hızlı, avlanan kartal gibi ve sert görünümlü ve tabiri caizse dişli kuşlardır. Ekonomi ve finans piyasaları da velhasılıkelam aynı mantıkla bu tür kuşları terim olarak kullanmayı tercih etmişlerdir.

Merkez bankaları ve bazen de hükümetlerin baskısıyla (hükümet baskılarının Orta Çağ’da günümüz bankalarının temellerinin atıldığı Venedik finansal piyasalarından bu yana ender olarak görülse de) o yıl alınan tüm politik, siyasi ve ekonomik kararlara göre, devletin ekonomik gidişatına ve hazinenin uluslararası durumuna göre belli faiz kararları alınır. Bu faiz kararları asla belirli bir kurala ya da faktöre göre belirlenmez. Bu nedenle her sene MB’larının çok değişik tutumlarıyla ve ani kararlarıyla karşılaşmaktayız. Bunlardan biri şahin ve güvercin faiz kararları olup, para politikalarını, parasal sıkışma derecelerini, ulusal sermayeyi, MB döviz karşılık oranlarını, özel sermayeyi, girişimciliği, devlet tahvillerini, özel yatırımları, emtiaları ve bunun gibi birçok finansal aracı ve türev finansal ürünleri etkiler.

Şimdi gelelim ekonomi ve finans piyasalarında şahin ve güvercin faiz politikaların ne olduklarına. Daha önce de belirttiğim gibi şahin ve güvercin politikalar MB’nın finansal piyasaların tüm ayrıntılarına göre değişen faktörlere bağlı olarak aldığı politikalardır ve tek bir alanı (örneğin sadece faiz politikalarını) ifade etmez, MB’nın ülkenin finansal durumuna göre attığı her çeşit parasal politikayı ifade eder. Her alanda aynı mantığa dayandığından ben burada şahin ve güvercin politikalarının sadece faize yönelik olan kolundan bahsedeceğim. Terimlerin doğası esasıyla zaten güvercinin “rahat” ve şahinin “sert” olması nedeniyle bu iki terim de çok kolay anlaşılmaktadır.

“Güvercin Tutum/Hamle/Duruş/Politika”: Bildiğiniz üzere güvercini uysal ve şahine göre daha narin bir kuş olarak tanımlarız. Yani kelime anlamıyla piyasaları rahatlatmaya, ekonomiyi hareketlendirmeye, üreticiye nefes aldırmaya ve tüketiciye finansal anlamda tüketim rahatlığı sağlamaya yöneliktir. Peki bu nasıl gerçekleşir? Ekonomik olarak gelişmiş, en azından resesyon, stagflasyon ya da depresyonda olmayan, günümüz şartlarından uzak ve düzgün bir ekonomisi olan bir ülkeyi düşünelim (resesyon ve stagflasyon gibi terimler ekonominin iyi olmadığı durumlara özel tanımlardır, bu şekilde düşünebilirsiniz). Tüm ekonominin ideal bir dengede olduğunu düşünelim (bkz: arz talep dengesi; makroekonomide arz talep; Adam Smith arz talep teorisi). Eğer bu ülkede ekonomi her zamanki gibi dengedeyse ve muhtemelen ekonomik büyüme hızı devlet hazinesini negatif yönde etkilemiyorsa (dış borçlar ve özel sektörün normalin üstünde üretime geçmesi gibi nedenler) faizler güvercin duruş sergileyecektir, yani düşük olacaktır. Bu seviye her ülkenin kendi standardına göre belirleneceği gibi örnek olarak %0.25 – %3 bandından bahsedebiliriz. Tabi ki geçmişte negatif (-) yönde olan faiz kararları da vardır ancak çok ender rastlandığından ve deflasyonu düşürmeye de yönelik olduğundan göz ardı edilebilir çünkü dengede olan bir ekonomide deflasyonist (belli ekonomik şartlarda ulusal paranın aşırı değerlenmesidir ve ihracatta problemlere yol açar) bir yön oluşmayacaktır.

Güvercin denilen bu politika düşük faiz yönüyle firmalara, kurumlara ve enstitülere yatırım yapılması açısından çok büyük rahatlık sağlayacak ve geniş olanaklar tanıyacaktır. Mesela basit olarak 1 milyon dolarlık bir sermayenizin olduğunu ve iş kurmak istediğinizi düşünün. Kuracağınız iş 5 milyon dolar gerektirmektedir ve 4 milyon dolara daha ihtiyacınız vardır. Yapacağınız ilk şey güvenilir bir bankaya gidip 4 milyon dolarlık kredi talep etmektir. Bu durumda eğer faizler güvercin yönde hareket ediyorsa, sizin bu şirketi kurmanıza teşvik veriliyordur ve çektiğiniz kredinin faizi ileride düşük ödemeniz için tasarlanmıştır. Yani bu şirketi, ileride bankaya olan borcunuzu düşük ödeyeceğinizden dolayı rahatlıkla kurmak isteyeceksiniz. Faiz oranlara sadece size değil, ülke genelindeki yabancı ya da milli tüm girişimciler için geçerli olacağından girişim ve yatırım sayısı artacak ve ülkede ciddi anlamda ekonomik büyümeye rastlanacaktır. İşte güvercin nitelikte olan tüm faiz ve para politikalarının esas odağı budur. Güvercin demek ülkeyi rahatlatmak, ekonomiyi canlandırmak ve refaha ulaştırmaktır.

“Şahin Tutum/Hamle/Duruş/Politika”: Yukarıda güvercin nitelikte olan politikanın tam tersi ekonomik müdahaleler için geçerlidir. Şahin güvercine göre daha yırtıcı ve serttir. Yani piyasalara rahatlama etkisi değil, çoğunlukla radikal değişiklik için uygulanan müdahalelerdir. Güvercin örneğinde verdiğimiz dengede ekonomisi olan ülkenin tam tersini düşünelim. Bu ülke resesyonda olan, yani küçülmeye giden, üretimi kısıtlı olup tüketimi buna paralel olarak azalan ancak talep fazlası olan bir ülkedir. Dolayısıyla para birimi değer kaybetmektedir (Türkiye’nin ekonomik durumunu benzer gözükse de enflasyonu etkileyen çok farklı faktörleri olduğundan örnek vermemekteyim). Böyle bir ülkede tabi ki yapılması gerek öncelikli şey siyasi idare biçimini değiştirip yapıcı politikalarla süslemektir ancak bu ülkenin yapacağı ilk şey faiz oranlarını arttırmak olacaktır. Bunun pek çok nedeni vardır. En bariz nedenlerinden biri ülkenin zaten halihazırda üretim kısıtlı olduğundan, tüketici taleplerine cevap veremediğinden ve dolayısıyla ithal sonucu dış borçlarının artmasından dolayı para biriminin de değer kaybetmesiyle birlikte yatırımcıların bu ülkeden kaçmaya başlamasıdır. Ülke genelinde gelecek vaat eden yatırımlar ve girişimler olmadığından ülkenin finansal saygınlığı azalacak ve finansal denge radikal olarak alt üst olacaktır. Bu durumun ise kısa vadede en net, fakat bir o kadar geçici ve asılsız çözümü şahin faiz politikası uygulayıp, yani faizleri yükseltip (%8-%12) paranın hem ülke içi hem de uluslararası talebini arttırmak olacaktır. Faizler arttığında parası mevduat faizinde olanlar çok sevineceklerdir çünkü bankalar aylık olarak tüm faizde olan müşterilerine yüksek faiz geliri dağıtacaklardır. Ancak ülke ekonomisi için bu durum hiç iç açıcı değildir çünkü bireyler yüksek faiz geliri elde ederlerken, yatırımcı ve girişimciler yüksek faiz oranlarından dolayı yatırım yapmaktan ve girişimde bulunmaktan kaçacaklardır. Girişimler olsa bile az sayıda olacak, yüksek faiz oranlarından dolayı üretim fiyatları aşırı yükselecek ve enflasyonu tetikleyecektir. Bu bir kısır döngüye girecektir. Girişim ve yatırımlar, devlet teşvikleri bir ülkenin sağlıklı büyüme için ekonomik anlamda olmazsa olmazıdır. Bir ülkenin refahı bireylerin yüksek faiz gelirleri elde etmesiyle değil, girişimlerin ve yatırımların fazlalığı ve etkililiğiyle ölçülür. Diğer yandan zaten her vatandaşın yüksek faiz geliri elde edecek ne birikimi, ne geliri, ne mirası, ne de şansı vardır. Durum böyleyken herkesin faiz geliri elde edemeyeceği gibi girişimciler de yatırımdan kaçtıklarında ülke ekonomisi için tam bir kaos; yolun sonu resesyon ve çöküş olacaktır.

Genel olarak Şahin ve Güvercin politikaların etkileri bu şekilde görülmektedir. Ancak tabi ki her şahin politikanın ülkeyi resesyona götüreceği öne sürülemez. Önceden belirttiğim gibi ekonominin resesyona ve çöküşe gitmesi için sadece faiz bakış açısı yüzlerce bakış açısından sadece biridir, ancak en önemlilerindendir. Bazen dengede olan ekonomilerde bile çeşitli siyasi, politik finansal ve ticari olaylardan dolayı arada şahin politikalar, şahin faiz kararları verebilir. Ancak dengede olan ekonomiler için bu durum süreklilik arz etmez, edemez.

Günümüzde görülen bir örnekle bitirmek istiyorum içeriği. 2019 sonu ve 2020 Covid-19 pandemi sürecinde arada istisnalar olsa da tüm dünyada özellikle ekonomi devi ABD ve Avrupa ekonomi devi Almanya gibi çoğu gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ciddi finansal güvercin politika uyguladılar. Bunu yapmaya mecburlardı çünkü tüm dünya bu süreçte yardıma muhtaç kaldı. İşsizlik arttı, piyasalar durdu, ekonomiler resesyon tehlikesiyle karşılaştılar. Bunun tek ve net çözümü piyasaların olabildiğince rahatlamalarını sağlayacak parasal genişleme olmalıydı. Her gün haberlerde gördüğünüz gibi çoğu ekonomi parasal genişlemeye gitti ve faiz oranlarını son derece güvercin bir konuma getirdiler. ABD’de bir süre eksi (-) yönde faiz uygulaması tartışıldı ancak hükümet buna engel oldu. Fakat her şeye rağmen FED (ABD Merkez Bankası) astronomik bir para basma sürecine girdi. Güvercin faiz politikasıyla da kurumların kapanmaması, ekonominin durmaması ve yatırım teşvikinin azalmaması için çok büyük uğraş verildi.

Son örneğim kesinlikle ABD’nin ekonomik durumunu anlatmak için değildir, tıpkı yukarıda Türkiye’den bahsetmemiş olmam gibi. Ülkelerin günümüzdeki ekonomilerinin şekillenmeleri sadece faize, şahin ve güvercin uygulamalarına bağlı değildir. Şahin ve güvercin politikalar ülke ekonomilerinin gidişatına göre tasarlanmıştır sadece. Fakat tasarlanan yüzlerce faktörden biridir. Ancak “Şahinler” serttir, sıkıdır, taviz vermez ve radikaldir; değişime yöneliktir. “Güvercinler” ise genellikle ve çoğunlukla piyasaların, ekonominin ve ülke refahının iyiye gittiğinin ya da gideceğinin bir işareti olarak karşımıza çıkar.

Referanslar:

Ulusların Düşüşü kitabı

Ulusların Düşüşü

Yorum Bırakın

Instagram İçeriklerimiz