Öğrenci Kariyeri
1820’de Martin Fugate isimli Fransız bir öksüz, Kentucky’nin doğusunda yer alan sakin ve gözlerden uzak bir kasaba olan Trublesome Creek’e geldi. Burada kızıl saçlı ve soluk beyaz bir tene sahip olan yeni eşi Elizabeth Smith ile birlikte aile kurmaya karar verdi. Martin Fugate cildini göz alıcı çivit mavisi bir renge dönüştüren genetik bir rahatsızlığa sahipti. Çiftin yedi çocuğu oldu ve bu çocukların dördü tıpkı babaları gibi mavi bir cilt rengine sahipti.
1970’ lerde Benjamin Stacey adında bir bebek dünyaya geldi. Stacey, Fugate ve Smith’in beşinci göbekten torunuydu ve o doğana kadar insanlar için Kentucky’de yaşayan mavi ten renkli insanlar sadece bir anıdan ibaretti. Bu durum, ailesi ve hastane personeli için sürpriz bir durum olsa da aslında Stacy ailesinin kendine özgü olan genetik mirasını yansıtmaktaydı.
Bu miras, methemoglobin adı verilen, kırmızı kan hücrelerindeki methemoglobin seviyesinin yüzde 1’in üzerine çıkmasına neden olan bir hastalıktı ve cildi maviye, dudakları mora, kanı ise çikolata kahverengisine çeviriyordu. Bu vakada, rahatsızlık kalıtsaldı ve muhtemelen sitokrom-b5 methemoglobin redüktaz adı verilen bir genin hatalı üretiminden kaynaklanıyordu.
Fugate’ nın eşi de onun gibi bu genetik rahatsızlığa ait geni taşıyordu. Smith, bir tane anormal gene sahip olduğu için Fugate gibi görünmüyordu. Mavi gen çekinik olduğu için teni mavi değil, beyaz renkteydi. Bununla birlikte, bu durum çiftin sahip olacağı çocukların bu hastalığa sahip olma şansını çok yüksek bir hale getiriyordu. Yaşadıkları kasabanın diğer kasabalara ulaşımı olmaması ve aile üyelerine karşı toplumun uzak tutumuyla akrabalar arası evlilikler görüldü. Bu da rahatsızlığın gelişmesine ve daha sık görülmesine neden oldu.
Fugate ailesinin üyeleri mavi ciltlerini pembeye çevirmek için ilaç ve boya bileşimi metilen mavisi iğneleri kullandı. Tedaviyi olan aile üyeleri boyayı aldıktan sonra olması gereken pembe renge kavuşuyorlar.
İlginizi Çekebilecek Öneri İçerikler
Masalı Kadar Güzel Olmayan Sendrom: Rapunzel Sendromu
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap