Taşı Toprağı Tarih Bergama

BERGAMA

Bergama, İzmir’in tarih dolu ilçelerinden bir tanesidir. Bergama, ne yazık ki gölgede kalmış, gerektiği değeri göremeyen bir ilçe... İzmir’in en kuzeyinde yer alan bu ilçe tarihin en önemli olaylarına tanıklık etmiş ve bu olayların izlerini taşıyan bir yapıya sahip. Çok daha yeni değer görmeye başlayan “Bergama”  Katar'ın başşehri Doha'da düzenlenen 38.Dünya Miras Komitesi Toplantısı'nda, 21 ülkenin de oyunu alarak UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girdi. Bergama, dünyanın 999. mirası oldu. Bergama, listeye, “Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı” olarak girdi.

 

BERGAMA ADI NEREDEN GELİYOR?

Antik metinlerde “Bergama” Pergamon ya da Pergamonos olarak geçer. Kale veya sağlamlaştırılmış mevkii anlamına gelmektedir.

Sizlere kısaca Bergama ilçesinde yer alan 2 tarihi güzellikten bahsetmek istiyorum.

 

AKROPOL

Akropol

Bergama, Kuzey Ege’de, Bakırçay Havzası‘nın doğu ve batı yönüne uzanan vadinin ortasında bulunmaktadır. Kuzeyinde Kozak, Güneyinde Yund Dağları ile bulunmaktadır. Akropol'de yapılan bazı araştırmalar sonucunda şehir tarihin Eski Tunç Çağına (M.Ö 3000) kadar dayandığı tespit edilmiştir fakat hangi kavimlerin yaşadığı hakkında bir sonuca varılamamıştır. Tahminler doğrultusunda burasının yüzyıllar boyunca göçebe halkın geçtiği bir güzergah olduğu düşünülmektedir.

“Akropol” kelimesi Antik Yunanca'da “yukarıda bulunan şehir” anlamına gelmektedir. Bergama Akropolü ise halk tarafından “Kale Tepesi” olarak da adlandırılır. Bergama şehir merkezinden uzak, yukarıda yer alır. Şehrin neresinden bakarsanız rahatlıkla görebileceğiniz bir konumdadır. Akropol alanında yerleşimin ne zaman olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Kazılar neticesinde buraya yapılan en eski yerleşim alanlarının milattan önce 7-6. yüzyıl olduğu görülmektedir.

Akropol alanının bulunduğu bölgenin toprak yapısı ve konumunun zorluğundan dolayı yani düzlük bir yapıya sahip olmaması sebebiyle “arazi teraslaması” yapılarak fazladan yer kazanılmıştır. Bu da bizlere kent düzeni ve planlamanın ne denli farklı olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda kentin tepenin üzerinde kurulu olması zaman içinde yapılan yeni binalar, yaşanan erozyonlar, fırtınalar, yağmurlar ve depremlere rağmen aşağıya doğru kaymayarak yüzyıllar boyunca olduğu yerde kalmayı başarmıştır. Bu da Bergama Akropolü’nün ne denli eşsiz bir mimariye sahip olduğunu gözler önüne seriyor.

 

ASKLEPİON

Asklepion

Öncelikle kısaca “Asklepion” kelimesinin anlamına bakalım.

“Şifa tapınağı”  anlamına gelen Asklepion kelimesi, Yunan Mitolojisi'nde Sağlık Tanrısı Asklepios'un adından türemiştir.

Bergama Asklepion’u, Helenistik ve Roma İmparatorluğu döneminde dünyanın en iyi ve pek çok alanda hizmet veren antik hastanesi olmuştur.  Asklepion, 4. yüzyılda inşa edilmiş ve 900 yıl boyunca dünyanın pek çok farklı yerinden gelen hastalar için bir tedavi merkezi haline gelmiştir. Burada; şifalı su, temiz hava, kaplıcaya bağlı tedavi şekilleri, telkin ve eğlence yoluyla tedavi yöntemlerinin kullanıldığı bilinmektedir. Tarihin en iyi antik hastanesi Bergama Asklepion'unda, Galen gibi tıp tarihine geçen ve oldukça fazla doktorun yetiştirildiği de bilinmektedir.

Asklepion'da, yaz dönemleri eski zamanlardan günümüze ulaşmış bazı tiyatrolar oynanmakta üstelik ses sistemi kullanılmadan. Sergilenen tiyatroları izledikçe adeta bulunduğunuz yüzyıldan başka yüzyıla ışınlanıyorsunuz.

Yolunuz olur da bir gün İzmir’e düşerse Bergama’ya uğrayıp bu güzel yerleri gezmeyi unutmayın!

 

Özgün İçerik: Bu içerik ÖğrenciKariyeri yazar ekibinden Hülya YAVUZ tarafından oluşturulmuştur.