Sahiplik ve olmak kavramlarına dair farkındalık yaratan ve farklı bakış açısıyla günlük yaşantımızda yaptığımız yanlışları psikolojik olarak ele alan Erich Fromm ve onun “Sahip Olmak Ya Da Olmak” adlı kitabı bu yazının en temel kaynakçası.
Öncelikle olmanın, sahip olmanın karşıtı olduğunu ileri süren Fromm okuyuculara aktarmak istediği ana fikri kitabın başında Karl Marx’a ait bir sözle başlıyor ve özetliyor: “Ne kadar azsan, yaşamını ne kadar az görkemli kurmuşsan, o kadar çok şeyin vardır demektir ve görkemsiz yaşamın o denli büyüktür.” Yaratılışından itibaren hep sahip olmak için çabalayan insanoğlu bu sözle hayatında bir şeyi sorguluyor, neden sahip olmayı tercih ediyorum? Bu soru, deneysel psikoloji açısından bu konuya yaklaşan ve bu kavramları sosyal bir problem çözümü olarak ele alan Erich Fromm’u bu kitabı yazmaya itiyor. Kendisine göre ise bencillik ve sencillik konularının yeni yaklaşımlar, bilgiler ve sentezlerle daha iyi anlaşılabilmesi için yazılan bir kitap. En büyük hedefi ise yeni bir insan taslağı ile birlikte toplumun her kesiminde ve her yaş grubunda yeni bir toplum yapısı oluşturabilmek.
Günümüz değer yargılarına göre “Eğer hiçbir şeye sahip değilsen, üzgünüm dostum sen bir hiçsin.” sonucuyla karşılaşıyoruz. Sanki var olmanın tek yolu sahip olmaktan geçiyor gibi… Fromm bu kitapta, basit fakat birbirinin tam zıttı olan bu iki sözcük arasındaki farkı kimi zaman bir şiirde, kimi zaman bir dilde, kimi zaman da bir konuşmada anlatıyor. Ve bunları somutlaştırarak biz insanlar üzerinden örnekler veriyor. Sahip olan kişi, sahip olduğu somut şeylere daha çok güvenir ve ömrünü bu somut şeylerin güveniyle sürdürür. Olan kişi ise, hayatındaki soyut şeylerle beslenir ve onlarla yaşamına renk katar. Mutluluk ve haz kavramları, bu kişilerin hayatlarında ön planda olan kavramlardır. Erich Fromm bunları ekonomi, eğitim, hukuk, inanç, felsefe, sanat, yönetim ve sevgi gibi ana başlıklarda incelemiş ve örneklendirmiştir. Farkı daha iyi anlayabilmek için şiir, bilgi ve sevgi konularının günlük yaşamımızdaki yansımalarını yansıtacak olursak;
“Çatlak duvarlar arasındaki güzel çiçek,
Seni o çatlakların arasından alacağım,
Tüm köklerinle birlikte elimde tutacağım.
Küçük çiçek, eğer anladığım gibiyse her şey,
Köklerin, yaprakların ve çiçeklerinle bir bütün olan sen,
Tanrı’nın ve insanın ne olduğunu açıklıyorsun bana.”
Tennyson
“Dikkatlice bakacak olursam,
Çalılıklar arasından görüyorum onları,
Çiçek açan nazuna’ları!”
Basho
Dikkat ettiyseniz fark hemen kendini belli ediyor. 19. Yüzyılda yaşamış olan İngiliz şair Tennyson ve 1644-1694 yıllarında yaşamış olan Japon şair Basho’nun aynı konuya, sahip olmak ve olmak bakış açılarıyla baktıklarını görebiliyoruz. Tennyson’un sahip olma isteği (çiçeği koparma) çiçeği öldürme yoluna gidiyor. Basho ise olaya daha farklı yaklaşarak, seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli diyor. Ve çiçeği sevmenin en iyi yolunun ona dikkatli bakmak olduğunu ifade ediyor. Bir diğer örnek ise, ben bilgiye sahibim ve ben biliyorum deyişleri arasındaki fark. Bilgiye sahip olmak kullanılabilir bilginin kazanılması ve bunun mülkiyetini elinde bulundurmak anlamına gelirken, ben biliyorum diyebilmek fonksiyoneldir yani bu durum düşünce sürecinin bir parçasıdır. Son olarak sevgi sözcüğüne, “sahip olmak” açısıyla bakarsak; kendinin kılmak, kontrol altında tutmak anlamlarına bürünecektir. Hiç şüphesiz bu da ikili ilişkilerde sevginin en cansız, boğucu, engelleyici halini yaşatacaktır. Fromm’a göre sevgide olmak ise insanı olduğu gibi sevmeyi, paylaşmayı, fedakârlık yapmayı öğretecektir.
Peki günlük yaşantımızda neleri yanlış yapıyoruz?
- “Olabilmek” için “sahip olmak” duygusundan vazgeçemiyoruz
- Yeteri kadar paylaşmıyoruz
- Güvenmiyoruz
- Dünyaya (tüm varlıklara) sevgi ve saygı duymuyoruz
- Yapıcı bir şekilde eleştirmiyoruz
- Kendimizi yeterince tanımıyoruz
Bu noktada bu hataları yapmamak için Erich Fromm, hepimizi daha mütevazi olmaya davet ediyor ve yaşam felsefesi olarak şu sloganı öne sürüyor: “Tükettiğinden daha fazla, üret” Üzerinde yaşadığımız soluk mavi nokta, dünya, “olmak” kavramıyla çevrelenseydi, belki şimdikinden daha yaşanabilir bir dünyada yaşıyor olurduk. Kim bilir…
KAYNAK: Fromm Erich, Sahip Olmak ya da Olmak