Oturduğun Yerden Başarıyı Bekliyorsan, Daha Çok Beklersin

Hepimiz bir şeyleri başarmak istiyoruz. Yeni bir yıl, yeni bir sayfa... Belki güzel bir girizgâh yapamadık ama bu diğer sayfaların bir hiç olacağı anlamına gelmez, değil mi? Başarı nasıl oluyormuş bir de bu pencereden bakalım!

Not: Başarmak için sadece okumak yetmiyor, uygulamak lazım :)

• Bahaneler Yaratmayın.

Bahaneler, yapmamız gereken ama yapmadığımız şeyler için kendimizce, sorumluluğumuzu neden yerine getirmediğimize dair avutmalardır. Bahane üretmek harekete geçmekten daha kolay gelebilir ama şunu unutmayalım ki başarılarına özendiğimiz kişilerden bizi ayıran en güçlü fark, zihinsel kapasitemizi algılama ve kullanabilme becerimizdir. Üşengeçlere kötü bir haberim var: Başarının gelmesi için, bahanelerin gitmesi gerekiyor.

• Başkalarını Suçlamaktan Vazgeçin.

Başarısızlıklarınızın sizin seçimlerinizden kaynaklandığını kabul edin. Başarılı insanlar, “Onun yüzünden!” cümlesini kurmazlar. Başarısızlıklarını telafi etmeye çalışırlar. Böylece sorumluluk sahibi de olurlar. Başarıya giden yolda elinizdeki yumurtalardan bazılarını mutlaka kıracaksınız. Onun için bırakın ağlamayı, sızlamayı en az hatayla nasıl sonuca gideceğinizin çabasını gösterin. Kendinize “Neden hep benim başıma bu şeyler geliyor? Niye bir türlü başarılı olamıyorum?’’ sorularını sormak yerine “Ne yaparsam bir daha böyle bir şey başıma gelmez? Çıkardığım ders nedir?’’ gibi sorular sorun.

• Kendinizi Başkalarıyla Kıyaslamayın.

Herkesin özellikleri farklıdır. Birisinin iyi olmadığı bir şeyde siz iyi olabilirsiniz ya da başkası sizden iyi olabilir. Kendinizi başkalarıyla kıyaslama alışkanlığınız yerine “kendinizle kıyaslama’’ alışkanlığı edinin. Ne kadar geliştiğinizi, ne kadar aşama kaydettiğinize odaklanın. Onları düşünerek harcadığınız enerjiyi kendinizi geliştirmek için kullanın.

• Pes Etmeyin.

Güreşçinin devrilmesi yenildiği anlamına gelmez. Yenilgiyi kabul ettiğinizde yenilirsiniz. Yaşamaya devam ettiğiniz sürece her şey mümkündür. Pes etmek üzereyseniz, neden başladığınızı, neden bu kadar emek verdiğinizi düşünün. Önünüze elbet taşlar çıkacak, belki yaralanacaksınız ama bu her şeyi bir hiç uğruna yaptığınız anlamına gelmez. Ayağa kalkana kadar kendinize çözüm yolu arayın. Böylece, yaralandığınız yer çok daha sağlam olacak. Unutmayın, pes etmeyi düşündüğünüz an, başarıya en yakın olduğunuz andır.

• Arkadaş Seçiminde Dikkatli Olun.

Başarılı olmak sadece kendimizle alakalı değil, etrafımızdaki insanlarla da ilişkilidir. Birlikte zaman geçirdiğimiz insanlar, bizi biz yaparlar. İstemsiz olarak hayatlarımız onlarla bütünleşir. Kişisel ve profesyonel hayatlarında başarısız olan kişilerle vakit geçirdikçe, maalesef olumsuz yönde etkileneceksin. Jim Rohn'un da dediği gibi: “En çok zaman geçirdiğin beş kişinin ortalamasısın.’’

• Her Şeyden Önce Kendinize İnanın.

Rocky Balboa filminden alıntı yaparak sizi kendinizle baş başa bırakıyorum: “Dünya her zaman güllük gülistanlık değildir. Acımasız ve kötü bir yerdir. Ne kadar güçlü olduğun önemli değildir. İzin verirsen seni dizlerinin üstüne çökertir, sonsuza kadar orada kalmana sebep olur. Sen, ben, hiç kimse hayat kadar güçlü darbe vuramayız. Ama önemli olan ne kadar güçlü vurabildiğin değil, önemli olan o darbeyi yedikten sonra, ileri doğru gitmeye devam edip edemediğindir. Kaç darbe alıp hayatta yoluna devam edebiliyorsun? İşte kazanmak böyle bir şey! Kendine inanmaya başlayana kadar, kendine ait bir hayatın olmayacak.’’

 

Özgün İçerik: Fatma Kunt