Bibliyomani nedir?
Bibliyomani kitap biriktirme alışkanlığının bireyi olumsuz etkileyecek bir boyuta kadar ulaşması anlamına gelen bir hastalıktır.
Çoğumuz kitap okumayı severiz. Yeni bir kitap aldığımızda onun zarar görmemesi için elimizden geleni yaparız, ona kutsanmış bir varlıkmış gibi davranırız. Bazen okumadığımız, okumamızı bekleyen kitaplarımız olduğu halde heveslenip yeni kitaplar alırız.
Bir kitaplığı doldurup diğerine geçeriz. Belki de büyük bir kitap koleksiyonu yapmaya karar veririz. İşte kitap sahibi olma isteği hastalık boyutuna varınca karşımıza yeni bir terim çıkıyor: Bibliyomani. Bu terim, Manchester Kraliyet Hastanesi’nden Dr. John Ferriar tarafından türetilmiştir.
Bibliyomaninin belirtileri nelerdir?
Bibliyomaninin öne çıkan belirtileri arasında kişinin içerik açısından değeri olmadığını düşündüğü kitapları bile toplaması, aynı kitabın birden fazlasına sahip olması bulunmaktadır.
Bibliyofil kitap okumadan duramamayan, okumayınca huysuzlaşan insanlara verilen bir sıfattır. Bibliyomaniden farklı olarak tıbben hastalık olarak kabul edilmemektir.
Sizlerle Nabrut Fıdıllıoğlu’ nun söylediği bir sözü paylaşmak istiyorum. Kendisi yayımladığı bir yazısında şöyle diyor: “Bazı arkadaşlarıma göre tıp yeterince geliştiğinde bibliyofil olma durumunun bir hastalık olduğunu keşfedecek ve beni beyaz gömleğe sarıp rehabiliteye alacak. Ne bileyim, öyle diyorlar işte. Ama bilmedikleri bir şey var. Bu bir hastalık olsa tedaviyi reddederdim.“
Meşhur Bibliyomani Hastaları
Stephen Blumberg: 5.3 milyon dolar değerinde kitap çalmaktan mahkum olmuştur.
Thomas Philips: Şiddetli bibliyomani hastasıydı. Öldüğünde biriktirdiği el yazması ve matbu kitap sayısı 160.000′ den fazlaydı. Ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen kitaplar hala müzayedede satılmaya devam ediyor.
Bir Bibliyomanın Hikayesi
İlhami Dilek, lise yıllarında toplamaya başladığı kitapları artık evine sığamaz hale gelen ve topladığı kitapları satarak hastalığını bir kazanç haline getirmeyi başaran bir bibliyomani hastası. İş yerinde yaklaşık 1.000.000 kitap olduğu biliniyor. 6-7 bin el yazması ve Osmanlı dönemi kitaplarından oluşan bir koleksiyona sahip olan İlhami Dilek, bir röportajında şöyle diyor: “Bizim gibiler kitapları toplarlar, kitaptan çok iyi anlarlar ama okumazlar. Daha doğrusu kitapları okumaya zamanları yoktur. Kitabı çocuk gibi severler, bakarlar, onu korurlar.”
Özel İçerik: Ayşe Atar