Öğrenci Kariyeri Banner

İTÜ'lü Akademisyenler Deprem Raporu Yayınladı!

İTÜ'lü Akademisyenler Deprem Raporu Yayınladı!

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), 11 ilde büyük yıkıma yol açan ve 39 binin üzerinde can kaybının yaşandığı Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin ön inceleme raporu hazırladı. Raporda yıkılan binaların enkaz haline gelmesinde birçok parametrenin etkin olduğu belirtilerek en belirgin yıkım nedenleri maddeler halinde sıralandı.

RAPORDA 5 BAŞLIK YER ALDI

Raporda, "Depreme dair jeolojik, jeofizik, jeodezi ve jeomorfolojik ön tespitler", "Kuvvetli yer hareketlerinin değerlendirilmesi", "Yapısal hasarların değerlendirilmesi", "Geleceğe dönük çıkarımların kent planlama ve hızlı konut ihtiyacının karşılanması için kullanılabilecek inşaat tekniklerinin değerlendirilmesi" ve "Çevresel altyapı ve deprem atıkları yönetimi açısından değerlendirme" konulu 5 başlığa yer verildi.

Aynı Anda Çok Sayıda Fay Kırıldı

Türkiye saati ile 04.17'de ve 13.24'te merkez üssü Pazarcık ve Elbistan olan iki deprem meydana geldiği anımsatılan raporda, "Bu depremlerin sonucu çok geniş bir alanda uydu görüntülerinde yüzey kırığı haritalanmıştır. Arazide fayın belirli kesimlerde yüzey kırığı gözlenmektedir.

Fayın sekmeli yapısı ve izi, arazide bilinen hatlara yakın olmakla birlikte, morfolojik olarak Çardak Fayı'nda sırtlar ve yamaçlardan ilerlediği görülmektedir. Bu depremin arazi izleri ve yüzey kırık haritası yepyeni bilgiler içermektedir. Birbiriyle ilişkili segmentlerin atım dağılımı, bölgede aynı anda Amanos Segmenti'nin 2, Çardak Fayı'nın 2, Pazarcık Segmenti'nin 1, Gölbaşı Segmenti'nin 1 bağımsız depremle aynı anda kırıldığını düşündürmektedir.

Diğer dikkati çekici bir unsur Türkiye aktif fay haritası ile yüzey kırıkları birbirlerini üzerlememekte ve farklı alanlardan geçmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Kırılma Süreleri 100 ve 60 Saniye

Raporda, uzak ve yakın alan sismolojik (BB ve SGM) ve jeodetik (GPS) veri ve gözlemlerin ortak ters çözümü ile 6 Şubat Nurdağı-Pazarcık ve Ekinözü depremlerine ait aletsel moment büyüklüklerinin sırasıyla 7,8 ve 7,7 olarak hesaplandığı aktarıldı.

Çoklu veri setine bağlı yırtılma-kayma modellerinin, oluşan her iki deprem için birden fazla fay segmenti üzerinde yaklaşık 8-10 metre arasında değişen ve arazi gözlemleriyle uyumlu yer değiştirme değerlerini verdiği kaydedilen açıklamada, modelleme sonuçlarının Nurdağı-Pazarcık ve Ekinözü depremlerinin kırılma sürelerinin sırasıyla yaklaşık 100 ve 60 saniye olduğunu ortaya koyduğu belirtildi.

En Büyük Yer Değiştirme 4,7 Metre

Statik değerlendirmeye göre, her iki deprem sonrasında en büyük yatay yer değiştirmenin 4,7 metre ile Ekinözü istasyonunda elde edildiği, Malatya, Gaziantep ve Osmaniye istasyonlarındaki yatay yer değiştirme değerlerinin ise sırasıyla 69,9, 39,6 ve 29,2 santimetre olarak bulunduğuna değinilen raporda, kinematik değerlendirmelerden elde edilen sonuçların ise genel olarak statik değerlendirme sonuçlarını desteklediği belirtildi.

Deprem sırasında ivme ölçerlerin ve yerleştirildiği binaların hasar görmesiyle bazı istasyonlardan sağlıklı veri alınamadığına işaret edilen raporda, AFAD'ın Türkiye İvme Veritabanı ve Analiz Sistemi sitesinden 9 Şubat'ta indirilen ivme kayıtları kullanılarak hesaplanan spektral ivme, hız ve yer değiştirme büyüklüklerinin sunulduğu ifade edildi.

En Belirgin Yıkım Nedenleri

"Yıkılan binaların enkaz haline gelmesi hususunda birçok parametre etkin olmakla beraber binaların yaşı, temellerin oturduğu zeminlerin taşıma kapasitelerinin düşük olması, inşaatlarda kullanılan malzeme kalitesinin, kolonlar ve kirişlerin en kesit boyutlarının ve donatı miktarlarının yetersizliği, inşa edildiği yıllarda yürürlükte olan yönetmeliklere uygun olarak taşıyıcı sistem elemanlarının inşa edilmemiş olmaları, diğer yapım kusurları ile bitişik nizamda inşa edilen binaların kat seviyelerinin farklı olmaları gibi hususlar en belirgin yıkım nedenleri olarak görülmüştür.

Kahramanmaraş ve Adıyaman'da enkaz halindeki binaların büyük çoğunluğunun ilk katlarının ya tamamen veya kısmen kat mekanizma durumuna gelerek tüm katların üst üste sandviç şeklinde ya da yan tarafa doğru toptan veya kısmen dönerek göçme durumlarının oluştuğu görülmüştür.

Hatay-Antakya ve Adıyaman-Gölbaşı gibi bölgelerde zemin sıvılaşması etkisiyle binaların temel sistemi özelliklerine bağlı zemine batarak ya binanın tamamı yana yatarak ya da kısmen sıvılaşan zemine batarak eğik vaziyette göçtüğü de görülmüştür. Bu depremler sonucunda, betonarme binalar gibi tüm yapıların yönetmeliklere uygun olarak zemin kapasiteleri yüksek olan bölgelerde projelerine azami ölçüde uygun olarak inşa edilen hastaneler ile bazı kamu binaları, böylesine şiddetli depremler sonucunda binalarda oluşabilecek yapısal hasarların çok sınırlı ölçülerde kalabileceğini bir defa daha göstermiştir."

İmar Affı ve İmar Barışına Son Verilmeli

Depremlerden etkilenen ve 13,5 milyon kişinin yaşadığı bölgenin deprem öncesi ve sonrası durumu değerlendirilen raporda, "Bilimsel temele dayanmayan imar affı, imar barışı gibi mühendislik hizmeti almamış, sağlıksız ve güvensiz yapı stokunu yasallaştıran düzenlemelere son verilmeli, doğal eşikler yeniden yapılanma sürecinde esas alınmalı, yeni planlama sürecinde kültür varlıkları hariç bu alanlarda yapılaşmalara izin verilmemelidir." önerisine yer verildi.

Raporda, depremlerden etkilenen bölgelerde kentin yeniden yapılanma sürecine ilişkin inşa edilecek konutlarda, zemin koşulları ve benzeri birçok farklı koşul dikkate alınarak tünel kalıp ile inşa edilen taşıyıcı sistemler, prefabrike betonarme konutlar ve modüler çelik sistemlerin avantajlarına değinilerek, birlikte değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

Altyapı ve Deprem Atıkları Yönetimi

Depremlerin, üstyapılara olduğu kadar altyapılara da zarar verdiği ifade edilen raporda, özellikle şebeke ve kanalizasyon boru hatlarının hasarlanması ile su temini ve atık suların uzaklaştırılmasında akut problemler yaşanabildiği belirtildi.

Bu nedenle deprem sonrasında su yoluyla bulaşma potansiyeli yüksek olan enfeksiyon hastalıkları riskinin de arttığına dikkati çekilen raporda, su kaynaklı salgınların önlenebilmesi için güvenli su teminiyle ilgili teknik önlemlerin hızlıca alınmasının hayati önem taşıdığı kaydedildi.

Raporda, depremin toplumsal etkilerinin gözetilmesi ve onarılması için kısa, orta ve uzun vadede çalışmalar yapılması gerektiği ifade edildi.

 

Kaynak


Tuğba Duman

Öğrenci Kariyeri'nde Şef Editör

0 Yorum

Yorum Yap

😄

Bültenimize kayıt olun!

Güncel haberleri takip etmek için bültenimize kayıt olun, böylece daima güncel bilgilerle donanmanıza yardımcı olabilelim.