Eğitim sistemi gelecekte nasıl olacak? Bu konu yüzyıllardır sorgulanmakta ve dönemsel öngörülerde bulunulmakta. Bu öngörülerin bir kısmı aldatıcıydı, bir kısmı ise tam anlatıldığı şekilde gerçekleşmedi ama yine de kalıcı bir iz bıraktı. Geleceğe dair bir öngörünün doğru çıkıp çıkmayacağını, bu öngörünün yapıldığı dönem içinde anlayabilmek oldukça zor olabiliyor tabii.
Bir zamanlar eğitimi radikal bir şekilde değiştireceği düşünülen, ama şimdi tarihin yaprakları arasında unutulmuş teknolojik öngörülere göz atalım.
Bilgileri Beynimize Işınlayan Elektrikli Kitaplar
19. yüzyılın sonlarına doğru, Villemard adlı Fransız bir sanatçının hayal ettiği 2000’li yılların dünyasında robot berberler, televizyonlu telefonlar ve tüm havayı kaplayacak kadar çok uçan araç vardı. Bunlara ek olarak geleceğin öğrenme makineleri de vardı: Bu elektrikli makineler, kitapları işitsel şekle çevirerek tüm bilgileri doğrudan öğrencilerin kafasına ışınlıyordu.
Jiroskopik Araçlar
Lowa eyaletinde Spirit Lake Beacon adlı gazetenin 17 Mart 1912 sayısında yeni ulaşım teknolojilerinin yükselişiyle beraber “mesafelerin yok olacağı” belirtilmiş. Artık eğitime ulaşmak için yürümeye gerek kalmayacaktı. Geleceğin okulları için ulaşım sistemimiz otomobil, şehirlerarası ray sistemi, tek raylı demiryolu, jiroskopik arabalar, teleferikler, hava basıncıyla çalışan metrolar, uçan araçlar ve geleceğin dehalarının üreteceği diğer ulaşım vasıtalarından olacaktır. Mesafeler yok olacak ve milyonlarca kilometre sadece bir adımmış gibi hissedilecekti.
Hareketli Resimler
18 Mart 1920 tarihli Cedar Rapids gazetesinin haberine göre, geleceğin öğrencileri tarihi sadece kitaplardan öğrenmeyecekler, tarihin ekrana yansıtılmış halini görebileceklerdi. Bu kehanet elbette gerçekleşenler arasında.
Radyo Kitap
1920’li yılların başında, radyo sadece entelektüellerin oyuncağı olmaktan çıkıyor ve popüler hale gelmeye başlıyordu. Radyonun çok kısa bir zamanda her yerde –hatta kitaplarımızın içinde – olacağı hayal ediliyordu. Science and Invention adlı derginin Kasım 1924 sayılı yayınında radyonun sınıflara girmesiyle çocukların ödev yapmayı sevecekleri iddia ediliyordu.
Televizyona Aktarılabilen Kara Tahtalar
1930’ların başında televizyon teknolojisinin avantajlarını ilk fark eden kurumlar genellikle üniversitelerdi. Bu teknoloji sayesinde dersler, özellikle kırsal kesimde yaşayan ve eğitim almak isteyen fakat uzun süre evinden ayrı kalması mümkün olmayan öğrenciler için ulaşılabilir olacaktı. Radyonun yetersiz kaldığı, uzaktan öğretim teknolojik-ütopya hayalini televizyon gerçekleştirecekti. Shorth Wave Craft’ın Nisan 1935 sayısı bu olanakları şöyle sıralamış: Örneklemenin gösterdiği gibi, muhtemelen bir veya iki yıl içerisinde uygulanabilir televizyon elimize ulaştığında, şüphesiz her tür dersi kendi evimizde alıyor olabileceğiz. Radyo yayını, grafik ve resimler ile açıklanması gereken geometri ve buna benzer konularda ders vermek için oldukça kullanışsız. Mevcut bu durum, televizyonun bu amaç için kullanılmaya başlanılmasıyla kıyaslandığında matematik, geometri ve diğer bir sürü ders çok kolay hale gelecek.
Uzunçalar Plaklar
1930 – 40’larda uzunçalar plaklar, eğitim amaçlı olarak da kullanılırdı. 1934’de Amerikan Körler Derneği Ulusal Kitap Yayıncılarıyla sesli kitap çağını başlatan bir anlaşma yaptı. Uzunçalar teknolojisi hala emekleme dönemindeydi ve kaydedilmiş müzik için ses kalitesi iyi değildi, fakat konuşulan kelimeler oldukça iyi duyuluyordu. Bu da görme kusuru olan insanlar için tamamen yeni bir dünyanın kapısını açtı. 1930’larda görme engelliler haricindeki kişilerin uzunçalar kullanımı fikri mülkiyet anlaşması tartışmaya açılıncaya kadar yasaktı.
Televizyon Öğretmenleri
20 Mayıs 1938’de New York Üniversitesi profesörlerinden Dr. C.C. Clark, RCA (Amerika Radyo Kurumu)’nun 62. katına öğrencilerini götürdü. Öğrenciler, eğitimin geleceğini – televizyonlarla dolu bir geleceği görmek için oradaydı. Dr. Clark’ın öğrencileri geniş bir odaya kurulmuş olan 15 tane televizyondan onun yansımasını sessizce oturup izledi. Zaman, televizyonun tüm Amerikalılar’ın evlerine girmesinden on yıl önceydi. Fakat Dr. Clark’ın testi için orada bulunan NBC (Ulusal Yayın Şirketi) eğitim danışmanı Dr. James Rowland Angell, bu konuda oldukça iyimserdi: “Bundan beş yıl sonra, televizyonun sınıflarda daha çok kullanılacağını umut ediyorum.”