Hayatımızın bazı dönemlerinde kendimizi karanlık bir odanın köşesinde, tek başımıza oturuyormuşuz gibi hissedebiliriz. Önemli olan o odada oturan tek insanlar olmadığımızı fark edebilmek. Yalnız değiliz. Ve mutlaka bir gün, önce kendimiz ayağa kalkacağız. Kalktıktan sonra da kalkamamış olanlara el uzatacağız.
Şimdi, sizin için o karanlık odadan geçmiş birkaç ses;
‘’Yalnız, gökyüzündeki yıldızlardan çayın dibindeki çakıllara, doğu tarafından kopup gelen bulutlardan batı tarafındaki denize kadar uzanan ve yayılan bu kocaman gecenin içinde, yapayalnızdı.’’
Kuyucaklı Yusuf – Sabahattin Ali
‘’Ateş gibi yanan kalbimin sıcaklığını ne kadar sarf etsem bu soğuk tabakayı ısıtamayacağımı anlıyorum. Adımlarım hiç kimseninkine uymuyor. Herkes beni yolun ortasında bırakıveriyor… Yolun ortasında… Herkes…’’
Sabahattin Ali
‘’Beni sevmek, bana acımak demek. Gelecek zamanın sonlarına doğru bir gün biri çıkıp hakkımda bir şiir yazacak, ben de belki ve ancak o zaman, kendi krallığımda hüküm sürmeye başlayacağım.’’
Huzursuzluğun Kitabı – Fernando Pessoa
‘’Belirli bir amaç taşımayan her hayat bir hatadır.’’
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat – Stefan Zweig
‘’Hiç bilmediğim bir uçurumun içine düştüm, yine de o bir saatin içinde sizin aranızda geçirdiğim kaskatı yıllardan çok daha canlı hissettim kendimi.’’
Olağanüstü Bir Gece – Stefan Zweig
‘’Yoksa baştan beri ikimiz de sevişmece oyunu mu oynuyorduk? Gerçek olan içimdeki bu boşluk mu? Değil! Bir şey var, ama eksile eksile var.’’
Aylak Adam – Yusuf Atılgan
‘’Müzikten böylesine etkilendiğine göre, bir hayvan olabilir miydi?’’
Dönüşüm – Kafka
‘’Benim yaşamımın büyük bölümü böyle geçti. Yüzmekten çok çırpındım. Güvensiz ve hantal hareketlerle, zarif ve neşeli davranamadan, yalnızca kendimi suyun üstünde tutmayı becerebildim.’’
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git – Susanna Tamaro
‘’Neden her şeyi, tam istemediğim sırada veriyorsunuz bana? Neden bu kadar bekletiyorsunuz? Neden bir şeyi elde etmenin anlamı kalmayıncaya kadar, onu vermemekte ısrar ediyorsunuz?’’
Korkuyu Beklerken – Oğuz Atay
Fakat her şeye rağmen; bedenimizdeki yaşama tutkusu, ruhumuzdaki ölme arzusundan daha keskindir.
-Stefan Zweig
Savaşmaya değer.
Özel İçerik: Tuğçe Parlak